English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Virus

Virus translate Portuguese

270 parallel translation
Bu mikrobun ya da virüsün havadan bulaşma ihtimali var mı?
É possivel que este germen ou virus se propagar com o aire?
Virus enfeksiyonu.
A virose...
Virus değil.
Muito bem.
Akla yatkın tek açıklama bunun, insanların beynini etkileyen... bir virüs ya da bakteri olabileceği.
A única explicação será um germe, bactéria ou virus, que altera a mente..
ATP üretimini arttırmak için bir virus tasarlamalıyız.
Precisamos conceber um vírus que aumente a sua produção de ATP.
Bir virus.
Um vírus.
Hastaların kanındaki virus seviyeleri beslenmeyle alındığı izlenimi veriyor.
A contagem do vírus no sangue dos pacientes sugere que foi adquirido por ingestão.
VİRÜS YÜKLENİYOR
DESCARREGANDO VIRUS
Kısaca Psammechinus Miliaris, Cetalia Simplex larvasını aşırı tuzcul Ikosaeder virüsü ile çaprazladım.
É um cruzamento entre as larvas miliaris de Psammechinus e Cetalia simplex com o virus Halophlen ikosaeder.
Virüs demiştin.
Falaste num virus.
"Outbreak 2 : Virüs Manhattan'ı Ele Geçiyor" filminin çekimlerinde.
The ´ Virus Takes Manhattan.
Virus yer değiştiriyor.
O elo mental está quase partido e a radiação parece estar matando o vírus.
Büyük versiyon virüsler gibi- - makro virüsü tanımlamak için- - uçan böcek demeyi öneririm.
Para a versão grande do vírus... a qual chamo de macro-virus... eu sugeriria um mata-moscas.
Ne yazık ki, makro virüs, çok hızlı çalışıyordu.
Infelizmente, o macro-virus trabalha rápido.
Size makro virüs bulaşmış durumda.
Você foi infectada com o macro-virus.
En büyük makro virüsün, konukçu nüfusunu, bir arada tutma içgüdüsüne sahip olduğuna inanıyorum.
Eu acredito que o macro-virus grande são guiados por algum tipo de instinto para reunir sua população de hospedeiros.
Makro virüs gemide, ve öyle görünüyor ki... hava yolu ile bulaşıyor.
O macro-virus está à bordo da Voyager e parece ser transportado pelo ar.
Makro virüsten, bir örnek temin ederek, tedavi bulmak maksadıyla, Revir'e geri döndüm.
Eu colhi um espécime vivo do macro-virus, e retornei à enfermaria com esperanças de encontrar uma cura.
Makro virüsler, kızıl ötesi radyasyonu çekici buluyorlar.
Os macro-virus são atraídos por radiação infravermelha.
Makro virüsler, Güverte 10'da beni sıkıştırdılar, ve seyyar yayımlayıcım neredeyse yok edilmiş durumda.
Os macro-virus me cercaram no Deck 10 e meu emissor portátil foi quase destruído.
Aramızda bulunmadığını söylediler. Görünüşe göre aramızda.
Seja qual for o virus que achem que ela tem, deviamos estar todos com sorte por sermos infec...
Bir virus gibi kan hücrelerinin fonksiyonlarını ele geçiriyor.
Sobrepõem as funções das células do sangue como um vírus
Muhtemelen çok fazla zamanları olmadığı içindir.
Agora estão a dizer-me que este virus que, por sinal, eu não tenho... é mortal? Talvez seja porque não têm muita para apreciar.
Uh, Bu virus değil.
Uh, não é um vírus.
Asalak bir virus.
É um vírus-parasita.
Grubum el birliğiyle uzaylı kolonistlerle birlikte senin de gördüğün gibi bize virüse girecek bir program üzerinde ve bir umutla gizlice bir tedavi geliştirebilmek için çalışıyor.
O meu grupo tem trabalhado com os colonistas alienigenas... facilitando programas como aquele que viu... para nos dar acesso ao virus... na esperança que consigamos secretamente desenvolver uma cura.
Aşı olmadan bu virüs yıkımından gerçekte tek hayatta kalacak olanlar ona bağışıklıkları olanlar insan-uzaylı karışımları olacaktır.
Sem uma vacina, os únicos verdadeiros sobreviventes do holocausto do virus... vão ser aqueles imunes a ele. Clones humanos-alienigenas.
Virüs, orijinal olarak biyolojik faktör, ama mutasyona uğramış.
O virus era um agente biológico mas sofreu mutação.
Sanırım, virüsü vücutlarında taşıyorlarmış.
Cremos que o virus estava dentro de seus corpos.
Halkımdan 13 kişi, virüsü kendi bedenlerine bulaştırdı.
13 dos nossos foram infectados com o virus.
Daha sonra da, kendilerini asimile ettirdiler ve böylece o virüs bağ'a kadar ulaştı.
Eles se permitiram serem assimilados para que o virus pudesse contaminar o link.
Virüsünüz, beklenmeyen bir zarara neden oldu... mürettebatımdan birisi.
Por qué? Seu virus causou uma vítima inesperada. Um membro de minha tripulação.
Virüs'ü, Borg'u yok etmek üzere tasarladık. Asla bir tedavi düşünmedik.
Desenhamos este virus para destruir aos Borgs capitã, nunca consideramos um tratamento.
- Asalak bir virus.
- É um vírus parasita.
Bu virus değil.
- Não é um vírus.
Öyle bir virus programlarım ki ortalığı altüst eder.
Eu poderia programar um vírus que destruiria isto tudo por muito tempo.
Yaklaşan virus tehlikesine karşı bağışıklı.
Ele é imune ao futuro apocalipse viral.
Vürüs biraz çeşidli oldu hedefin sistemlerinde.
Deve ser uma espécie de virus no sistema de mira.
Bir de, midemde virüs var.
e um virus no estomago.
O ölümcül birisi.
Era um virus letal.
Virüs con Dios.
Virus con Dios.
Nezle yüzünden modellerin yarısının çalışamaması yeter zaten.
Já é mau o suficiente que metade das minhas modelos cancelaram comigo por causa de um virus.
Bana verdiğin virüs, ondan nasıl kurtulacağım?
Está coisa do virus que tu posses-te em mim – como é que me livro dele?
Yani, merhaba? Sen, Logan, virüs...
Tu, o Logan, o virus...
Lanet olası bir virüs gibi.
Parece um raio de um virus! Ok!
Virus enfeksiyonu mu?
A virose?
Bu bir virus değil.
Não é uma virose.
Bilirsin, yeni evli olduğun zamanlar sevişmeyi kısıtlayabiliyorsun.
É um daqueles virus que anda ai.
Olumsuz. Öyleyse bırakın gitsin. Kaplama yarılmasına karşı, güç alanı oluşturmaya hazır olun.
Um virús infantil que dizimou muitos campos de trabalho Bajoran durante a Ocupação.
Şidi siz bana bu virus - bu arada belirteyim, bende yok -... ölümcül mü? ... Harika!
... Boa!
Virus yüzünden olmalı.
O vírus deve estar matando-o de fome.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]