English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Vertical

Vertical translate Portuguese

477 parallel translation
14 yıldır oturup kalkıp günah işleyen Cleary kardeş artık ıstırabını dindirecek. - Şükürler olsun!
O irmão Cleary, pecador de longa data, seja na vertical, seja na horizontal, vai celebrar o ofício.
Canlıyken de aynıydı. sadece dikey duruyordu.
Era exactamente igual quando estava vivo, só que na vertical.
İri iri, buz gibi damlalar.
Uma chuva penetrante, vertical e gelada.
Dikey motorları aç, flapları sonuna kadar aç.
Jactos na vertical, "flaps" no máximo.
Otomatik yaklaşma sistemini koruyun.
Cada entrada vertical.... Mantenha o sistema automático de aproximação.
Tam dik değil ama alt kattan daha iyi görebilirsiniz.
Não fica vertical, mas, lá de baixo, vê-se melhor.
Bu boru dikey hava miline çıkıyor.
Esse tubo leva ao duto de ventilação vertical.
Çelik teller yatay ve dikey olarak çaprazlama gelmiş oluyor.
Atravessada por barras de aço tanto na vertical como na horizontal.
Ertesi sabah şu dik yüze tırmanacağız, bu da epey zorlayacak.
Na manhã seguinte, temos de escalar esta face vertical da rocha, muito difícil.
- Hayır, dimdik ayaktaydı.
- Não, vertical.
Dikey iniş hızı saniyede 44,6 fit.
Descida vertical 44.6 pés por segundo.
Dikey destekleyici.
O suporte vertical.
Bir sopanın hareketli gölgesini gözlemleyerek yıl ve mevsimlerin dönencelerini çözümlemiştir.
Examinando o movimento da sombra projectada por uma vara vertical, determinou com exactidão a extensão do ano e as estações.
Bu sıra dışı bir tanktı, dikey duruyordu... ve eski bir kazana benziyordu.
O próprio contentor era invulgar pelo facto de ser vertical... e de parecer uma caldeira antiga.
Şu anda suyun 33 feet altında dimdik yatıyor.
agora descansa em 10 metros de agua em posicao vertical.
Lütfen koltuklarınızın dik ve önde olmasına dikkat edin.
Por favor, vejam se as vossas cadeiras estão na posição vertical e se as mesas estão fechadas.
İleri geri ve dönüş levyeleri, yolcunun...
O engenho que permite movimentos no eixo vertical habilita o ocupante...
Dikey analize göre en az iki mil okuyorum.
Tenho uma leitura vertical de pelo menos 3.5 km.
Dikey turboya iş düştü.
Isto pede um impulso vertical.
- Yükselirse ben de yükselirim.
- Ele vai subir na vertical como eu.
Maverick saldırgan bir manevrayla hamle yapıyor ve düşmanı vuruyor.
O Maverick faz uma manobra agressiva na vertical e abate-o com um míssil.
Bu ani hava akımı değişikliği, motorların ateşleme sistemini bozmuş ve uçağın spine girmesi önlenemez hale gelmiştir.
Esta perturbação fez parar o motor, causando uma rotação sobre o eixo vertical a qual originou o parafuso que foi irrecuperável.
Dişlerinizi 1 dakika boyunca fırçalayın.
Escovem os dentes na vertical durante um minuto.
Beni anladın mı? Şimdi o lanet dişlerini söylediğim gibi fırçala.
Escova os dentes rapidamente e na vertical!
Aynı Montana gibi, sadece dikeyi.
É como o Montana... mas na vertical.
Koltuklarınızı dik duruma getiriniz.
Coloquem as cadeiras na posição vertical.
Eğer şiirin mükemmelliği, yatay eksene... ve önemi düşey eksene atfedilip, grafiği çıkartılırsa şiirin alanını hesaplayarak ne kadar başarılı olduğunu ölçebiliriz.
