Vitamin translate Portuguese
565 parallel translation
Elbette bifteğe benzemez ama vitamin açısından zengindir.
- Não é bife, mas tem muitas vitaminas. - A sério?
Vitamin için taze sebzeleri tercih ederim.
Só gosto de coisas frescas, por causa das vitaminas.
Gece körlügü için vitamin A'yï kullanan gözlükleri optik olarak düzelten ve çarpïsma yaralanmalarï için kemeri gelistiren de o.
Foi também ele que sugeriu a vitamina A para a cegueira nocturna, os óculos com correcção óptica, e o cinto de ombros para evitar lesöes na queda.
Gidip biraz vitamin alalım.
Bem, vamos buscar umas vitaminas.
Vitamin alıyor musun?
- Tens falta de vitaminas?
Vitamin hapları alır, çok içki içer... fazla sinirlidir.
Anda a tomar muitas vitaminas, a beber... está demasiado estimulado.
- diğer vitamin şişelerini de aldın mı?
- Oh, compraste outra embalagem de vitaminas?
Sülfür onda vitamin etkisi yaratıyor.
O enxofre actua nele como as vitaminas em nós.
Derhal vitamin almaya başlıyorsun.
Acabou-se, rapaz. Começarás a tomar vitaminas.
Gençken dişleri dökülür,..... bademcikleri alınır ve bir yığın vitamin yüklenirler. Ve yan etkilerini görürler.
Quandosão jovens, arrumam os dentes, se enchem de vitaminas... e algo acontece dentro deles.
Aslında, siz de vitamin alsanız fena olmaz.
Olhe, não seria má idéia se você tomasse algumas vitaminas.
Onlar vitamin, Walter. Bana yazdı.
São vitaminas Walter, para mim.
Sana vitamin mi yazdı?
Vitaminas para você?
Ben burada hayatım yok olup gider vaziyette yatıyorum o şarlatan sana vitamin yazıyor.
Aqui estou eu, com a vida se esvaindo de mim E aquele charlatão Ihe prescreve vitaminas.
Al buyur, ölen benim, vitamin yazılan o.
Vê? Estou morrendo, mas ela ganha vitaminas.
Bir ilaç kutsu içinde morfin, vitamin hapları, ateş düşürücüler uyku hapları, sakinleştiriciler.
Um estojo com morfina, vitaminas, estimulantes,
Ne alıyorsun, George'un vitamin haplarını mı?
D que é que andas a tomar, as vitaminas do George?
- Belki vitamin hapıydı.
- Talvez fossem vitaminas.
- Dr. Hill vitamin hapı yazdı.
- O Dr. Hill receitou-me vitaminas.
Bayan Castevet, yetiştirdiği otlardan bana vitamin içeceği yapıyor.
A Sra. Castevet faz-me uma bebida energética com plantas que cultiva.
Ticari amaçla üretilmiş vitamin haplarına güvenmiyor.
Ele suspeita das vitaminas preparadas nos laboratórios.
Bahse varım, vitamin haplarından önce kadınlar tannis kökü çiğniyorlardı.
As grávidas deviam mastigar raiz de tanásia antes das vitaminas.
Herkes gibi vitamin ve ilaç istiyorum.
Quero vitaminas e comprimidos, como toda a gente.
Etkili bir vitamin konsantresi.
Um concentrado vitamínico potente.
Hâlâ her güne bir vitamin hapı alıyor musun?
Ainda está na dieta de uma vitamina por dia?
Vitamin karışımı haplar.
Um concentrado de vitaminas.
Tıbbi denetim olmadan bu kadar vitamin almak tehlikeli olabilir.
Tomar tantas vitaminas sem a supervisão de um médico pode ser perigoso.
Vitamin almalısın.
Tens de tomar vitaminas.
Steroit, vitamin, meyve, sebze, ne istersen bulabilirim.
Posso arranjar esteróides, vitaminas, verdinhos, o que quiseres.
Ben - vitamin hapları, ve - uyku hapları.
Vitaminas e soníferos...
- Bilirsin, ben de vitamin işindeyim.
Eu trabalho com vitaminas.
Vitamin "E."
Vitamina E.
Oh, Bobby, sadece bir vitamin satıcısı olduğun için? Adım Stevens.
Bobbie, só porque é um vendedor de vitaminas?
Silver Streak'te bir vitamin satıcısını öldürdüğün için.
- Por matar um vendedor de vitaminas...
O vitamin satıcısı değildi.
Não era um vendedor de vitaminas.
Öldürttüğün şu adam vitamin satıcısı değildi.
Esse homem que mandou matar era um agente federal.
Bir kaç mega vitamin hapının iyileştiremeyeceği şey yoktur.
Nada que não se curasse com uma caixa de megavitaminas.
Vitamin dolu.
Vitaminas a deitar por fora.
- Vitamin.
- Vitaminas.
Vitamin ve mineraller.
Vitaminas e minerais.
İlk önce, Vitamin iğnesi. Şimdi, lütfen ikinizde kollarınızı sıvar mısınız.
te injetarei vitaminas.
Çişte vitamin varmış.
Se fazes chichi, melhoram devido a uma vitamina que há no chichi.
- Bir kaç kemik, vitamin takviyesi.
- Alguns ossos, vitaminas.
Sana, safra kesesi taşı, vitamin eksikliği, beyin iltihabı,... böbrek yetmezliği kadar ihtiyacım var. İsa adına!
Preciso de voce tanto quanto de um calculo biliar, "paIegra", encefalite... uma peste, pelo amor de Deus!
Vitamin içmekten nefret ederim.
Eu odiava tomar as vitaminas.
Vitamin ısmarlamıştım da.
Encomendei umas vitaminas.
Vitamin de satıyorum.
Também vendo vitaminas.
Çok fazla vitamin almış olmalı.
Ela deve tomar muitas vitaminas.
Vitamin alırdın.
Tomavas as vitaminas.
Peşindeki kız hayranlar iyidir, ama vitamin gerekir... çünkü o yavrular adamı yorar.
Em grupo é divertido, mas precisamos de vitaminas, pois essas tipas esgotam-nos.
Sürüyle vitamin alırsın.
Tem muitas vitaminas!