English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Verga

Verga translate Portuguese

189 parallel translation
Tüm yelkenler fora.
Puxa para baixo todas as velas que a verga aguenta.
Hepinizin İngiliz filosunun en yüksek sereninden sallandığınızı göreceğim!
Viverei para vos ver a todos enforcados no mais alto lais de verga da frota britânica!
Seren ha?
Lais de verga?
Sana sereni gösteririm.
Eu dou-te o lais de verga!
Portsmouth'u göreceğiz Fletcher Christian'ın da diğerleriyle birlikte bir serenden sallandığını göreceğiz.
Voltaremos a ver Portsmouth e veremos o Christian enforcado num lais de verga juntamente com todos piratas.
Seren ucu.
Um lais de verga.
Bir seren bile görünse halimiz harap.
Uma verga à vista e nunca estaremos a salvo.
Şişkonun yaptıkları ona vız geliyor.
O Bucha não o verga.
Herhangi bir şekilde birinin görevini ihmal ettiğini ima ediyorsanız, suçlunun en yüksek direğe asılmasını sağlarım.
Se está a sugerir que através de alguma forma ou meio houve um rude desrespeito do dever a bordo deste navio, certificar-me-ei que o culpado seja pendurado num lais de verga.
# Pélagie Rosier'e ait parçalar Hasırdan bir sepette bulunmuşlar #
Esta manhã encontraram uma mala de verga com os bocados da Pélagie Rosier.
O kadar para taşımaktan yorulmuşa benzemiyor.
Amealhar dineiro não lhe verga as costas.
Diken! Eklem!
verga!
Ama yine de sapasağlam bir adamım, her ne kadar çocuğum olmuyorsa da.
Mas ainda sou um homem com boa verga, mesmo que não possa ter filhos.
Hurafeye boyun eğersen yeni, mutsuz bir kader yaratırsın.
Verga-te perante a superstição e criarás um novo e infeliz destino.
Kır beni
Verga-me
Evet. Onları hasırdan arabalara koyup diri diri yaktılar.
Colocam-nos em jaulas de verga e queimam-nos vivos.
" İyi değil mi kamışı olması Tanrısal olay babafingolu olmak
" É magnífico ter uma picha É divino possuir uma verga
Şuradaki hasır sandalyede oturan yaşlı adamdı.
O mais velho sentou-se além, na cadeira de verga.
Bence onları seren direğinde sallandırmak iyi olurdu.
Se me permitem a ousadia, eles ficariam muito bem pendurados na verga.
Tatlı Tokmak Willie.
- Willie Verga Doce.
Hadi be! Duyuyor musunuz? Gelmiş Tatlı Tokmak Willie'yle uğraşıyor.
Vem aqui mexer com o Willie Verga Doce.
En azından anam bana Tatlı Tokmak Willie dememiş.
- Tudo bem. Pelo menos minha mãe não me chama de Willie Verga Doce.
Sadece, Tatlı Tokmak Willie adının nereden geldiğini merak ettim.
- Falou, sim! Só queria saber quem te deu o nome de Willie Verga Doce.
Çünkü herkes benim adımın neden Tatlı Tokmak Willie olduğunu bilir.
Isso é a maior besteira. Todos sabem por que me chamam de Willie Verga Doce.
Bakalım aynı rüzgarın eğdiği başka bir ağaç da diğeri kadar eğik mi kalacak.
Vejamos se uma árvore verga igual a outra no vento.
- En üstdeki serenin ucundaki...
- Acima da extremidade da verga...
Silkelen!
- Despachem-se! - Subam a verga!
"Değişimle karşılaştığında değişen aşk, aşk değildir." - "Silgi ile silinebilen aşk, aşk değildir..."
"O amor näo é amor se se altera ou verga com a distância ao partir..."
"Değişimle karşılaştığında değişen aşk, aşk değildir." "Silgiyle silinebilen aşk, aşk değildir."
O amor näo é amor se se altera ou verga, com a distância ao partir.
Demek istediğim, ufaklık hala ayağa kalkabiliyorken hapisten çıkmak istersin. Öyle değil mi? Kaleminde hala biraz mürekkebin varken...
Saia da prisão em vida enquanto ainda tem força na "verga".
Dünya serserilerin isteklerine teslim olmayacak.
A Terra não se verga à vontade de tiranos.
Rüzgar ne kadar inlese de dağlar ona boyun eğemez.
Sopre o vento como soprar, uma montanha não se verga perante ele.
- Gücümüzün önünde diz çök - Karşı koy istersen
Verga-te ao nosso Fantástico poder
Ne yani, ağzında sürekli bir alet mi var?
Esteve o tempo todo com a verga na boca, ou quê?
Aletini yalamak.
Chupar-lhe a verga...
Kimin aletini?
A verga de quem?
Alet... iyiydi... ve...
Uma boa... verga...
O'nun lanet olası aletini, bana sen yalattın. Ben mi yaptım?
- Obrigaste-me a chupar-lhe a verga!
Haydi ama, beni, adamın aletimi yalamam için sen işe aldın.
Contrataste-me para chupar a verga a este tipo, certo?
Dünyevi gurur Tamora için her şeydi.
Assim Tamora, à sua inteligência a honra terrena se sujeita e a virtude se verga e treme perante o seu desagrado.
- langer!
- A verga!
Eğer birini öyle zorlayabiliyorlarsa ve itiraf ederse o zaman kocama katılmam gerek.
Se conseguirem vergá-lo ao ponto de confessar, terei que me juntar ao meu marido.
Beyin ne kadar zeki, vicdan ne kadar hassassa o kadar da çözülmesi gerekir.
Quanto mais subtil a mente, mais sensível a consciência, mais importante é vergá-la de vez.
Biraz ağırlığını koy Frank. Dediklerine uymuyor.
Talvez seja bom tirá-la de suas mãos, Frank, já que não pode vergá-la.
İnsanların zaaflarını kullanıp onları yoldan saptıracak ve bozacak kadar kötü?
Ao ponto de a levar a explorar as fraquezas das pessoas, a tentá-las, a vergá-las?
Güç kırılır.
A força não irá vergá-lo.
... eğer güç kullanmazsam...
Mas como poderei vergá-lo sem o uso da força?
Kuralları belirttin.
Conseguiste vergá-los.
- Sence O'nun lanet aletini yalamayı seviyor muyum?
Achas que eu gosto de lhe chupar a merda da verga?
Hiç bir şey anlatmıyor mu?
Teve uma verga na boca o tempo todo?
Miranda, Nick'i yüzledi ve dökülmesi uzun sürmedi.
A Miranda confrontou-o, e não levou muito tempo a vergá-lo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]