Vergiler translate Portuguese
340 parallel translation
Vergiler artacak mı? Olacaktır.
A Tesouraria está em baixo e em baixo vão ficar vocês.
Vergiler hakkında konuşmalıyız.
Vamos discutir a condução das taxas!
Grevler ve vergiler.
Greves, impostos.
Vergiler düşüldüğünde, 20 milyon civarında bir paraya denk geliyor.
Deduzindo os impostos, aproxima-se dos vinte milhões de dólares.
- Vergiler yanında mı?
- Traz os impostos?
Yemek, kira, giysi, vergiler.
A comida, a renda, o vestuário e os impostos.
Grevler. Vergiler hala çok ağır.
As greves e os impostos continuam a arruinar-nos.
O vergiler sayesinde Samson eline düştü, değil mi?
Os impostos entregaram Sansão em suas mãos, Não foi?
Vergiler bunlar.
Isto não é roubar. Isto são impostos.
Vergiler ve kimseye huzur getirmeyen zımbırtılar.
Impostos e engenhocas que não trazem paz de espírito.
Uçak bileti, ithalat vergileri, gizli vergiler, kar payı... 1100 dolar, kelepir sayılır.
Há o bilhete de avião, as taxas alfandegárias, a margem de lucro... - Uma pechincha por $ 1.100.
Aynı zamanda vergiler konusunda benim yasalarımı da yapıyor, Pop.
O que mudará? Nada.
O kadar zenginsin ki, Hazine Bakanlığı sadece senin ödediğin vergiler için özel bir daire kurmuş.
E é tão rico que há um departamento especial no Ministério das Finanças americano só para calcular o seu imposto fiscal.
Bu, ölüm ve vergiler kadar kesin.
Não poderia estar mais certo.
Bu arada, vergiler ve bakım giderleri artmağa devam ediyor, buna karşın proje park olarak kalıyor, yorucu bir yolculuk sonunda kardeşlerimizin yerleştirilebileceği bir dinlenme yeri olmaktan çıkıyor.
Os juros e a manutenção aumentam e o projecto continua um parque, em vez da última morada onde os nossos irmãos descansarão.
Bize, sana ve bana vergiler düştükten sonra 50'şer bin Dolar bıraktı.
Deixou-nos, a ti e a mim, 50 mil dólares cada depois de pagos os impostos.
Vergiler dahil!
O que equivocado está!
- Vergiler için yaptık bunu ama!
- Certo! e o fizemos bem!
Sizin ve Doğu vilayetlerinizin bizlere gönderdiği tahıl miktarı ve ödediği vergiler iki katına çıkarılacak.
Você e as suas províncias do Leste vão mandar-nos o dobro do trigo... que nos têm mandado! Os impostos dobrarão!
Savaş, haraç demektir. Eyaletlerimizden koparılan, vergiler... açlık, salgın hastalıklar demektir.
quer dizer tributo... tributo quer dizer extorsão... impostos... fome... doença.
42 bin dolar tuttu, vergiler hariç.
Custou 42 mil dólares, mais o imposto.
Ama vergiler çok düşük.
Mas os impostos são muito baixos.
Vergiler, kayıtlar, yüklü paralar gerekli. Tanıdığı, güvenebileceği kişiler olmalı.
Impostos, registos, moeda instável, pessoas a conhecer, pessoas a confiar.
Emin olduğumuz tek şey ölüm ve vergiler.
Só temos certeza da morte e dos impostos. Verdade.
Toplanan vergiler orada, Sayın Bakan.
Os impostos estão aqui, Senhor Ministro.
Vergiler. Bunların hepsi Kral için.
Os impostos, tudo isto, é para o Rei!
Ölüm ve vergiler.
- Foi ao inferno e já estamos de volta.
Güzel, sevimli vergiler!
Belos e adoráveis impostos!
HÜKÜMDARIN EMRİYLE VERGİLER ARTTIRILDI Vergiler, vergiler, vergiler.
Impostos, impostos e mais impostos!
Efendim, vergiler adeta akıyor, hapishane doldu.
Alteza, os impostos sobem e a prisão está cheia.
Eski Emporium. Vergiler nedeniyle Kantonrex'e kayıtlı.
A minha velha Emporium, registada em Kantonrek para efeitos fiscais.
Ölüler ve vergiler, Bay Books.
Morte e impostos, Books.
Vergiler, evlilik, boşanma lanet olası her şey!
Impostos, casamento, divórcio o raio da coisa toda!
- Vergiler seni öldürür.
- Os impostos é que te matam.
- "Hükümete göre, ülkemizi ödediğimiz vergiler savunuyor".
"Talvez o Governo ache que os impostos são a melhor forma de defesa."
- Vergiler burada ödeniyor, doğru mu?
- É aqui que se pagam os impostos?
Hayır ama yakında ölüm ve vergiler kadar yakınımızda olacak.
Não, mas acabará por aparecer. É como a morte e os impostos.
Uçak dışında ödenmesi gereken bazı vergiler var.
Haverá uma espécie de taxa adicional além das taxas do aeroporto.
Vergiler de dahil.
Isto inclui o frete e os impostos, é claro.
Ve ağır vergiler, doğal olarak hepsi batıyor.
Naturalmente, após um pouco, eles afundam-se.
Haftada 140 dolar. Vergiler içinde.
140 por semana, líquidos.
Fiyatı 189 dolar, artı vergiler.
$ 189 mais impostos.
Yeteneğime çok güveniyorum.Sadece karınızdan yüzde 15 pay alırım, vergiler düştükten sonra.
Tenho tanta confiança em mim que só levo 15 % dos seus lucros depois de impostos.
- Eugene dedi ki çok ağır vergiler ödemem gerekir.
- O Eugene diz que é uma dedução fiscal.
ÖIüm ve vergi kaçınıImazdır, ancak haksız vergiler hariç.
A morte e os impostos podem ser inevitáveis, mas os impostos injustos não.
Vergiler onları sahibi olan ailelerden teker teker alıyor.
O fisco as tomou das grandes famílias. Uma por uma.
"Bütün parazitler ve asalaklardan, yaşlılardan, zayıflardan ve özellikle de küçük çocuklardan ağır vergiler alınmalı"
Deverá ser tributada uma elevada taxa a todos os parasitas, como os mais velhos, os doentes e, sobretudo, as criancinhas.
Vergiler.
Impostos!
Vergiler!
Impostos!
Vergiler düşülünce ne yapıyor?
Quanto é depois dos impostos?
- Haftada 350 vergiler kesilmeden.
Sobrevive com isso?