Ustadım translate Portuguese
172 parallel translation
Aşçım, bu yemekleri pişirmekte ustadır.
O cozinheiro é especialista em produtos marinhos.
Üstad Hirate, lütfen bana yardım et, sana yalvarıyorum.
Mestre Hirate... Por favor, ajude-me, imploro-lhe.
Burada bir Üstad Hirate var mı?
Há algum Mestre Hirate aqui?
Üstad Hirate'yi görmeye gitmem lazım.
Tenho que encontrar o Mestre Hirate.
- Bir tanecik, Üstadım.
- Só uma, comendador.
Üstad Wong baban diye burada başımıza bela olamazsın
Mesmo sendo o Mestre Wong o seu pai não podes armar confusão por aqui.
Üstad Yunmeng'in sana yardım edeceğini biliyordu
Ele sabe que o Mestre Yunmeng pode ajudar-te.
Üstad Bai özel bir misafirdir... ona en iyi şarabımızı getirin
O Mestre Bai é um convidado muito especial, traz o nosso melhor vinho.
Kralımız sadece Üstad Bai'i görmek ister bunun için Çok üzgünüm!
O meu mestre apenas verá o Mestre Bai sozinho. Peço desculpa por isso.
Üstadım Aristo'ya, Yunan filozoflarına ve kendi olağanüstü, mantıklı zekasının becerilerine güveniyordu.
O meu mestre confiava em Aristóteles, nos filósofos gregos e nos dotes da sua inteligência extraordinária e lógica.
Üstadım?
Mestre?
Üstadım.
Mestre?
Üstadım!
Mestre!
Üstadım, çabuk!
Mestre, depressa!
Üstadımın, o kafir kambur hakkındaki şüphelerimi neden o kadar çabuk yok saydığını ve kuleyi ziyaretimizin neden o kadar acil olduğunu anlamamıştım.
Não compreendi por que razão o meu mestre descartou as minhas suspeitas sobre o corcunda herético e porque era tão urgente visitarmos a torre..
Üstadım.
Mestre.
Üstadım? Üstadım!
Mestre!
- Üstadım!
- Mestre!
Üstadım basit insanların daima her şeyin bedelini ödediğini söyler.
O meu mestre diz que as pessoas simples pagam sempre por tudo.
Üstadım, lütfen, acele etmeliyiz.
Mestre, por favor, temos de nos apressar!
Adso! - Üstadım!
- Mestre!
Üstadım gerçek katili buldu!
O meu mestre descobriu o verdadeiro assassino!
Üstadım.
Mestre...
o da bir ustadır. Bana yardım eder.
Ele também é ourives.
Ulvi Üstadım!
Grite, Mestre dos céus!
Üstadım Güney Kore'den Kim San Jang.
O meu mestre é Kim San Jang da coreia do Sul.
Üstadımız çalacak! Bay Marré'ye bir viyola gerek!
Faz falta uma viola para o Sr. Marais!
Üstadım, o dönemde Londra ve Paris'te çok tutulan bir viyolonistti.
Ele ensinava a viola que, era moda em Londres e Paris
Üstadım, delirmiş olabileceğini düşünse bile... yine de karısının ona mutluluk getirdiğini düşünüyordu. Eğer olanlar gerçekse, bu bir mucizeydi.
depois de pensar que estava louco, meu professor considerou que, de ser loucura, era uma loucura ditosa, e de ser verdade, era um milagre.
Üstadım, onları kimseye dinletmiyordu.
Não deixava que ninguém as ouvisse.
- Üstadım anlatmıştı.
- O meu Amo fala-me de si.
Alemlerin Rabbi, bir Allah'a şükürler olsun. Ona sonsuza dek şükredeceğiz. O, karşımıza Üstad Fard Muhammed kişiliğinde çıktı ve Hz.
No nome ofAIIah o beneficente, o mercifuI,..... aIIpraise é devido a AIIah, Senhor ofaII o worlds,..... para o um Deus para quem o elogio é esperado para sempre,..... para a pessoa que veio para nós na pessoa ofMasterFard Muhammad...
Üstadım şimdi, biliyorum... Özellikle aradığınız, bir çeşit var mı?
Procura algum tipo de roupa em especial?
Geminin bilgisayarı ve doktorun yayımlayıcısı yerine yerleştirildi, Üstad'a düzelmesi için zaman tanıdım.
Com o computador da nave e o emissor do Dr. nos devidos lugares, tirei algum tempo para ter com o Maestro.
Halkım, enkaz kurtarma konusunda ustadır.
Meu povo é especialista em operações de salvamento.
Üstad Bra'tac,..... minnettarlığımızı kelimelerle açıklayamayız.
Mestre Bra'tac... não é possível exprimir por palavras a nossa gratidão.
Savaşçılarımı denetlerseniz onur duyarım, Üstad.
Honrar-me-ia que passasse revista aos meus guerreiros.
Savaşçılarımın çoğu çatışmadalar, Üstad.
A maior parte dos guerreiros estão na batalha diária, Mestre.
- Cezalandırılmak mı istiyorsun? Sınavınızdan bir kez daha başarısız olmak istemem, Üstad Teal'c.
Não falharei a sua prova pela segunda vez, Mestre Teal'c.
Oh, doğru olan bu Doktor, yada "Üstad" mı deme mi istersin?
Oh, está tudo bem, doutor. Ou prefere Maestro?
Bırak bir iki mısra söyleyeyim...
Ustad Anjali Ali Khan.
Üstad Kranauer, Luther ikna edilmeye açık mı?
Mestre Cranach, Lutero está disponível para ser convencido?
Yeni gayretlerimizin emsalsiz başarısı dolayısıyla, Üstad Hawkins'e şükranımız büyük, açıklamaktan mutluyum ki Possum ve Bobby, yeşil dolarlarla yüklü olarak,
Graças ao êxito sem precedentes da nossa nova iniciativa e com os nossos agradecimentos ao Mestre Hawkins, tenho o prazer de anunciar que o Possum e o Bobby, munidos de notas em abundância, percorreram os mais de 60 quilómetros até Jefferson City
Üstad Bra'tac geleceğinizi söylemişti ama ben inanmamıştım.
Mestre Bra'tac disse que virias, mas não acreditava.
Neden bunları yaptığımı anlatın, Üstad.
Diga-lhes por que fiz isto.
Buradaydım, Üstad.
Eu estive aqui. Eu estive aqui, Sr. Maestro.
Üstad Bra'tac'ın bu söylediklerinde ciddi olduğunu ve tehlikenin gerçekliğini varsayalım.
Como finalidade desta discussao, vamos presumir que o Mestre Bra'tac fala a serio e que a ameaça e real.
Siz mi geldiniz Üstadım?
É você, Mestre?
Kayıp mı oldunuz, Genç Üstad Clarke?
Está perdido jovem director Clarke? Oh!
Ve aynı zamanda Tarikat'ın Büyük Üstadı olduğuna da inanmayı tercih edersek, aradığımız kişi o demektir.
Se escolher acreditar em tal ele foi também um Grande Mestre do Priorado.
Roddy'i Üstad'a teslim edip ödülü almasını izleyelim ve biz de hayatımızın geri kalan kısmında oturalım.
Assim que entregar Roddy ao Sapo, cobro a recompensa, e teremos uma grande vida para todo o sempre.