Varsova translate Portuguese
300 parallel translation
- Varşova savaşından önce yaralandım.
- Fui ferida antes de Varsóvia.
Varşova'yı dışarı püskürttüler.
Arrasaram Varsóvia.
Göreceksiniz. Şehirlerinizi bombalayacağız Barcelona gibi Varşova Narvik, Rotterdam gibi.
Bombardearemos as vossas cidades Varsóvia Narvik, Roterdão.
Varşova'da, Polonya'nın başkentindeyiz.
Estamos em Varsóvia, capital da Polónia.
Varşova'da hayat, şu an için her zamanki gibi normal.
De momento, a vida em Varsóvia está normal como sempre.
Adolf Hitler, iki ülke hala barış içindeyken Varşova'da ve tek başına mı?
Adolf Hitler em Varsóvia, quando os países ainda estão em paz e sozinho?
İşte Hitler, Ağustos 1939'da Varşova'ya bu şekilde geldi.
E foi assim que Adolf Hitler chegou a Varsóvia em agosto de 1939.
Yarın saat 2'de Varşova'ya, tepeden bakıyor olacağım.
Amanhã às 14 : 00 verei Varsóvia de cima.
Varşova büyük bir yıkıma uğradı.
Varsóvia destruída em nome da destruição.
Varşova gizli örgütlerinin karşılık verişi...
E a resistência polaca replicou.
- Profesör, Varşova'ya mı gidiyorsunuz?
- Professor, vai a Varsóvia?
Yani Varşova'ya gidiyorsunuz.
Então vai a Varsóvia.
Varşova.
Varsóvia!
Çok şükür ki ailem Polonya dışında. Ama Varşova'da biri var.
Os meus familiares estão felizmente fora da Polónia, mas tenho alguém em Varsóvia.
- Şey, Varşova'da yaşadınız...
- Bem, morou em Varsóvia...
Ama o Varşova'da yaşayan bir Polonyalıydı.
Mas ele é um polaco que viveu em Varsóvia.
O, Varşova'nın en ünlü aktristi.
Ela é a actriz mais famosa de Varsóvia.
Ona rastlamadan Varşova'da gezemezdiniz.
Não se pode andar em Varsóvia sem esbarrar nela.
- Varşova'ya gideceğini.
- Que ia a Varsóvia.
- Varşova'daki akrabalarının adresleri.
- Dos parentes em Varsóvia.
Profesör Siletsky Varşova'ya ne zaman varacak?
Quando é que o Professor Siletsky chega a Varsóvia?
Varşova'ya uçman ne kadar sürer?
Quanto tempo demora um voo até Varsóvia?
Adam, Varşova'daki gizli örgütlere iletilmek üzere talimatlar taşıyor.
Ele vai levar instruções para a Resistência em Varsóvia.
Siletsky, o pilotlara Varşova gezisini anlattığı an kendi ipini de çekmiş oldu.
Quando Siletsky contou aos pilotos sobre a viagem a Varsóvia ele assinou a sua própria sentença.
Varşova'ya varır varmaz... Sztaluga'nın kitapçısına gidip ona bizim talimatlarımızı iletin.
Assim que chegar a Varsóvia vá à Livraria de Sztaluga e dê-lhe as nossas instruções.
Burada, Varşova'da, iyi tanıdığımız bir çok insan... ve aynı şekilde çok iyi şekilde tanımadığımız ama tanışıklığımızı artırmak istediğimiz insanlar da var.
Aqui em Varsóvia há muitas pessoas que conhecemos muito bem e muitas outras que gostaríamos de conhecer bem melhor.
Varşova, bu günlerde oldukça tehlikeli.
Varsóvia é actualmente um lugar muito perigoso.
Varşova'ya eski bir arkadaşınız geliyor.
Um velho amigo nosso está a chegar de Varsóvia.
Bu, bana ucu Varşova'ya kadar uzanan komik bir hikayeyi hatırlatıyor.
Isso faz-me lembrar uma piada que circula em Varsóvia.
Savaştan önce, Varşova'dayken onu sahnede görmüştüm.
Vi-o no palco em Varsóvia, antes da guerra.
Lider Varşova'ya daha yeni geldi.
O Führer acabou de chegar a Varsóvia.
Sizin için burada, Varşova'da bir şeyler ayarlayabilirim.
Poderia ser aqui em Varsóvia.
Londra, Viyana, Roma Varşova ve elbette Alman şehirlerinde bulundum.
Conheci Londres, Viena, Roma e Varsóvia, e as grandes cidades alemãs, naturalmente.
Varşova'dan neden ayrıldınız?
Por que saiu de Varsóvia?
Londra'da bombalanmanın, Varşova'da bombalanmaktan daha alımlı olacağını akıl edemedim.
Ser bombardeada em Londres não é mais atractivo que ser bombardeada em Varsóvia.
Varşova!
Varsóvia!
7 Ocak 1842'de Varşova'da politik bir skandal patlak verir.
Em 7 de Janeiro de 1842... um escândalo político abala Varsóvia.
Varşova Ayaklanması trajik sonuna yaklaşıyor.
O levante de Varsóvia aproxima-se do seu trágico fim.
Varşova'da yaşamasını bilenler de varmış!
Alguns vivem bem em Varsóvia!
Ağustos'un birinde Varşova'ya döndüm.
Voltei para Varsóvia a 1 de agosto.
Varşova'dan haber var mı?
Alguma notícia de Varsóvia?
Dinamit deneyimini Varşova'da Nazilerle savaşırken edindiğini söyledin.
Você disse que aprendeu a usar dinamite no gueto de Varsóvia, contra os nazistas.
Yahudiler Varşova'daki mahallelerde dinamit kullanmadılar.
Em momento algum os judeus usaram dinamite no gueto de Varsóvia.
Yani dinamit kullanmayı Varşova'da öğrenmen mümkün değil.
Então, não pode ter aprendido a usar dinamite no Gueto de Varsóvia.
Varşova düştüğünde sen kaçıp İngiltere'ye geldin, çünkü havacısın.
Quando o Warsaw caíu, escapaste e vieste para a Inglaterra porque és piloto.
Varşova'daki laboratuarımda hayat çok daha basitti.
A vida era bem mais simples no meu laboratório em Varsóvia.
Burası Varşova'nın merkezi.
Este é o centro de Varsóvia.
Varşova artık varlığını yitirmiş bir şehir.
E não existirá novamente.
Varşova'ya olanları düşün.
Pensa no que aconteceu em Varsóvia.
Varşova Kongresinden beri değil. İşte.
Só antes do Pacto de Varsóvia.
Varşova'daki onca generalden sadece üçünün mazereti yoktu.
De todos os generais de Varsóvia, só três não tinham álibis para aquela noite.