Uykuda translate Portuguese
535 parallel translation
Onu uykuda yakalayabiliriz.
Talvez o apanhem a dormir.
O saatte herkes uykuda olur.
Estarão todos a dormir.
Keşke uykuda olup uyanabilsem.
Desejaria de acordar.
Biri uykuda güldü, öteki "Adam öldürüyorlar" diye bağırdı.
Houve um que riu em seu sono... e outro gritou "Assassínio!"
Ve yemin ederim derin uykuda.
E, por minha vida, ela está dormindo profundamente.
Uykuda ve uyanıkken hep benimleydin.
Na vigília e no sono, estiveste comigo.
- Herkes uykuda.
- Estão a dormir.
Ama Micah tümüyle uykuda.
Estão todos dormindo, excepto Mika.
Patron şu anda uykuda.
O patrão está agora a dormir a sesta.
Düşünsene, tüm şehir uykuda.
Pensa, na cidade todos dormem.
12'de diyorum çünkü, o saatte herkes uykuda olur, ve ben de kızla sinemadan dönüyor olurum.
Digo à meia-noite porque... Abram bem os olhos! À meia-noite quem está em casa já dorme, e quem foi ao cinema ainda não chegou.
Onları uykuda yakalarım. Çok büyük bir güçleri yok.
Seus animais se espalhariam.
Hiç yaşlanmadığı bir uykuda istirahat ediyor.
Ela encontra reposo num sono profundo.
Ertesi sabah... güçbela uyandım... Hala uykuda olduğuma şaşıyordum.
Na manhã seguinte, ao acordar, perguntei-me se não estaria ainda a sonhar.
Uykuda, ayrilmak zorundadir insan.
O sono obriga as pessoas a separarem-se.
Ve İngiltere'de uykuda olanlar kendilerini lanetlenmiş görecek.
Os que em Inglaterra agora dormem devem julgar-se amaldiçoados.
Onlar uykuda olacaklar.
Estarão a dormir.
Seni uyandırana kadar derin uykuda bekleyeceksin.
Dormirá profundamente até eu a acordar.
Yalnız derin uykuda.
Só para as noites mais formais.
Uykuda yürüyenler gibi mi?
Como sonâmbulos?
Uykuda uçmak.
Voar enquanto dorme.
Benim iki yüz yıldır uykuda olduğumu duymuş gibiyim.
Ouvi dizer que tinha dormido durante dois séculos?
- Derin uykuda. - "Güzel, bağla onu."
- Dorme profundamente.
Derin uykuda.
- Está a dormir.
- Şimdi derin uykuda. - Çok iyi.
- Agora, completamente apagado.
Merhameti de bilirim. Mürettebatınız ölü değil, uykuda.
Pensava naquele das orelhas moldadas de forma tão bela.
Soğuk taş altında 31 gün yatmış kurbağa. Uykuda terlemiş, bol zehir yapmış, önce sen kayna büyülü kazanda.
O sapo que, sob a pedra fria, dias e noites dormia veneno conseguiu tecer e neste caldeirão vai ferver.
O Hans'ları kaçırırsam kendimi ebedi uykuda bulurum.
Se perdi os fritzes, vou dormir eternamente.
Her şeyden önce, herkesin uykuda olduğu o saatte biri seni öldürmeye kalkışınca ne olduğunu anlayamayıp telaşa kapılıyorsun.
Primeiro, era muito cedo, as pessoas ainda não tinham acordado direito e ter alguém querendo nos matar nessa hora nos deixa confusos.
İster uyanık, ister uykuda, gözlerimi açık tutuyorum.
Tanto acordado como a dormir. Fico de olhos abertos...
- Derin uykuda mı?
- profundamente?
- Derin uykuda.
- A dormir profundamente.
Pasc'de faal, oğlanda uykuda mı?
Activo no Pasc e adormecido no rapaz?
Etrec'teki şu anda uykuda görünüyor.
No Etrec, parece estar adormecido.
Uykuda-telkin konusunda da etkili.
Sim, tal como sugestão hipnótica.
Algılayıcılarımız saat 13.22'de bir uykuda-telkin iletimi saptadı.
Os nossos sensores captaram uma transmissão hipnótica às 13 : 22.
Hiç yarı uykuda oldun mu
Se estiveres meio a dormir
100 Brahma yılı sonunda tanrının derin bir uykuya daldığı ve evrenin de bu uykuda gördüğü rüya olduğuna inanılıyor.
Possui a noção profunda e interessante, de que o universo não passa do sonho do deus que ao fim de 100 anos de Brama, se dissolve num sono sem sonhos, e o universo se dissolve com ele.
Jo uykuda.
O Jo está a dormir.
İlk birkaç sayfada bu yaratıkların uykuda olabilecekleri ama asla gerçekten ölmeyeceklerine dair uyarılar vardı.
As primeiras páginas do livro alertam que estas criaturas imortais... podem ficar adormecidas, mas nunca verdadeiramente mortas.
- Acı çekiyor mu? - Ekseriya uykuda.
- Dorme o tempo quase todo.
Romalıları uykuda yakalayıp hücum etti.
Apanharam os romanos a dormir e atacaram-nos.
Kardeşim uyuyor, derin uykuda.
O meu irmão está a dormir. Dorme profundamente.
Uykuda.
Dormindo.
Bowman uykuda ölenleri dışarı attığını söylemişti.
Ele ejetou os que morreram na hibernação.
Avrupa uykuda.
A Europa está adormecida.
Ama, bu 1000 yıl boyunca uykuda kalmayı başarmış.
Mas um deles, à 1000 anos que está na dormir na Terra.
Ama düş görebilirsin uykuda, o kötü işte.
Sim, aqui está a interrogação.
Canım uykuda konuşuyordun.
Querido, estava falando no sonho.
Uykuda.
Está adormecido.
Uykuda bile!
Mesmo durante o sono?