English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Vatandaşlar

Vatandaşlar translate Portuguese

1,762 parallel translation
Sadece ABD vatandaşları.
Só cidadãos dos EUA.
Tüm A.B.D vatandaşlarını buradan götürüyoruz. İnsanları gemilerle sınıra taşımaya başladık bile.
Estamos a evacuar cidadãos nacionais para o outro lado da fronteira.
Her gün, dürüst vatandaşların ihtiyaçları hırs ve kişisel çıkarlar uğruna, ikinci plana atılıyor.
Cada dia, as necessidades de cidadãos honestos são postas em causa segundo a ganância e lucro pessoal.
Bazı vatandaşlarımız maaşlarının yarısını temiz su almak için harcıyor.
Sabe, há gente neste país a gastar fortunas só para obter água.
Münihli vatandaşlarınız mı?
É o teu compatriota de Munique?
Vatandaşlar biz dürüstlük için savaşırız
Cidadãos, lutamos pelo que está certo
Sevgili vatandaşlarım, bugün karşınıza k ederli çıkıyorum.
Concidadãos, apresento-me perante vocês de coração pesaroso.
Siyasetçiler ve vatandaşlar, bir gezegeni parçalayacak güçte olduğu söylenen bombanın ahlaki olmadığını düşünüyor.
Tanto políticos como cidadãos preocupam-se com a ética de uma bomba que dizem sertão potente que pode destruir um planeta.
Aslında yaşlı vatandaşlar için bir huzurevi.
É um lar para a terceira idade.
Vatandaşlar kanunlara uymalıdır.
Os cidadãos devem cumprir a lei.
Amerikan vatandaşlarına neye mal oldu?
E quanto custa aos contribuintes?
Burada Amerikan hükümetini kast ediyorum yoksa Amerikan vatandaşlarına karşı hiçbir şeyimiz yok.
Refiro-me ao Governo Americano, porque não temos nada contra o povo Americano.
Ülkemizde Amerikan vatandaşlarından nefret edildiğine dair en ufak bir belirti yoktur.
Não há o menor traço de ódio no nosso país pelo povo Americano.
Polis araştırmalarıyla ilgili sorular hâlâ cevaplandırmazken vatandaşlar, eski huzurlu günlerine dönmek istiyorlar.
A polícia continua a evitar perguntas sobre a sua investigação. Enquanto os cidadãos querem uma noção da cidade que mudou.
Tam da bu Amerikan vatandaşları haklarına en çok ihtiyaç duydukları zamanda hükümetleri bu hakları ellerinden aldı ve eğer elinizden alınabiliyorsa, onlar hak değildir.
Logo quando estes cidadãos americanos precisaram mais dos seus direitos, o seu governo tirou-lhos, e os direitos não são direitos se alguém os pode tirar.
Kızlarıma ve tüm Atlantica vatandaşlarına duyuruyorum : ... krallığımın bir ucundan diğer ucuna kadar müzik yeniden serbestçe çalınabilir.
Pelas minhas filhas e por todos os cidadãos de Atlântica, declaro que a música volta a ser perfeitamente audível de uma ponta à outra do reino!
Artık bitti. Bütün vatandaşlarımız, bu cinayetlerden sorumlu kişinin, detektiflerimizin gayretli çalışmaları sonucu yakalandığını bilmenin huzuruyla rahat olabilir.
Acabou-se e todos os cidadãos podem descansar sabendo que o homem responsável foi apanhado graças aos diligentes esforços dos investigadores.
İlginizi bu trajediye verip şehrimizin en korumasız vatandaşlarını umursadığınız için teşekkür ederim.
Obrigado por se preocuparem tanto com os nossos cidadãos vulneráveis. Obrigado por se voltarem para esta tragédia.
Diğer evsiz vatandaşlarımızı korumak için çabalarken bir yandan da elimizdeki bütün kaynaklarla şüpheliyi bulmaya çalışıyoruz.
Estamos a fazer todos os possíveis, para proteger outros sem-abrigo, e estamos a perseguir o suspeito com todos os meios à disposição.
Pamuk ipliğine bağlı güvenlik ağımız da paramparça edilmiş ve gün geçtikçe de vatandaşlarımız kendilerini, sokaklarda, yoksulluk içinde yaşamak zorunda bulmuştur.
Tudo o que sobrou da chamada rede de segurança simplesmente desapareceu, e um número cada vez maior de cidadãos se viu sem condições e obrigado a ir viver para as ruas.
Fakat biz Baltimorelular olarak test edildik bütün vatandaşlarımızın yasalar tarafından korunmayı hak ettiği ve toplum tarafından desteklenmesi gerektiği dersini çıkardık bu testten.
Mas nós em Baltimore fomos testados, e aprendemos que todos os cidadãos merecem a protecção total, e o total apoio da comunidade.
Ne yapacaksın, vatandaşları mı tutuklayacaksın?
Vais dar voz de prisão a alguém?
Ve hükümetimiz kendi vatandaşlarına yalan söylüyor.
