Van translate Portuguese
6,248 parallel translation
1-2 film dışında Süt, Gus Van Sant'ın yönetmeninden. Etkileyici bi geri dönüş.
Tenho vários DVDs do filme Milk, um regresso inspirador à forma para o realizador Gus Van Sant.
Van Berg, Berlin'den uçağa binmiş bile.
O Van Berg já está a voar para Berlim.
Efendim... Kemali, Van Berg'le iletişime geçti.
Senhor, o Kamali contactou o Van Berg.
Bu bomba Van Berg kadar sana da hitap ediyordu ve diyorsun ki- -
Acha que esta bomba era para si assim como o Van Berg e está a pensar...
Adamlarımdan biri öldü. - Tıpkı Van Berg- -
Um dos meus morreu, assim como o Van Berg...
Elinde Van Miller'ın sendelerkenki resimleri, saç örnekleri ve videosu var. - Ne sikime bekliyorsun?
Tens fotografias do Van Miller pedrado, amostras de cabelo e um vídeo.
Ağzından çıkacak olan kelimeler : "Van Miller'ın işi bitti ve artık FBI ile çalışmıyor" olsa iyi olur.
- É melhor dizeres que o Van Miller foi arrumado e que já não trabalha no FBI.
Van, bana, Walker'ı da içeren bir cinayeti araştırdığını söylemişti.
O Van contou-me que estava a investigar-te por um homicídio que envolvia o Walker.
Başta Van Miller'ın paranoyak Hollywood fantezilerinden biri sanmıştım...
Pensei que era paranoia do Van com Hollywood, mas...
Büroyu zor duruma düşürmemek için Van'ı tutuklamamış.
Não o prendeu para não envergonhar o Departamento.
- Görünüşe göre Van kullanıyormuş.
- Parece que o Van usa.
- Getir bakalım Van'ı.
- Trá-lo cá. - Está bem.
Frank. Bazı ajanlar bu dosyayı göz ardı eder, Van'a ikinci bir şans verirdi.
Frank a ideia é arquivar isto e dar ao Van uma segunda hipótese.
- Van'a karşı bir garezin yok değil mi?
- Não tens nada contra ele, certo?
- Van ölmüş.
- O Van está morto.
Van Dyke olayında beraber mi tuzak kuruyorlar?
- Trabalhavam na casa da Van Dyke?
Belki temizlemesi için bahçıvanı tutabilirim.
Talvez possa pedir ao jardineiro para limpar isso.
Bahçıvanım değil bu.
Bem, não é o meu jardineiro.
Kirk Van Houten. Umarım orta yaş bunalımında değilsindir.
Kirk Van Houten, espero não estejas a ter outra crise de meia-idade.
Van öldü.
O Van está morto.
Van sağlam ajandı.
O Van era um bom agente.
Daniel Hardman ve ben Gordon, Schmidt ve Van Dyke'ı bitiriyoruz.
O Daniel Hardman e eu vamos derrubar o Gordon, o Schmidt e o Van Dyke.
Bana Gordon, Schmidt ve Van Dyke'ı bitirmeyi söylediğini hatırlıyor musun?
Lembras-te quando me contaste que ias derrubar o Gordon, o Schmidt e o Van Dyke?
Peki Van Horn? Torres?
E quanto ao Van Horn?
- Van Horn?
- Van Horn?
Gelin hadi.
Vamos lá, Strode. Van Horn?
Peki Van Horn ve Torres nerede?
Então, onde está o Van Horn e o Torres?
Ön tarafta lanet olası bir çatlak varmış. Van Horn ve Torres anlaşılan tavan çökerken oraya sığınmış olmalılar.
Há uma fenda na parede, talvez, o Van Horn e o Torres se abrigassem quando o teto caiu.
Van Horn mu?
- Quem era?
Torres mi?
Van Horn?
- Van Horn ve Torres de, değil mi?
Então foi o Van Horn ou o Torres, certo?
- Van Horn. Ne?
- O Van Horn.
Van Horn öldü!
- O quê? O Van Horn está morto.
Birileri oyun oynuyor Alfred. - Gelecek vaadeden Van Goghlar mı?
E os nossos dois Van Goghs frustrados?
Yani ben onlarla doğmuş olsaydım muhtemelen ben de duvarlarımı çaldığım Van Goghlarla donatırdım.
Se eu tivesse nascido com eles, provavelmente também decoraria as paredes com os Van Gogh roubados.
Van Pelt'e söyleyeyim, kapatsın.
Vou pedir à Van Pelt para tirar.
- Van Pelt çalışıyor.
A Van Pelt está a tratar.
Dedektif Van Pelt Stone'un bilgisayarından bazı dosyaları geri döndürebilmiş.
A agente Van Pelt conseguiu recuperar os documentos do computador do Stone.
Bahçıvan cesedi burada, havuz kenarında bulmuş.
Os jardineiros encontraram o corpo submerso.
Van Pelt'i kastediyordum aslında.
Estava a falar da Van Pelt.
Dedektif Van Pelt.
- Agente Van Pelt.
Rigsby'yle Van Pelt'i alıp dışarıyı tutun ayrıca destek çağırın.
Cobre o lado exterior com o Rigsby e a Van Pelt, e chamem reforços.
Bayan Van Horn beni tahrik etmeye mi çalışıyorsunuz?
Sra. Van Horn, está a tentar seduzir-me?
Evi araştırıp, iki kurban bulmuşlar. Kaylea ve Dr. Phillip Van Horn.
Vieram investigar, e encontraram duas vítimas, a Kaylea e o Dr. Phillip Van Horn.
Van Horn'un sigorta şirketi evlerindeki tüm mücevherlerin fotoğraflarını gönderdi.
Muito bem, então, a companhia de seguros do Van Horn enviou-nos as fotografias de todos os bens que estavam na casa deles.
Mücevherlerin çoğu Van Horn Aile Vakfı adına sigortalanmış.
A maior parte dos bens estavam abrangidos pelo seguro sob a égide do Fundo de Investimento da Família Van Horn.
Bu da demek oluyor ki, bunlardan sonra büyük miktarda paraya konacak sadece bir kişi var.
O que significa que existe uma pessoa que está prestes a amealhar em grande escala. O Hewitt Van Horn.
Hewitt Van Horn. Phillip'in tek kardeşi.
O único irmão do Phillip.
Güvenlik şirketine göre Van Horn'un evine giren herkese özel giriş kodu verilmiş.
De acordo com a empresa de segurança, qualquer pessoa que entrasse na casa dos Van Horn, era associada a um código pessoal de acesso.
Bu fotoğraf, altı ay önce Phillip Van Horn'un ev ofisinde çekilmiş.
Esta fotografia foi tirada há seis meses atrás no escritório da casa do Phillip Van Horn.
Van Horn?
Van Horn?