Vira translate Portuguese
10,027 parallel translation
İskeleye kır!
Vira para bombordo!
Bu adi şef bozuntusu bizim körüğümüzü çalmış!
Este cretino vira-latas roubou o nosso defumador!
Bir erkek beni böyle çevirmeyeli çok uzun zaman oldu.
Há algum tempo que um homem não me vira dessa forma.
Tamam, buradan dön.
Certo, apenas vira ali.
Sonra kırık cam parçalarından birinin üstüne düşüyor. Boynuna saplanıyor, dönerken de boğazını kesiyor, kanamaya başlıyor.
Ela cai num dos pedaços dos vidro que lhe entra pelo pescoço, e quando ela se vira, corta a garganta e sangra até morrer.
Sağa dön ve ardından ikinci sola gir.
Vira à direita, depois segunda à esquerda.
Kameraya dön ve "Lütfen verin" de.
Vira-te para a câmara e diz rapidamente "por favor, dêem"!
Çocuklarına asla sırtını çevirmezsin.
Nunca se vira as costas a um filho.
- Arkanızı dönün.
Vira-te.
Dön arkanı.
Vira-te.
Şimdi, sen, gözlüklü ve korkmuş adam, gel onu ters çevirelim.
Agora, homem assustado de óculos, vamos vira-lo de lado.
Cabe, duvardan ayrılma. Solunda kalan köşeye yapışman lazım.
Cabe, vai junto à parede e vira à tua esquerda.
140 metre sonra sola dön.
A 150 metros, vira à esquerda.
Hayır, dön diyorum!
Não! Vira-te!
Dön hemen, dön!
Vira-te, isso mesmo!
Rose, arkanı dön ve dizlerinin üstüne çök.
Rose, vira-te e ajoelha-te.
Arkanı dön ve dizlerinin üstüne çök.
Vira-te e ajoelha-te.
Tamam, sağa dön.
Muito bem, vira à direita.
- Arkanı dön.
- Vira-te.
- Claire, duvar yazısını buldum.
Claire, encontrei o graffiti. Vira à direita.
Hedefe doğru dönün!
Vira-te para o alvo!
İnan bana suratına darbe, yediğin anda doğaçlama yaparsın.
Confia em mim, assim que levares um soco na cara, tudo virá naturalmente.
Başka gelen olmayacak demek.
Significa que não virá mais ninguém.
Polis falan gelmiyor, yani tek başımıza kaldık.
A Polícia não virá em breve, e estamos por nossa conta.
Seni alması için daha sonra araba yollarım.
Um carro virá buscar-te mais tarde.
Direksiyonu çevir.
Vira o volante.
Malia, onu çevirmeme yardım eder misin lütfen?
Malia, ajuda-me a virá-la, por favor.
Halkım gelecek ve onları durdurmak için hiçbir şey yapmayacaksın Zaman Lordu.
Meu povo virá e não poderás fazer nada para o impedir, Senhor do Tempo.
Mesaj asla arkadaşlarımın aklına girmeyecek. Kimse ölmeyecek. Kimse seni kurtarmaya gelmeyecek.
A mensagem nunca contaminará meus amigos, ninguém irá morrer, ninguém te virá resgatar.
Erkek kardeşim mesaj attı, yarın çocukların benim için düzenlediği terfi partisine geliyor.
Virá à festa de promoção que o pessoal vai dar para mim, amanhã.
Yakında burada olur.
Virá logo que puder.
Flash peşine düşecek biliyorsun değil mi?
- O Flash virá atrás de ti.
Masayı hazırlayın. Ters çevirmemiz gerekiyor.
Preparem a mesa, vamos virá-la.
Çevirmeye hazırlanın.
- Vamos virá-la.
- Peki. - Devirelim. İttir, ittir.
- Vamos virá-lo.
Birine size su getirmesini söyleyeyim.
Alguém virá lhe trazer água.
Kimse ofise gelmeyecek çünkü bu adam yani ofisin müdürü öldü.
Ninguém virá verificar os escritórios, porque o gerente está morto.
Arkanı dön.
Vira-te.
- Yani bir de beni aramaya çıkacak öyle mi?
Então, isso significa que ela virá à minha procura. Então, empatamo-la.
Cihazı tamamlayamazsa kubbe de asla yok olmaz.
Se ele não terminar o dispositivo, a Cúpula nunca virá abaixo. O mundo será poupado.
Arkadaşlarım benim için gelecektir.
O meu pessoal virá atrás de mim.
Çevirelim de sargılarına bakayım.
Muito bem, vamos virá-la. Deixem-me verificar o curativo dela.
Senin yardımına koşacak cesur bir gazeteci, serseri bir polis olmayacak.
Nenhum jornalista audacioso virá em teu auxílio, nenhum polícia indisciplinado.
- Yarın Mary geliyormuş.
A Mary virá amanhã.
"Daha önce dünyada hiç eşi görülmemiş bir kan fırtınası gelecek ve susuzluğumuzu dindirecek."
"E virá uma tempestade de sangue " como nunca ninguém viu. Saciará a nossa sede ".
Bay Brock çiçekleri ve süsleri sabah getirecek.
O Sr. Brock virá trazer as flores e as ramas logo de manhã.
Benim için gelecektir.
E ele virá por mim.
Michael'i hapse atarsak, Gabriel gelir.
Se aprisionarmos o Michael, o Gabriel virá.
Seninle gelecek.
O David sabe-o. Ele virá por ti.
- O da gelip anneni iyileştirecek.
- Ele virá tratar a tua mãe.
Eğer bunu öldürürsen, bir başkası da seni öldürmeye gelecek, kardeşim.
Se o matas, o próximo virá para te matar, irmão.