Visser translate Portuguese
28 parallel translation
Sanıklar Morant, Handcock ve Witton Visser ismindeki bir Boer mahkumu öldürmekle suçlanıyorlar.
Réus Morant, Handcock e Witton são acusados do assassinato de um prisioneiro bôer chamado Visser.
Boer esiri Visser'ın ölümü öncesi diye düzeltiyorum.
A subsequente morte do prisioneiro bôer, Visser.
Visser. Teunis Visser.
Teunis, Teunis Visser.
Bay Botha, sizce esir Visser için adil bir yargılama yapıldı mı?
Senhor Botha, você acha que aquele prisioneiro, Visser, recebeu um julgamento justo?
Visser için yapılan yargılama bu mahkemedekine benziyor muydu?
O julgamento de Visser foi de alguma forma similar a esta corte marcial?
Ama şunu eklemek isterim ki, Visser'ın öldürülmesi konusunda "yargılama" ve "mahkeme" kelimelerini kullanırken bile cömert davrandım.
Mas gostaria de acrescentar que fui generoso ao usar a palavra "tribunal" ou "corte marcial" em relação ao assassinato de Visser.
Esir Visser'i vurmaya gönüllü olmadınız mı?
Você não foi voluntário para fuzilar o prisioneiro Visser?
Yani hiçbir kanıtı Visser ile bağdaştıramadınız.
Então não pode fornecer nenhuma prova que conecte Visser com aquilo.
Visser için yaptığınız yargılamanın mahkemesi bunun gibi mi kurulmuştu?
O julgamento de Visser, como foi feito por si, lembrava algo parecido com isto?
Yüzbaşı Taylor Visser davasına benzeyen başka herhangi bir olay biliyor musunuz?
Capitão Taylor o senhor sabe de algum outro incidente similar ao caso Visser?
Savunma Oberst Werner Visser'i çağırıyor.
A defesa chama o Coronel Werner Visser.
Albay Visser ve Binbaşı Wirtz 22. barakaya girer... ve aylarca bulmaya çalıştıkları telsizi bir anda bulurlar... ve parçalarlar.
O Coronel Visser e o Major Wirtz entram no alojamento 22... destróem um rádio escondido que tentavam localizar há meses.
Kampın yarısı burayı terkedene kadar... Visser ve adamlarının dikkatini dağıtmalıydım demek.
E tenho que manter Visser e seus homens distraídos... enquanto os homens saem?
- Dr. Visser?
Doutor?
Hayır, o Visser'dı.
Não, aquele era o Visser.
Visser o!
É o Visser.
Visser odasından çıkıyor. Onu işkillendirmiş olabiliriz.
O Visser está a deixar o quarto.
Visser'ı görüyorum.
Vi o Visser.
Demek istediğim, visser olayında, bozuşmamız içinde değil, kesinlikle hepsinde hiç bir hatam yoktu.
Digo, no tiroteio com o Visser, não na nossa separação, em que não tive claramente culpa nenhuma de todo.
Adli analiz kendini vurduğunu sonra da visser'ı vurduğunu telkin ediyor.
A análise forense sugere que atiraste em ti próprio depois de atirares no Visser.
Martın 25.'inde, Eugene Lawrence Visser isimli elebaşını öldürücü bir şekilde vurdunuz.
No dia 25 de Março, atingiu de forma letal um homem chamado Eugene Lawrence Visser.
Barut kalıntıları çok yakın mesafeden vurulduğunuzu belirtiyor, Eugene Visser'in "en az 25 metre uzakta" olduğunu doğrulamadınız.
Resíduos de pólvora indicam que foi baleado à queima-roupa, mas no seu testemunho diz que Eugene Visser estava no mínimo a 7 metros.
Teğmen'in Visser'ı vurduğu zaman için?
De quando o tenente atirou no Visser?
Bu kendi sözlerimle Visser'ı vururken hatırladıklarım.
É o que eu me lembro ao atirar no Visser com as minhas palavras.
Visser üzerindeki ifadeni tamamlayana kadar bırakmayacağım.
Não até completares o teu depoimento sobre o Visser.
Visser'ı vurduğun zaman ne olduğu gerçeğini anlatmakla başlayabilirsin.
Comece por dizer a verdade sobre o que aconteceu quando atirou no Visser.
Oskar babamın bir arkadaşı, Visser.
O Oskar era amigo do meu pai, Visser.
Visser aşağı iniyor.
O Visser está a descer.