Varız translate Portuguese
72,317 parallel translation
Deneyimleriyle alakalı olabilecek başka sorularınız var mı?
Tem alguma pergunta que esteja mais ligada à sua experiência?
James hakkındaki şüphelerinizi doğrulayacak kanıtınız var mı?
Tinha provas para comprovar as suas suspeitas sobre o James?
Bugüne özel bir kampanyamız var, elit paket.
sete anúncios, sete exibições, por 40... Hoje, temos um preço especial único. O nosso pacote de elite :
Ama rahat olun, yardım kartlarımız var ve kurgunun büyüsüyle birlikte de ikinizi James Garner ve Mariette Hartley gibi göstereceğiz.
Sabem que mais? Temos cartões de ponto. E com a magia da montagem, vamos fazer com que pareçam o James Garner e a Mariette Hartley.
Kimi özel şartlar gereği daha önce de sözleşme ekleri yapmışlığımız var.
Em circunstâncias especiais, sabe-se que estendemos a cláusula adicional.
Tamam ama neden yedi reklama ihtiyacımız var ki?
Está bem, mas para que precisamos de sete novos anúncios?
Mesuliyet sigortanız var beyler, değil mi?
Vocês têm seguro de responsabilidade, certo?
Keşke laflamak için gelmiş olsaydım ama maalesef konuşmamız gereken bir sorun var.
Gostava que fosse apenas uma visita, mas, infelizmente, há um assunto que temos de discutir.
Bray'in bir kız arkadaşı var, Nadia Pascu.
Isso foi há cinco anos.
Bir haritamız var gibi görünmüyor.
- Não é como se tivéssemos um mapa. - Não.
Burada tanıdık biri var mı, herhangi bir arkadaşınız?
Já conheceste alguém, fizeste algum amigo por aqui?
Burada programımızın bir sonraki evresi için sana ihtiyacımız var.
Vamos precisar de ti para a próxima fase do nosso programa aqui.
Onun için başka bir görevim var. Aracınız bir saate kalkıyor.
Tenho 32 anos.
Burada tanıdık biri var mı, herhangi bir arkadaşınız?
Vocês!
Motoru kapatıp, kontağı pencereden dışarı atmanızı istesem çok olmam sanırım. 300 kilo Dynex var burada.
É assim que preservas a nossa negação plausível?
Bu yıl as takımda açığımız var.
Este ano, temos um lugar em aberto na equipa principal.
Kavalyeye ihtiyacımız var. Acı çeken bir müzik dehası olmayı bir kenara bırak bir değil iki tane yeni River Vixens ile mutlu bir akşam geçir.
Faz um intervalo de seres um génio musical torturado e vem passar uma noite feliz não com uma, mas com duas novas River Vixens.
Hayır, Geraldine, bir sırrımız var, çok yönlü sır, aslında.
Não, Geraldine, temos um segredo. Vários segredos, na verdade.
Artık bir River Vixen olduğuma göre ve sen de as takımda olacaksın Güçlü bir çift olacağımız fantezisi var kafamda...
Agora que sou uma River Vixen e tu vais jogar na equipa principal, tenho a fantasia de sermos um casal poderoso.
Yani Moose'un resmi bir kız arkadaşı var, Midge.
Eu só quis dizer que o Moose tem uma namorada oficial.
Bununla birlikte yıldız gücüne ihtiyacım var.
Dito isto, preciso do poder das estrelas.
- Çünkü bir kız var.
- Porque há uma miúda... - Normalmente há.
Weatherbee bir şey bulamadığını söyledi. Tamam, sağlam bir kanıta ihtiyacımız var.
- Precisamos de uma prova irrefutável.
Yeteneği var. Tartışmasız.
Ele tem talento.
Şimdi, bana kimin en çok istediğini göstermek için bir haftanız var.
Têm uma semana para me mostrar quem quer mais o lugar de capitão.
Gerçekten sıfır sadakatin var, seni gidi kızıl kafalı Kalleş! Tamam.
Não tens qualquer sentido de lealdade, seu Judas ruivo!
0.50 kalibreye ihtiyacımız var.
Vamos precisar da calibre 50.
Sadece iki kişilik bir masaya ihtiyacımız var.
Precisamos de uma mesa para duas, por favor.
Onları son görüşünle Arusha'ya varmanız arasında 650 kilometre var.
Há 640 km entre onde os viu pela última vez e quando chegou aqui em Arusha.
Dominik Cumhuriyeti'nde bağlantılarınız var.
Têm contactos na República Dominicana.
- Avukat tutma hakkınız var.
Tem o direito a um advogado.
Tam tersini söyleyen tanıklarımız var.
As provas mostram o contrário.
Hatta bahse varım, çoğunuzun cebinde en iyi tasarımlarımız vardır.
De facto, aposto que a maioria de vós tem no bolso artigos do nosso melhor design.
Lafı açılmışken, baloda gerçek müzik grubuna paramız yetmiyor, bu yüzden grubuna ihtiyacımız var.
Já agora, não podemos pagar a uma banda a sério para o Baile, por isso, precisamos da tua banda.
Ayrıca tiyatro gardırop bölümüne erişimim var. Gizlilik için bir şeye ihtiyacımız olursa diye.
Além disso, tenho acesso ao guarda-roupa do teatro, para o necessário em termos de disfarces.
Sana ihtiyacımız var.
Precisamos de ti.
Öncelikle darphaneden gerçek bir işçi kimliğine ihtiyacımız var.
Primeiro, precisamos de um cartão de funcionário da Casa da Moeda.
Başka neye ihtiyacımız var?
De que mais precisamos?
- Ne? Gitar kutusuna ihtiyacımız var.
Precisamos da caixa da guitarra.
Ama bu, yaptıklarınızın kanunsuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor, bunun da bir bedeli var.
Mas isso não muda o facto de terem agido de forma completamente ilegal, o que tem um preço a ser pago.
ve bu bilinçaltı çalışmasında müthiş sıçramalar yapmamızı sağlayan yolculuğun varış yeri, sonucudur..
E é o destino dessa jornada, onde fizemos avanços emocionantes no estudo do inconsciente.
Sanırım bir dakika yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Acho que preciso de um minuto sozinho.
- Merhaba. Ona yardım etmek için tam olarak ne yapmama ihtiyacınız var?
O que, especificamente, querem que faça para o ajudar?
Ama sabrımın da bir sınırı var, anladınız mı?
Mas tenho os meus limites, perceberam a mensagem?
Eğer bunu başarabilirse, bir planımız var mı?
Existe algum plano, se ela conseguir mesmo fazer isso?
Benden sakladığınız başka bir şey var mı?
Há mais alguma coisa que andam a esconder de mim?
Kızının bugün piyano resitali var.
A filha dele tem um recital de piano esta noite.
Kanıta ihtiyacımız var,... onu Kevin'a bağlayan bir şeye.
Precisamos de provas, algo que o ligue ao Kevin.
349 00 : 18 : 30,359 - - 00 : 18 : 32,027 Al, bilgiye ihtiyacımız var.
Não, aqui, dá-me isso.
Sizi şüpheli olarak belirten bir tanığımız var.
Temos uma testemunha que o nomeou como suspeito.
Ayrıca, konuklarımız için şartları iyileştirmeliyiz ve bunun için güvenebileceğim adamlara ihtiyacım var.
Também temos que recuperar um objecto que pertence aos nossos Hóspedes, o que significa que preciso de oficiais em quem possa confiar.