Viras translate Portuguese
635 parallel translation
Lloyd'u gördüğü anda ona sular seller gibi aşık oldu. Ve sen yokken devamlı onunla görüşüyordu.
Ela caiu de quatro pelo Lloyd, assim que o viu, e ela tem-se encontrado com ele, sempre que viras as costas.
Seni o kızla tanıştırdım ve sen çekip gittin.
Apresento-te à garota, viras as costas
Ve arkanı döndüğünde, bıçak saplarlar.
E quando lhes viras as costas, dão-te facadas.
Koridorda sağa dön yangın merdivenini geç.
- Como? Viras à direita aqui no corredor e passas o extintor de incêndios.
Geçitten sonra, kasabanın içinden geçeceksin ve sağdan Val d'lsere istikametine gideceksin!
Depois, atravessas a aldeia e viras â direita, para Val d'Isère.
Eğer gelmezlerse, köşedeki binaya gidip diğer çocuktan çalarsın.
Se não voltam, viras a esquina... roubas alguns pombos ao outro tipo.
Şimdi sırt üstü.
Muito bem, viras-te de costas.
- Sonra böyle döneceksin.
- Depois, viras assim. - Vês?
- Gördün mü?
Viras assim.
En büyük kardeşimiz orospu olamaz.
És a mais velha. Se viras puta tu...
Altı blok aşağıdan, sola dön.
Mais 6 quarteirões, viras à esquerda.
Aynen sana dediğim gibi. O büyük ağaçtan sağa, sonra birkaç gün sola tam sağ, sonra okyanusa varana kadar çiş gibi dümdüz.
Vês, é como te disse... mesmo naquela grande árvore... viras à esquerda por dois dias, depois à direita... e sempre a direito que nem mijo até chegares ao Oceano.
Devrileceğiz.
Olha que viras o barco.
Oh, Berlin yada İstanbul'a gidebilirsin, hatta belki Hong Kong, her nereye gidersen, birgün yanlış köşeyi döneceksin ve :
Podes chegar a Berlim, Constantinopla ou a Hong Kong, mas um dia viras a esquina errada e pronto!
Ona sırtını döndün mü seni bıçaklar.
Viras as costas e ele espeta-te uma faca.
- Çıktığın anda işin biter!
- Se viras costas agora, adeus!
Sana Broadway'de baş rol oynama şansını veriyorum, sense pes ediyorsun!
Dou-te a hipótese de seres cabeça de cartaz e tu viras costas!
Evlenme teklifini ben mi ettim?
Não me virás dizer que fui eu que me declarei.
Şimdi benimle geliyorsun.
Vamos, Hildy. Virás já comigo!
Sen ne zaman geleceksin?
Virás em breve?
Evet bir leydi. Sen de bir leydi olacaksın.
E uma senhora, tal como tu virás a ser, Pearl.
Sabah olmadan peşimden gelip, dönmem için bana yalvaracaksın, tabii yerimi bulabilirsen!
Antes de manhã, virás de rastos atrás de mim... pedindo-me para voltar, se souberes onde procurar!
Au revoir hayatım, unutma, perşembe günü açılışıma geliyorsun.
Au revoir, querida. Não te esqueças, virás à minha estreia, Quinta-feira.
- Kaleye gelecek misin?
- Virás ao forte?
Düğünüme gelecek misin Dexter?
- Virás ao meu casamento?
Seni her çağırdığımda bana geleceksin.
Virás sempre que eu te chamar.
Bana geleceksin, yoksa onlar asla Mısır'dan çıkmayacak.
Virás até mim, ou nunca deixarão o Egipto.
İşin bittiğinde arabayla oraya gel. Yolun karşında dur, yanına oturacağım.
Quando terminares virás no teu carro e estacionarás em frente.
Buraya geleceğini biliyorlar.
Sabem que virás para cá.
".. beni affedecegin ve benimle gelecegin. Adrien'in seni her zaman çok seven. "
Que me perdoarás e que virás ter comigo... m dia çor-de-laranja...
Gelecek misin?
- Virás?
Yedi gün içinde Burgos'a gelip bu ithama cevap vereceksin.
Dentro de sete dias, virás a Burgos para responder a essas acusações.
Geleceksin.
Virás à mesma.
Bu gece gelecek misin uyuyabilmem için? Karanlık uyku.
Virás esta noite para que eu possa dormir o sono negro?
Gelecek misin?
Tu virás, obviamente.
Adam gibi bizimle gelecek misin?
Virás pacificamente?
Biraz daha yaklaş, o zaman cehennemde görürsün.
Anda mais um passo e virás para este lado do inferno.
Siz daha sonra geleceksiniz.
Virás mais tarde.
- Sana söylediğim zaman geleceksin.
- Virás quando eu te disser.
Sen benimle geleceksin.
Virás comigo.
Hayatında ihtiyacın olacak birçok şey vardır.
Tudo o que aprendes são coisas de que virás a precisar.
Benimle gelip kâinatın sırlarını öğrenecek misin?
Virás comigo e aprendererás os segredos do Universo?
Ama sen, aşkım, istediğim sürece sen de benimle birlikte olacaksın.
Mas tu, minha querida, para onde eu for, tu virás comigo.
Bir saat dinleneyim sonra yatak odama gel, konuşuruz.
Deixa-me descansar uma hora. Depois virás ao meu quarto e falaremos mais sobre isso.
Yapacağı taşkınlıklar Cumhuriyet'i istetecek, sen de dönüp yeniden kuracaksın.
Os seus excessos levarão ao regresso da República e tu virás para a restaurar.
Anneciğim, geleceğini söyle.
Por favor, diz-me que virás!
Fozzie, yolda bir çatala gelirsen sola dön.
Fozzie, virás à esquerda quando encontrares uma bifurcação.
Sonra bana ve çocuklarıma zarar vermek için çıkacaksın.
Depois virás para me fazer mal, fazer mal aos meus filhos.
Bizimle geliyor musun?
Virás conosco?
Benimle gelir misin?
Virás comigo agora?
Sen asla geri gelmeyeceksin.
Näo virás mais.