Uğrayacağım translate Portuguese
454 parallel translation
Eğer benim doğru kişi olduğumu düşünmüyorsanız hayal kırıklığına uğrayacağım, ama tabii dava her şeyden önce gelir.
Se não acha que sou a pessoa certa para mim será um desapontamento, mas a causa vem em primeiro lugar.
Diyordum ki ona, Peder, Gelecek sefer buralardan geçerken durup size uğrayacağım.
Dizia que na próxima vez... que passar pela sua igreja entrarei para visitá-lo.
Tamam... muhakkak uğrayacağım.
Bem, sim... com certeza que passarei por aí.
Çocuklara Atlantic City'e uğrayacağımı söyle.
Diz ao chefe que fui a Atlantic City.
Ondan sonra efendime uğrayacağım.
Então acompanharei o meu senhor.
- Zamanı gelince size uğrayacağım.
- Virei buscá-lo na atura.
Onu arayıp, eve dönüş yolunda uğrayacağımı söyle.
Diga-lhe que eu passo por lá quando for para casa.
- Hayır, sadece bir uğrayacağım.
- Só dar os bons dias.
Wilma Lentz'e uğrayacağım.
Vou ver a Wilma Lentz.
O para gelmezse ne kadar hayal kırıklığına uğrayacağımı düşün.
Pensa como eu ficaria desiludida se não conseguisses esse dinheiro.
Pekala, ona tekrar uğrayacağım.
Tudo bem, eu vou falar com a ele.
Her gün işten önce uğrayacağım.
Passo por aqui todos os dias, antes de ir trabalhar.
Evet, uğrayacağım.
Sim, estarei.
Esnafa uğrayacağım. Faturalar.
São negócios, umas contas para pagar,
Ives'a uğrayacağım.
Vou chamar o Ives.
Düşündüm de, şöyle bir Kumanda Merkezine uğrayacağım...
Lembrei-me de ir até à Sala da Guerra...
Hayır, sonuçta beni reddedecek ve ben hayal kırıklığına uğrayacağım.
Não, ela depois rejeita-me e fico muito frustrado.
Yarın sana uğrayacağım.
Eu venho buscar-te amanhã
Yarınn sabah tekrar uğrayacağım.
Vou examiná-la pela manhã.
- Uğrayacağımı söyledim.
- Que ia aparecer lá em casa.
Yapacak bir işim var. Sonra tekrar uğrayacağım.
- Vou só tratar de uma coisa e já volto.
Bu notu Dadı Robsy'e götürmesini istedim. Öğleden sonra bir ara, ona uğrayacağımı söylemesini istedim.
Queria que ele levasse este bilhete à ama Robson, para avisá-la de que a vou visitar esta tarde.
Birşeye ihtiyacı var mı diye ona uğrayacağım.
Só vou passar por lá para ver se ela precisa de alguma coisa.
Benim gitmem gerek. Emniyet Müdürlüğü'ne uğrayacağım.
Tenho que ir ao comissariado agora.
İşin bitince seni almak için Jacobs'ın yerine uğrayacağım, tamam mı?
Passarei pelo Jacobs'mais tarde quando saíres do trabalho, está bem?
- Sadece bir uğrayacağım.
- Vou só visitá-la.
Ben de buradan taa Diyarbakır'a. Ama önce Adana'ya uğrayacağım.
- Eu, irei daqui até a Diyarbakir, mas primeiro pararei em Adana.
Selam, Sam! Önümüzdeki perşembe sana uğrayacağım.
Sam, vemo-nos na próxima Quinta-feira.
Yoksa Tanrı'nın gazabına uğrayacağımdan mı korkuyorsun?
Receias que me transforme em estátua de sal?
Bir eczaneye uğrayacağım.
Vou à Farmácia.
Maçolukla alâkalı bir şeyse çok büyük hayal kırıklığına uğrayacağım.
Se for algum tipo de coisa machista, Ficarei realmente desapontada.
Hey dinle Wilbur, burayı bir daha ararsan oraya uğrayacağım.
Ouça Wilbur, se ligar novamente eu apareço.
Yerleşip, etrafa baktıktan sonra eve uğrayacağım.
Após me instalar, vou até lá a casa dar uma vista de olhos.
Uğrayacağımız çok yer var daha.
Nós ainda temos muitos lugares para ir.
Bayan Castorini, Loretta'ya sabah uğrayacağımı söyler misiniz?
Sra. Castorini, diz à Loretta que passo por cá de manhã?
Eğer uygunsa sen giderken uğrayacağım.
Assim vou aí quando estiveres fora, se não te importas.
Perşembeden sonra size uğrayacağım.
Visitar-vos-ei, logo após quinta-feira.
Dört bacağına da kavuştuğunda, ben de seninle uğrayacağım.
Para a próxima, eu vou consigo.
Bense Londra'ya uğrayacağım.
Quanto a mim, vou dar um salto à "City", em Londres.
Dünyanın denizcisi olacak. Bütün limanlara uğrayacağım.
"Ser um marinheiro do mundo, em viagem por todos os portos."
Halalarına söyle, onlara uğrayacağım.
Obrigado!
İnsanlarımın şoka uğrayacağını ben de biliyorum.
Eu sei que o meu povo também ficará chocado.
Sizi iyi ağırlamışlar mı diye bakmak için yarın uğrayacağız. - Hoşça kalın.
Voltaremos amanhã para ver se o estão tratando bem.
Sonra kuaföre, Bitti'ye uğrayacağım.
Depois, ida ao cabeleireiro. Um salto a Bitti.
Bu sevkiyatın saldırıya uğrayacağı konusunda kumar mı oynamak istiyorsun?
Quer apostar tudo no ataque deste carregamento?
Ofise uğrayacağım.
Vou ao escritório.
Sanırım senin hayal kırıklığına uğrayacağından korktu.
Presumo que tivesse medo que ficasses desiludido com ele.
Precedium'un Doğulu Birlikler tarafından saldırıya uğrayacağı inancıyla adamlarımız gece gündüz havada.
O Precedium está tão convencido que vamos ser atacados de surpresa... que não deixa os nossos rapazes pararem.
Uğrayacağım.
Vou fazê-lo então.
Ne zaman, nerede saldırıya uğrayacağını bilmek faydalı oluyor komutanım.
É bom sabermos quando e onde vamos ser atingidos. Calma.
Merkeze uğrayacağım.
Vou passar no quartel.