Se a perfeição do poema for representada na horizontal de um gráfico, e a sua importância na vertical, calculando a área do poema chega-se à medida da sua grandeza.
Byron'ın bir dörtlüğü, düşey eksende yüksek not alırken yatay da vasat bir performans sergileyebilir.
Um soneto de Byron pode alcançar grande craveira na vertical e apenas a mediania na horizontal.
Şaka mı yapıyorsun? Ayağa kalkabilmem için bir vinç gerekiyor.
Vou ter de ser içado para uma posição vertical.
İki yazım hatası var, kolonlar kaymış ve zımba yatay değil dikey.
Tem dois erros de gramática, as colunas estão mal, e o agrafo é na vertical, não na horizontal. Spencer Barnes?
Aşırı derecede, dik duruyor.
Ele está na posição vertical, sobre o topo.
Saklanmak ne demek ona göstereceğim şimdi.
Eu farei uma subida vertical com rotação.
- Yükseliyor.
- Ele está a subir na vertical.
Bence artık bir dikey geçiş zamanı geldi.
Agora são horas duma mudança vertical.
Motora biraz daha fazla benzin verirsek...
Se o impulso vertical é 1-28 polegadas por segundo...
Küçük haritaları vardır ama onunla ilgili problem de, nerede olduğunuzu çözseniz de ve nereye gitmek istediğinizi hala hangi yolu kullanacağınızı tam olarak bilememeniz çünkü harita duvarda asılıdır.
Há um mapa, mas o problema é que, mesmo se sabemos onde estamos e aonde ir, por vezes, não sabemos que caminho seguir, porque o mapa está na vertical.
Çekülü dik tut!
Deixe o fio do prumo na vertical.
Müslüman hep doğru olmalıdır. Önde giden bir örnek. Böylece karanlıktakiler ışığın gücünü görür.
Um muçulmano deve ser notavelmente vertical, um exemplo excelente,..... de forma que na escuridão pode ver o poder do leve.
Tamamen dikey olmak dedikleri bu olmasın?
É a isto que se referem com "ficar totalmente vertical"?
Bütün o ortaçağa ait "artist isimsizdir" temelli anonimlik arayışınız ve halk adına savunduğunuz kültür bilimciliğiniz bunu değiştirmez.
Toda a procura do seu neomedieval anonimato, a favor do "artista-como-zero"... e todo o seu vertical panculturalismo, a favor do respectivo "público", não mudará isso.
Hayır, şerit yukarı çıkıyor, ve bu köşeden çıkıyor.
Não, o código de barras está na vertical, por isso é deste canto.
Dikey kalkış üzerinde çalışıyoruz.
Estamos a experimentar a descolagem vertical. Bem, tenho que ir.
Her zamankinden daha dik duruyordu.
Era muito mais vertical que o costume.
Çok dik girdik.
Entrámos muito na vertical.
Dönüş tamamlandı.
Saída vertical.
Mark 4 Kanun Efendisi, geliştirilmiş model çift lazer toplu dikey havalanma ve inme uçuş özelliği.
Mestre legal Mark 4, modelo melhorado. Com canhões a laser duplos, partida vertical... e capacidade de pouso.
Eğer dikey bir deflektör yerleştirebilirsem radyo dalgaları aracılığı ile onlarla bir bağlantı kurabiliriz.
Se eu conseguisse localizar um defletor vertical, talvez conseguíssemos estabelecer contacto através do globo de visualização.
Ancak gövde, dikey değil yatay olarak gelişiyor ve güneyli akrabalarının yukarı doğru uzadığı miktar kadar yüzey üzerinde yayılabiliyor.
Mas o tronco cresce na horizontal, e não na vertical, e pode estender-se quase tanto ao longo do chão, como as suas parentes do sul se erguem acima dele.
Bütün dikey itiş gücüm bozuldu.
Todo o impulso vertical está em falha.
Bırak, dikine indir.
Agora deixa-o descer na vertical.
Dikeyi kontrol edebilirler.
Eles controlam o vertical.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]