Utanıyor musun translate Portuguese
222 parallel translation
Şimdi utanıyor musun?
Não está envergonhado agora? Não está?
Bundan utanıyor musun?
- Têm vergonha disso?
- Söylesene, utanıyor musun?
- Tem vergonha de dizer?
Ne oldu? Yoksa bizden utanıyor musun?
tem vergonha de nós?
Utanıyor musun onlar adına, sevgilim?
E tu envergonhas-te por eles, meu amor?
Utanıyor musun?
Tens vergonha?
Hadi, utanıyor musun yoksa?
Vai lá, filho. Tens vergonha?
Bizden utanıyor musun?
Tem vergonha de nos apresentar a seu povo?
- Niye? Terden utanıyor musun?
- Tens vergonha do suor?
Arzularından utanıyor musun?
Tens vergonha dos teus desejos secretos?
- Utanıyor musun?
- Estás envergonhada?
Anne, utanıyor musun?
Mãe, de quê te envergonhas?
Benden utanıyor musun Tony?
Sente vergonha de mim, Tony?
Sana az önce yahudinin birinin işimi elimden aldığını, zencilerin komşularım olduğunu söylemiştim! Utanıyor musun?
Acabei de vos dizer que perdi a promoção para um judeu, tenho pretos como vizinhos!
Benden utanıyor musun?
Tens vergonha de mim?
Utanıyor musun, yoksa?
Tens vergonha?
Yoksa anlatmaya utanıyor musun?
Ou tens vergonha de me contar?
Baba, benden utanıyor musun?
- James. - Este é o Joey Paulson.
Baba, benden utanıyor musun?
Pai, tens vergonha de mim?
Utanıyor musun?
Armado em tímido?
Hala kollarını sıvamaktan utanıyor musun?
Com vergonha de mostrar os braços, Sombra?
Yoksa şimdi utanıyor musun?
Estás a ficar tímido?
Utanıyor musun?
Que é isso? Coras?
- Ne, Frankie'den utanıyor musun?
Tens vergonha do Frankie?
- Benden utanıyor musun adamım?
Tens vergonha de mim?
Sen benden utanıyor musun?
Tens vergonha de mim? Contaste ao teu pai sobre mim?
Mesleğinden utanıyor musun?
Tem vergonha da sua profissão?
Amcandan utanıyor musun?
Tens vergonha do teu tio?
- Utanıyor musun?
Assim ninguém nos vê. - Sacana!
- Utanıyor musun?
- Estás a armar-te em tímido?
Utanıyor musun?
- Qual é?
Utanıyor musun?
Envergonha-te?
Jerry, kaybediyor olduğun için utanıyor musun?
Jerry, estás atrapalhado por estares a perder?
- Utanıyor musun?
- És demasiado envergonhada?
Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Utanıyor musun?
Cala-te, tenho vergonha, não quero falar disso.
Annenle takılmaktan utanıyor musun?
Estás envergonhada por estares com a tua mãe?
Benden utanıyor musun?
Sentes-te embaraçado por mim?
- Onu eve getirmekten utanıyor musun?
- Tens vergonha de o levares a casa?
Onlardan utanıyor musun?
Tem vergonha deles?
Benden utanıyor musun?
Sente vergonha de mim?
Yoksa duygularından utanıyor musun?
Ou sente vergonha do seu sentimento?
Utanıyor musun?
Dás-nos a honra?
Utanıyor musun? (? )
Consegues corar?
- Susie benden utanıyor musun? - Hayır! Konu bu değil.
Tens vergonha de mim?
Utanmıyor musun? Utanıyorum.
Não tens vergonha?
Bir Çinli ile evleneceğin için utanıyor musun?
Tens vergonha por quereres casar com um chinês?
Benden utanıyor musun?
com vergonha de mim?
Ne yani bizden utanıyor musun?
0 que foi?
Utanıyor musun?
Tantas pessoas inocentes que perderam o seu lar.
- Ne dediğimi anlıyor musun, ve bu utanılacak bir şey.
Percebes o que estou a dizer?
Bunu söyleyemem. - Anlıyor musun? Utanıyorum işte.
É simplesmente pessoal, eu não quero dizer.