English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Verbal

Verbal translate Portuguese

392 parallel translation
Hayır, ama en azından bir fırça kaymanı beklerdim.
Não, mas esperava no mínimo uma advertência verbal.
Söylenen kelimesini kullanmak, yüz yüze görüştüğünü ima edebilir.
Dizer implicaria comunicação verbal.
New South Wales'te bulunan biriyle yüz yüze görüşmüş olamazsın.
Não se pode ter comunicação verbal com um homem que está em New South Wales.
Asla yılmıyordu. İnatçı sessizliğimizi herhangi bir sözlü sataşmayla bozmaya asla çalışmıyordu.
Ele nunca desanimava e jamais tentou quebrar o nosso implacável silêncio com violência verbal.
Havaya uçururum, kırar dökerim masaya yumruğumu korum, dünyaya meydan okurum!
Diarreia verbal, destruir, roer, bater com o punho e amaldiçoar os céus!
Sözlü bir mesaj.
É uma mensagem verbal.
Durumu polise bildirmeliyiz.
Entretanto, o agente de serviço terá que redigir o verbal.
Ondan sonra, her türlü sözlü emri yok saymaları emredildi.
Depois, têm ordens para ignorar qualquer ordem verbal.
" çoktan tarih olmalıydı bu sözel sınıf ayrımı
" Esta classificaçäo verbal já deveria ser antiga
- Sözlü olmayan bir düzeyde.
- Num nível não-verbal.
Ama benim ilişki anlayışım kelimelerle oynamaktan ibaret değil.
Mas o voleibol verbal não é a ideia que faço de uma relação.
Altyazı çevirisi : Verbal Kint
LEGENDAS BY JOSE ROLANDO ®
Ama Sayın Bakan, tutanak çoktan tutuldu, bu imkansız.
Mas, Sr. Ministro, o processo verbal já está feito, é impossível...
Sözlü emirleriniz olmadan derhal maymunu idam ettireceğim.
Senhor, sómente com a sua ordem verbal me disponho a matá-lo imediatamente.
Yazılı rapor getirdim.
Tenho aqui o processo verbal.
Yazılı rapor :
Processo verbal :
Biz hep böyle konuşuyoruz.
É estenografia verbal.
İnsanlı Uzay Yolculuğu Programı yöneticisi, Doktor James Kelloway şu anda Houston'da Uçuş ekibi ile devamlı sesli iletişim halinde.
James Kelloway, Director do Programa espacial tripulado, està em Houston neste momento. Està em contacto verbal com a tripulação da nave.
Yoksa, sana bir ırk gösteririm, şaşarsın.
Ou melhor, vou puni-lo com uma amostra de Processo Verbal que lhe vai clarificar as ideias.
O yüzden maymunlar arasında... sözsüz iletişim üzerine yapılan çalışmaları hayranlıkla izliyorum.
Assim, fiquei fascinada... com a investigação sobre comunicação não verbal entre símios.
Artık tarifi verilen şahsın robot resmini, kendi ekranında çizebilirsin.
- Sim. Podes criar um desenho composto com base numa descrição verbal.
Bilgi aktarımı için kod altıyı kullan.
Mudar para código verbal de análise de transmissão.
Şifre kodu 116, ayarlandı.
Código verbal 116, activado.
Bence, bir tür'sözel ishal'vakası geçiriyorsun.
Julgo que estais com diarreia verbal.
Tamam, robotlar. Sözlü komut. Güvenlik bölgesine, onay kodu 29.
Muito bem, robots... comando verbal, código de acesso 29.
Görüyorsun ya Balders, bir miktar süslü laf ishali ile bezenmiş mesaj aynen şöyle :
Ah, vês, Balders. disfarça tudo com uma monte de pomposa diarreia verbal, e a mensagem é " cabeçudos abaixo
Duygularımı söze dökerdim ve... bana yakın olan kişileri... korkuturdum.
exprimia o que sentia de forma não-verbal e muitas vezes assustava as pessoas que me eram mais próximas.
Dilbilgin benden daha iyidir.
Sempre foste mais verbal que "mim".
Sözlü istismar, bağırsak sulama.
- Abuso verbal e irrigação retal.
Ama artık gerçeği öğrendi.
Reparaste no tempo verbal?
Sözle ve bedenen taciz ediyor.
Ele maltrata-a verbal e fisicamente.
Sallanan bir fiilin var.
Aplicaste o tempo verbal incorrectamente.
Sonra sözlü merhabalar kesildi..
E depois até o "Olá" verbal acabou.
O bir sözlü teşhirci.
Não passa de um exibicionista verbal.
Sözel ahlak kanununu Fısıltıyla çiğnediğiniz için... 1 / 2 kredi ceza ödeyeceksiniz Lenina Huxley.
Lenina Huxley, é multada em 1 / 2 crédito... por violar em voz baixa o estatuto da moralidade verbal.
Sözel ahlak kanununu çiğnediğiniz için bir kredi ceza ödeyeceksiniz.
É multado num crédito por violar o estatuto da moralidade verbal.
Sözel ahlak kanununu çiğnediğiniz için iki kredi ceza ödeyeceksiniz.
É multado em dois créditos por violar o estatuto de moralidade verbal.
- Sözel ahlak kanununu defalarca çiğnediniz, beş kredi ceza ödeyeceksiniz.
- É multado em cinco créditos... por repetida violação do estatuto de moralidade verbal.
Erkeklerin sözel becerisi abartılıyor.
Sobrevaloriza-se a sabedoria verbal.
Lisansal bir kayıp.
Uma diarreia verbal.
Ortak amaçlar ve ilgi alanları, sözlü iletişim, finansal güvenlik, entellektüel anlamda uyumluluk.
Objectivos e interesses comuns... comunicação verbal, segurança financeira... compatibilidade intelectual.
Sözlü bir anlaşma yapacağız.
Fazemos um acordo verbal.
Bak, Lois. Ağızdan çıkanlar yazılı olanlar kadar değerli değildir.
Olha, Lois, um depoimento verbal não vale o papel em que se imprime.
Bazı şeyleri kendi kendilerine öğrenmiş ve sinemanın küçük çaplı bir eğlence aracı olduğu önyargısı ile hareket etmişlerdi. Amerikan filmi ilk ciddi adımını 1915'in Şubat ayında D.W. Griffith'in ilk uzun metraj filmiyle attı.
Sempre achei que a literacia visual era tão importante quanto a verbal e que os pioneiros estavam a explorar as técnicas específicas do meio.
Adı Verbal. Verbal Kint.
Chama-se "Verbal", "Verbal" Klint.
Verbal, Gümrük Müdürlüğünden Ajan Kujan.
Verbal, este é o agente Kujan da Alfândega.
Çeviri Verbal Kint
Tradução por aflopes
Asteğmen Davies?
Ele tem a capacidade instantânea de interpretar e extrapolar qualquer comunicação verbal que ouça.
Bu değiştiyse, o zaman yeni bir hedef olmalı.
De fato, eu sou incapaz de fazer uma descrição verbal da experiência.
Gece görüş dürbünü, mikroişlemci, sesli alarm sistemi, CD çalar, dijital radyo, video kamera ve oynatma seçenekleri olağanüstü Yokedici 2000'in özelliklerinden sadece birkaçı.
Visão nocturna. Microprocessador. Sistemas de alarme verbal.
Verbal mı?
Verbal?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]