English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Versin

Versin translate Portuguese

2,436 parallel translation
En kısa zamanda herkes köprüye rapor versin.
Relatório, todos à ponte o mais rápido possível.
Biri cevap versin!
Que alguém me responda!
Tanrım, aman sendedir, sen ki Oğlunun ölümü ve dirilişiyle dünyayı yeniden tertemiz kıldın ve Kutsal Ruh'u aramıza, günahlarımızı bağışlasın diye yolladın Kilisemiz müessesesi ile Tanrı'mız seni affedip içine huzur versin.
Deus Pai de Misericórdia reconciliou-se com o mundo através da morte e ressurreição do seu Filho, e enviou até nós o Espírito Santo para a remissão dos pecados. Através dos mistérios da Santa Igreja, que Deus te conceda o perdão e a paz.
Lütfen herkes dikkatini buraya versin.
Atenção, por favor.
Allah belanı versin, dediğimi yap.
Não discutas! Age!
"Dua edin ve o size istediginizi versin." Kim demis biliyor musun?
"Quem espera sempre alcança." Sabes quem disse isso? - Não.
Para, Bana para ver, onlar halkına versin, Şehrimiz Lider olsun
Dinheiro, dêem-me dinheiro para suborná-lo a levar-nos para a cidade.
Bırakalım Rocky karar versin.
Bem, ele que decida.
Evet, düğün öncesi şöyle biraz renk versin yeter.
Sim, mas só um brilhozinho pré-nupcial.
Ona soralım da o karar versin bence.
Colocamos uma pergunta e ela dá-nos a resposta. Vamos colocar-lhe uma pergunta, John.
Bunu Ned'e ver tamam mı, Mike'a versin. Bunlar boşanma evraklarımız.
Dê isso ao Ned, para dar a Mike, são os papéis do divórcio, certo?
Ayrıca eğer başımız belada olsa bana neden bu kadar yüksek bir prim versin ki?
Por que ele me daria um prêmio agora se estivéssemos mal?
Git, Don Ho iş versin sana.
Vai tocar com o Don Ho.
Bunun bir cinayet olup olmadığına insanlar karar versin.
Deixar o povo decidir se é crime ou não.
Yönetim kurulunun Allah belasını versin.
Que se lixe a administração.
Bobby, Gordye söyle kulaklığını açık tutsun Ve lanet olasıca diafondan cevap versin.
Bobby, diga para o Gordy colocar os fones de ouvido e responder o maldito interfone.
Günden güne ruhuna azap versin.
Quero que ele apodreça e que pense nisso dia e noite.
Sammy, ona söyle, David'i telefona versin.
Sammy, ponha o David no celular.
( Hawk ) Yunusları öldürüyorlar, Allah belâlarını versin.
- Maldiçãp! Eles estão a matar os golfinhos.
Kendi departmanıma birini tavsiye edeceğim ki bu ben oluyorum, soruşturmana izin versin diye bazen arka bahçende delilleri yakıyor olsan bile.
Aconselhei meu departamento de um funcionário, que sou eu, a deixa-lo continuar a investigação mesmo que esteja a queimar provas no seu jardim.
Yaptığınız günahtır. Allah belanızı versin.
É pecado o que está a fazer.
Yani neden sana bu müthiş arabasını ve o kadar parayı ödünç versin ki?
Quero dizer, porque razão iria ele emprestar-te este belo carro e dar-te todo aquele dinheiro? É...
Kimin en iyi olduğuna halk karar versin.
Deixar que seja o público a decidir quem são os melhores.
Kararı o mu versin?
Deixaste-o decidir?
Arada biraz da kalem versin ama, değil mi?
Devia incluir também umas lagostas, não?
Aksi halde niye gitmemize izin versin ki?
Senão porque nos deixaria ir?
"Apache Ridge" Allah cezasını versin. Asla böyle bir şey yaşanmadı.
Apache Rich... porra, não queria que tivesse acontecido.
Lütfen biri bana güzel haberi versin artık.
Alguém por favor me conte a boa notícia.
Bırak onlar karar versin.
Deixe eles decidirem por si.
Başka ne için sana para versin ki?
Por que mais ele te daria dinheiro?
Nasıl karar versin?
Como podia ela decidir?
Yoksa Toad bana niye su tabancası versin ki?
Senão porque é que o sapo me dava uma pistola de água?
Halanız size güzel bir öksürük ilacı versin de hiçbir şeyiniz kalmasın.
Agora a tia vai-vos dar uma coisa que vos vai tirar essa tosse bem depressa. Isto vai curar tudo.
Bana sekiz saat versin.
Diz-lhe para me dar mais ou menos 8 horas.
"Bırakalım da sonra ne diyeceğine o karar versin."
"Ele que decida o que dizer a seguir."
Söz versin bize!
Que tenha palavra!
Birileri bana silah versin.
Alguém me dê uma arma.
Eksikliklerin ve kusurların sana güç versin.
Deixa que os teus defeitos e falhas te dêem força.
Tanrı sizlere, bu dünyada ve diğerinde ferahlık, huzur ışık ve neşe versin.
"Que Deus lhe dê conforto, paz, luz e alegria, " neste mundo e no outro.
- Allah belanı versin, sen delirmişsin!
- Filha da puta, és doente!
Yani demek istediğin gidip arkadaşıma, ki ben onla birlikte mayo denemeye bile gittim, tanrı aşkına, ve - - ve - - ve bana belgeleri versin diye şantaj mı yapmam?
Estás a pedir-me que vá ter com a minha amiga, uma mulher com quem estive a experimentar fatos de banho... e que a chantageie para me dar mais documentos?
Herkes dikkatini buraya versin, lütfen.
Podiam dar-me a vossa atenção, por favor.
- Biri ona ağrısı için bir şey versin.
Alguém lhe dê alguma coisa para a dor.
Tanrılar bana bu sikik parmaklıkları köklerinden sökmek için güç versin!
Os Deuses deram-me a força para arrancar estas malditas barras dos seus encaixes.
- Birkaç günlüğüne bana izin versin.
- Ele ouve-te. Se ele me deixasse sair daqui por um dia ou dois...
Bereket versin ki evet.
Por sorte, sim.
Bereket versin ki, leğen kemiğim zarar görmemiş.
Graças a Deus, minha pelvis não foi afetada.
Tüm aktif birimler acilen cevap versin.
A todas as unidades activas : respondam imediatamente.
- Şu dallama bitirmeme izin versin.
- Se o idiota me deixar terminar.
Ben de ona, bu tür şeyler için üzülmemesini, diğer çocukların sırf o tepki versin diye onunla uğraştıklarını,
Os outros miúdos só o irritam para obterem uma reacção.
Vazife başındaki tüm birimler derhâl cevap versin.
Todas as unidades em serviço, respondam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]