Violet translate Portuguese
2,256 parallel translation
Violet için endişeleniyorum.
- Estou preocupada com a Violet.
Violet!
Violet!
Ben. Violet, bir saatten önce gelmez.
- A Violet só chega daqui a uma hora.
Violet, saçmalıyorsun.
Estás maluca, Violet.
Beni senin gibi güzel yap, Violet.
Faz de mim uma rapariga bonita, tal como tu, Violet.
Violet, çok güzel olmuşum!
Violet, estou linda!
- Violet!
- Foi a Violet.
Violet bir keki daha hak etti.
Aquela rapariga anda mesmo a pedi-las.
Sana Violet'i andırıyor, değil mi?
Lembra-lhe da Violet, não é?
Violet?
Violet?
Violet'in görmesini istiyorum.
Quero que a Violet veja.
Violet? Kapının kilidini açma yeter.
Violet, mantém a porta trancada.
Violet!
Violet! - Violet!
Violet! Violet!
- Violet!
- Violet!
- Violet!
- Violet! Violet!
- Violet!
Violet? Violet!
- Violet!
Aşağıdaki banyoya ve Violet'inkine yeni havlular koydum.
Pus toalhas limpas na casa de banho do andar de baixo e na do quarto da Violet.
Violet, Boston'daki kizla olan kaçamagini anlatti.
Violet contou-me do seu caso com a rapariga em Boston.
Violet'e hamileyken tam iki ay boyunca midem bulandi.
Quando estava grávida da Violet, estive enjoada durante dois meses seguidos.
Violet evde mi?
Então, a Violet está em casa?
- Dedim ya, onlar Violet için.
- Já disse-te que são para a Violet.
Bunlari Violet yiyene kadar bir yere saklasana.
Guarda-o para que a Violer o possa comer.
Vay be, Violet.
Boa, Violet.
Violet!
Violet! Violet?
- Violet! Cevap ver!
Responde-me!
Violet'ın durumu nasıl?
Como é que a Violet está a lidar com isso?
Violet, bu Annette.
Violet, esta é a Annette.
Violet de görevden alındığı için üzgün değil.
E a Violet não está frustrada por estar suspensa.
Evet ama Violet ve benim aramda seks, daha çok bağ kurmak demek.
Bem, para a Violet e eu, o sexo é sempre uma ligação.
Sheldon, Violet benimle yatmak istediğinde öfkeli değildim.
Sheldon, não fiquei zangado porque a Violet quis fazer sexo comigo.
Violet. Bu esaslı bir değişiklik olmuş.
Violet, que mudança radical.
Violet kitap turnesine çıkmaya karar verdi demek?
A Violet quer a tournée do livro?
Violet için geldiniz sanırım.
Assumo que está aqui por causa da Violet.
Violet. Seninle konuşmalıyım.
Preciso de falar contigo.
Haydi ama, Violet.
Vá lá, Violet.
Seni seviyorum, Violet.
Eu amo-te, Violet.
Beni dinle, Violet. Ödleklik yapamayız.
Escuta-me, Violet, não podemos ficar amedrontados por isto.
- Violet, hayır!
- Violet, não!
Violet!
- Violet!
Violet, beni dinle.
Violet, ouve-me.
Çok hap içmiştin, Violet.
Tomaste demasiados, Violet.
Böyle öğrenmeni istemezdim, Violet.
Não queria que o descobrisses desta maneira, Violet.
Çok üzgünüm, Violet.
Lamento, Violet...
O Violet'in annesi.
É a mãe da Violet.
Violet'e bak!
Vai ver a Violet.
Bunlar Violet için.
- São para a Violet.
- Violet.
- Violet...
Toplumdan da nefret edebilirdim
Violet...
Haydi ama, Violet.
Vá lá, Violet...
Violet'e aşığım.
- Estou apaixonado pela Violet.