Uyarıldın translate Portuguese
148 parallel translation
Bana asla dokunmaman konusunda uyarıldın.
Fica avisado! Nunca mais me toque.
O sabah, senatöre karşı ölüm tehditleri hakkında uyarıldınız.
Na manhã do acidente, foi avisado da ameaça ao deputado.
Uyarıldınız! Günahlarınızı itiraf edin! Tanrı'nın gazabına ve cehennemin alevlerine hazır olun!
Vocês todos confessem os vossos pecados e preparem-se para o fogo do inferno e para a ira de Deus.
Artık uyarıldınız! Af dileyin! Af dileyin!
Agora estão avisados, fujam, fujam...
Joey Tai hakkında uyarıldın.
Foste avisado quanto ao Joey Tai.
Uyarıldın.
Foi avisado.
Yorgunum. Uyarıldın.
Já foste avisado.
- Şu anda ikinci kez uyarıldın.
- Já o avisámos duas vezes.
- Pekala genç bayan, bu seferlik uyarıldın.
- Certo, miúda... Foste avisada.
Uyarıldınız!
Foram avisados.
İki kez uyarıldınız.
Já foi avisado duas vezes.
Bir kez uyarıldın, Chao.
Foi avisado uma vez, Chao.
Uyarıldın!
Tu foste avisado.
Çok iyi, uyarıldın.
Muito bem. Foi avisado.
Uyarıldın.
Foram avisados.
Uyarıldın.
Já foi avisado.
Kaç kez uyarıldın sokaklarda yalınayak yürümemen için?
Nunca te disseram que não podes andar descalço?
Ama, geçidinizi kullanmaya devam ederseniz, uyarıldınız.
Mas, se continuam a usar o Stargate,... estejam avisados.
Bedenimde cinsel bakımdan uyarıldınız.
Excitaste-te sexualmente em meu corpo.
İşte. Uyarıldın.
Bom, foi avisado.
Uyarıldınız.
Você foi avisado.
Ama uyarıldınız.
Foram avisados.
Uyarıldınız.
Tu foste avisado.
Artık uyarıldın.
Considera-te avisado.
Uyarıldın mı? ! Bence hormonların kontrolden çıktı ve durumu en iyi bu açıklıyor.
Não, acho que as tuas hormonas estão fora de controle e acho melhor não discutir contigo.
Tok'ra tarafından uyarıldın mı?
Foste avisado pelos Tok'ra?
Sizin hakkınızda yaptığımız analiz bir parça yanılmış olabilir ama uzak durmanız için uyarıldığınız halde arkadaşlarınız için geldiniz.
A análise que fizemos de vós pode ter sido ligeiramente errada, mas, apesar dos avisos, vieram buscar os vossos camaradas.
Karım uyarıldığını söylemişti.
Minha mulher disse que tinha sido avisada.
Şehirdeki bütün hastaneler olası bir salgın konusunda uyarıldı.
Todos os hospitais da cidade foram advertidos da possível epidemia.
Bu sabah binlerce insanın Sharp gevreklerini yedikten sonra acil servise kaldırıldığı haberi geldi. Neyseki yanlış uyarı olduğu anlaşıldı.
Esta manhã milhares de pessoa pelo país deram entrada nas emergências de hospitais... depois de comer Cereais Sharp... mas tudo não passou de um alarme falso.
Bu durumda dün geceki kasırga uyarısı kaldırıldı. Bu arada Dow Jones da kaldırılmış durumda. Saat 10 itibariyle New York Borsası, dün geceki kapanışının tam 800 puan üstünde.
'Também a levantar-se está o Dow Jones...'subiu 5 para 800 no encerramento de New York ontem.
Parlamento üyelerinin hepsi dün haberdar edildi. Fakat gizlilik yeminiyle başlayan kabine toplantılarında, Başbakanın güçlü uyarısından sonra güvenlik daha da arttırıldı.
Todos os membros do Governo foram informados ontem, mas mesmo o sigilo que preside a todos os Conselhos de Ministro foi reforçado por um pedido formal feito pelo Primeiro-ministro.
Önümüzde hastalığın ve deliliğin olduğuna dair uyarıldık.
Advertiram-nos de que nos espera a febre e a loucura.
Uyarıldıktan sonra bayanın malum bölgesinde aman Allah'ım!
"Uma vez estimulada, a mulher responderá de uma maneira que a pele à volta..." Meu Deus.
Peygamberlerin uyarıldıklarını bilmeden, insanlarımı birliğe çağıramam.
Não posso unir o meu povo até saber que os Profetas foram avisados.
Herkesin uyarıldığını söylüyor.
Disse que foram todos avisados.
Yıldız Filosu Komutanlığını uyarın.
Avisar o Comando da Frota Estelar.
Taramalarım her nasılsa onların yüksek oranda uyarıldığını gösteriyor.
Minhas varreduras indicam que foram hiper-estimulados.
N.S.E.G. uyarıldı, fakat onlar aldırmamayı tercih ettiler.
Foram avisados mas preferiram ignorar.
Adamların uyarıldı, ama hâlâ beni utandırıyorlar.
Os teus rapazes foram avisados e mesmo assim envergonham-me.
Tansiyonun ve sinir sistemi okumaların uyarıldığını gösteriyordu.
Suas leituras de pressão arterial e de neuro transmissores indicavam um estado de excitação.
Her nesle geceleri Prom'da içki içip araba sürmenin kötü olduğu hakkında uyarıcı hikayeler anlatıldığını düşünmüyorsun herhalde?
Achas que em cada geração se inventam histórias de conduzirem bêbados na noite do baile?
- Sizin hakkınızda uyarıldım.
- Avisaram-me a seu respeito. A sério?
Seninle burada oturup müzik dinlemek de bana uyar. Çünkü daha yeni ayrıldın. Konuşuruz.
Porque acabaste de terminar tudo.
- Mary Kane hakkında uyarıldığının farkındasındır.
Estás consciente de que fomos avisados, oficialmente, para não tocar na Mary Kane.
Ayrıca penisin en duyarlı yerlerinden biri olan bu noktanın da aynı şekilde uyarıldığını görüyorsunuz.
Também verão que esse ponto do pênis, que é dos pontos mais sensíveis, é estimulado do mesmo modo.
Uyarıldığını düşünüyorum.
- Acho que se foi.
Doğru şekilde uyarıldığında yayılım gerçekleştirir ve ritmik sinyallerin salınımı ayarlar.
E quando correctamente estimulado... envia ondas e mais ondas de impulsos rítmicos.
- Uyarıldığınızı bilin.
Considerem-se avisados.
Belki de, insanların aşırı uyarıldığı... içinde yaşadığımız bu çağ yüzünden, erkekler aletlerini... olmadık yerlere sokuyorlar.
Deve ser dos estímulos a mais... com que vivemos, que fazem com que jovens enfiem os... instrumentos em locais estranhos.
Bir hemşire tarafından uyarıldım, Babamın ameliyatı yaparken, Özensiz çalıtığına dair.
Eu fui alertado pelas enfermeiras que o meu pai estava a operar... sobre a influência do álcool.