E, uh o nosso governo, esta a mentir ao povo.
Hele ki Amerika vatandaşlarıysa.
E cidadãos americanos muito menos.
Bak, bu şekilde toplanan Amerika vatandaşları...
Ouve, cidadãos americanos agrupados desta maneira.
Bu video Amerika vatandaşlarının kafaları örtülüp, bağlanarak anayasal haklarının ihlal edildiğinin açık bir göstergesidir.
Este vídeo mostra cidadãos americanos encapuçados e algemados, naquilo que aparenta ser uma clara violação dos seus direitos constitucionais.
İnsan yurdunun vatandaşları.
Cidadãos da colmeia humana :
Ve bunu yapmak için... vatandaşların içmesi için kuyuya sihirli bir iksir boşaltmış.
E para isso... pôs uma poção mágica no poço do qual todos os cidadãos bebiam.
Sıradan vatandaşların hayatı tehlikede.
Os cidadãos comuns estão em perigo.
Düşmana yardım ve yataklık ve Amerikan Vatandaşlarının ölümüne kasten sebebiyet vermek.
Dar auxílio e proteção ao inimigo e causar diretamente a morte de cidadãos americanos.
Vatandaşlarım Juma'nın ceza çektiğini görmek isteyeceklerdir.
Mas os meus compatriotas quererão ver Juma punido.
Vatandaşlarınızı kurban etmeyin, Başkan Hanım.
Não sacrifique os seus camaradas compatriotas, Senhora Presidente.
Fakat tüm vatandaşlarımızı temin ederim ki sorumlular artık tehdit olmaktan çıkmıştır.
Mas estou aqui para vos assegurar que os responsáveis já não constituem uma ameaça a este país.
Desteklerinizi ve dualarınızı, bugün yaşamını yitiren vatandaşlarımızdan ailelerinden ve sevdiklerinden ve de özgürlük için canları pahasına savaşan askerlerimizden esirgememenizi diliyorum.
Peço agora que os vossos pensamentos e orações vão para aqueles que perderam a vida hoje, para as suas famílias e entes queridos, e para as nossas tropas que estão a colocar as suas vidas em risco em nome da Liberdade.
Tüm sivil vatandaşları oradan çıkaralım.
Tiremos daqui todos os civis.
Ulus vatandaşlarının özgürlüklerinin Anayasa tarafından korunması. Pekala.
Uma nação de cidadãos, com direitos, protegidos pela constituição.
Öyleyse aldığın emirlere göre, A.B.D. vatandaşlarının özgürlüğünü savunmak zorundasın değil mi?
Então, a directiva tem que defender os direitos dos cidadãos dos Estados Unidos?
Vatandaşları gördükleri her şeye ateş etmeleri için cesaretlendiremezsiniz.
Não podes incentivar os cidadãos a explodir tudo...
Bütün vatandaşların takılmaya hakkı var.
Todos os cidadãos têm direito a uma ronda.
Senatör olarak korumaya yemin ettiğin vatandaşlar!
Cidadãos que como Primeiro Conselheiro juraste proteger.
Grayson Köyünün iyi vatandaşlarına bir ziyaret yapacağız.
Vamos fazer uma pequena visita aos bons cidadãos da aldeia de Grayson.
Çok büyük bir dünyanın vatandaşlarıyız ve bunu geliştirmemiz önemli.
Somos cidadãos de um planeta muito grande e é importante que o melhoremos.
Gece boyu haberleri aktarmayı sürdüreceğiz. Acil yardım ekipleri bitkin ve özellikle şehirlerde çalışıyorlar. Ülke çapında sokağa çıkma yasağı ilan edildi kendi güvenlikleri için vatandaşların evden çıkmaları yasaklandı.
Últimas notícias da noite e os suprimentos de comida estão chegando ao fim e estão concentrando seus esforços nas cidades e a força nacional foi posta de prontidão e para sua própria segurança,
Başıboş vatandaşları meşgul etmek ve fesatçılığın dışında tutmak için sık sık oyunlar ve merasimlere halk için harcamalar yapılırdı.
Para manter os cidadãos ociosos entretidos e fora do mal, foram realizados frequentes jogos e espetáculos para entreter as massas.
Evet yaşlı vatandaşlar evlerinden çıkartılıyor.
Sim, para que os cidadãos mais velhos estejam fora das suas casas.
Vatandaşlarım, bunların olmasına izin vermeyeceğiz.
Caros cidadãos, não podemos deixar que isto acontecer.
- Vatandaşları korumak için ne yapıyorsunuz?
O quê faz a União Africana para proteger os Sudaneses dos ataques do seu próprio governo, Capitão?
Hükümet, US vatandaşlarının kötü, yasadışı dosyalarını toplar.
O governo tem ficheiros negros ilegais sobre todos os cidadãos dos EUA.
Kusursuz vatandaşlar.
Cidadãos impecáveis.
Tüm vatandaşlar için acil uyarıdır...
Todos os cidadãos são...
Vatandaşlar! Beni dinleyin!
Povo do forte, ouçam-me!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]