English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Varden

Varden translate Portuguese

40 parallel translation
"Alba Varden, perşembe." A. Varden?
"Alba Varden, quinta-feira". Alba Varden?
Hayır, yalnızca tanıdık. Alba Varden.
Não, mas o nome diz-me qualquer coisa.
Alba Varden.
Alba Varden.
ALBA VARDEN
ALBA VARDEN
Alba Varden bir gemi, bir kadın değil.
Alba Varden. É um barco, não é uma mulher.
Alba Varden bir kargo gemisi, kadın değil.
Alba Varden é um navio, não uma mulher.
Liman yetkilileri A. Varden, in bugün geldiğini söylüyorlar ve yarın Güney Afrika, ya dönüyor.
O Porto informou-me que chega hoje e parte amanhã para a África do Sul.
Varden ve DSM 3'ü işaret eden bir ok.
- "Varden" e uma seta apontada para "DSM3"
"Varden" ve "DSM 3".
"Varden" e "DSM3."
"Varden" ve "DSM 3".
Varden e DSM3.
Hala Varden'ın anlamını bilmiyoruz.
Continuamos sem saber o que o Varden queria dizer.
Ve Varden dosyalarında yoksa her şey boşa gidecek.
E se o Varden não está nos arquivos, então foi tudo em vão.
"Sevgilisi Grace Varden'ın kaybolmasına karışma ihtimali."
Possível envolvimento... " "... na desaparecimento da namorada, Grace Varden. "
Seni de öldürmek isteyecek. Grace Varden'ı öldürdüğünü bildiğini düşünüyorsa.
Ele vai querer matá-la se ele pensar que sabe que ele matou a Grace Varden...
Grace Varden mı?
Grace Varden?
Tamam, tüm bulabildiğim Grace Varden'ın, üç yıl önce kaybolan bir öğrenci olduğu.
O que posso encontrar é que a Grace Varden era que desapareceu há três anos.
Grace Varden'ı öldürmekten tutuklusun.
Está preso pelo assassino de Grace Varden.
Grace Varden'ın ailesi, en sonunda biraz rahatlayacak.
Tenho a sensação de que a família da Grace Varden... vai finalmente conhecer um desfecho.
Tüm isyanları bastırdı Vardenler adıyla bilinen özgürlük savaşçılarınınki dahil.
Esmagou todas as rebeliões, incluindo a dos cavaleiros da liberdade conhecidos como os Varden.
Hikâyemiz bir gece Vardenlerin müttefiki Arya, canını kurtarmak için kaçarken başlar. Yanında kralın kendisinden çalınan bir taş taşımaktadır.
A nossa história começa uma noite em que Arya, uma aliada dos Varden foge para salvar a vida, levando uma pedra roubada ao próprio Rei.
Vardenler efsanenin gerçek olduğunu öğrenince bana meydan okumaya cesaret edecekler.
Quando os Varden souberem que a lenda se realizou, sentir-se-ão com coragem para me defrontarem.
Vardenler.
Os Varden.
Varden'e ulaşmalarına izin verme.
Não deixes que eles se aproximem dos Varden.
Sen Vardenler'in tek umudusun.
Tu és a única esperança dos Varden.
- Vardenler kim? - Asiler.
- Quem são os Varden?
Vardenler, Durza'yı ve kralı yenecekse bir süvariye ihtiyaçları var.
Os Varden precisam de um Cavaleiro se quiserem vencer Durza e o Rei.
Sonra Beor Dağları etekleri ve dosdoğru Varden'e.
Depois, há os contrafortes das Montanhas Beor e um caminho directo para os Varden.
Senin görevin Varden'e sağ ulaşmak.
O teu dever é chegar até aos Varden, vivo.
Vardenlerle müttefikiz.
Somos aliados dos Varden.
Vardenlerin şimdi seni beklediği gibi.
Como os Varden esperam por ti, agora.
- Vardenlerden.
- Junto dos Varden.
Varden'e git.
Vai ter com os Varden.
Seni Vardenlere götürmeliyim.
Tenho de te levar aos Varden.
- Varden'i arıyorsun.
- Procuras os Varden.
Varden'e giden en kestirme yolu gösterirsen...
Se me puderes mostar o caminho para os Varden...
Varden'e.
Para os Varden seja!
Çocuk bizi doğruca Varden'e götürdü.
O rapaz levou-nos directamente aos Varden.
Ben Ajihad, Vardenlerin lideri.
E eu sou Ajihad, chefe dos Varden.
Sen de Vardenleri hazırlamalısın.
E tu tens de preparar os Varden.
Varden halkının şimdiden hakkında öyküler anlattığını biliyor musun?
Sabes que os Varden já contam histórias a teu respeito?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]