English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Volante

Volante translate Portuguese

1,630 parallel translation
Rashard Rucker'hatırladın mı? 14 aralık gecesi kırmızı bir Hummer'ın direksiyonunda onu gördün mü?
Lembras-te do Rashard Rucker ao volante de um Hummer vermelho na noite de 14 de Dezembro?
Sürmek istiyorsan, direksiyona geçmelisin.
Se queres conduzir, agarra o volante.
Turtle, uzun zamandır direksiyon başına geçmedim.
Turtle, não me sento ao volante de um carro há muito tempo.
Arabada kal.Ellerini direksiyona koy.
Não tire as mãos do volante.
O direksiyonun üzerinden yolu görebiliyor musun?
Consegues ver por cima do volante?
Evet, arabanın koltukları ayarlanabilir, direksiyonu eğilebilir.
O carro tem assentos ajustáveis, volante ajustável...
.. ama birkaç düzgün dönüş yaptın.
Tu ias com um prato de papel a fazer de volante, mas fizeste algumas curvas para o lado certo.
Belki sarhoşken araba kullandı, direksiyon başında uyuya kaldı? Buna benzer bir şey? Hayır.
Ela bebia... e dirigia, dormiu no volante...
Direksiyon göğüs kafesini ezince...
O volante esmagou-lhe o peito.
Biri arka kapıda, diğeri ise direksiyonda.
Uma delas estava na porta do lugar do passageiro, a outra estava no volante.
Uyuşuklaştığımı hissettim... Bir saniye için içim geçti.
Adormeci... por um segundo ao volante.
İğrenç Rodney arabama girdi ve direksiyonumu yaladı.
O porco do Rodney entrou no meu carro e lambeu o volante.
Evet, ölü adamın ellerini direksiyona bantlamalıyız.
Precisamos apenas de prender a mão do morto ao volante. - Está bem, chefe.
Okuldaki müsamerede yemeği fazla kaçırmış.
Abusou do almoço volante na festa da Primavera da escola.
Direksiyonda bayılmış olmalı.
Ele deve ter desmaiado ao volante.
Rafik yürüyerek geliyor. Riaz ise direksiyonda.
Aqui está o Rafik a pé e o Riaz ao volante.
Sen direksiyona geciyorsun koca kafa. Hey.
Atrás do volante, Magnum.
Jimmy'e baktım. Küçük köpekle, küçük yarış arabasını yarıştırıyor köpeği de küçük el arabasında taşıyordu.
E vejo o Jimmy a passar a casa do cãozinho com o carro de corrida e a dar um jeitinho ao corpo enquanto rodava o volante pequenino.
Yani biz kavga ediyorduk... ve direksiyonu ben aldım.
Estávamos a discutir e eu peguei no volante.
Geç direksiyona, al şu arabayı içeriye sen.
Vai para o volante e lava o carro.
Birkaç konuda beni bozguna uğratabilirdi ama direksiyonda uyuyakalmıştı.
Podia-me ter entalado nalguns aspectos mas... ele estava a dormir ao volante.
Direksiyonda uyuyakalmıştı.
Estava a dormir ao volante.
Ellerinde ve direksiyonda kurumuş kan izleri var! Ama bunlara yol açabilecek bir yarası görünmüyor!
Sangue seco nas mãos e no volante mas não tem nenhum ferimento.
Rachel'ı, direksiyonu Cooper'ın elinden alırken gördüm.
Eu vi a Rachel a pegar no volante. Se ele não melhorar...
Haley, Rachel'ı direksiyonu senin elinden alırken görmüş.
A Haley viu a Rachel a pegar no volante.
Evet, arabayı ben kullanıyordum.
Sim, eu estava no volante.
Gerçekten dikkatlice... derinizin rengine, benlere, damarlarınıza, parmak boğumlarınıza, el çizgilerinize, tırnaklarınıza... gözlerinizi kapatmadan önce bunları iyice inceleyin ve sonra elinizi, parmaklarınızı yeni arabanızın direksiyonunda hissedin.
A sério, olhe para as costas das suas mãos. A cor da sua pele, os sinais, as veias, os anéis, as unhas, os dedos. Absorva todos esses pormenores antes de fechar os olhos e depois veja essas mãos, os seus dedos, a agarrar o volante do seu carro novinho em folha.
- Direksiyon bende.
- Eu tenho um volante.
Bu tekerin arkasındaki adam.
Não esse é o homem que estava atrás do volante.
Bunu kazalarda görürsün. Sanki, yüksek hızla çarptığında direksiyonun vücuda girmesi gibi.
Vê-se muito em acidentes rodoviários, quando algo como um volante ou poste entra num corpo a grande velocidade.
Jüriyi direksiyon başına oturtabiliriz.
Vamos colocar o júri atrás do volante do carro.
Direksiyon stemumu kırmış.
O volante esmagou-lhe o esterno.
Tanıklar direksiyonda eşinizin olduğunu, aniden yola çıktığını ve minibüse çarparak kanalın içine uçurduğunu söylüyorlar.
Estava ao volante do carro que a nossa testemunha viu a cortar a passagem da carrinha, atirando-a para fora da estrada.
Direksiyonun başındaki kişi eşinizdi.
A sua mulher estava ao volante.
Bayan, ellerinizi direksiyona koyun.
Senhora, ponha ambas as mãos no volante.
İki elinizi de direksiyona koyun.
Ponha ambas as mãos no volante.
Başını ön cama çarptı göğsünü direksiyona vurdu, eski araba, hava yastığı yok.
Foi contra o pára-brisas, o peito bateu no volante, não tinha airbags.
Lövyeyi yavaşça sağa doğru çevireceksin.
Vire o volante, devagar, para a direita.
Bırak ben kullanayım. - Ben sürerim.
Sai do volante.
Ben bir ev kadınıyım. Çekil.
- Sai do volante.
Direksiyonun arkasinda bilincini kaybetmis.
Esta é a Mary Daltry. Perdeu a consciência ao volante.
Ve ipleri elinde tutmak güzel bir şey.
E manejar o volante é uma coisa preciosa,
İki elini direksiyona koy. - Tamam.
Ponha as mãos no volante.
Ellerimi direksiyona mı koyayım, taksiden mi ineyim?
As mãos no volante ou sair? Não posso fazer as duas coisas.
Araba boştayken yanında yürüyorum.
Um fantasma ao volante.
Yeterli dayanma gücüne sahip şanslı bir yarışmacı evine bu son teknoloji ürünü arabasıyla dönecek.
Uma pessoa cheia de sorte e de força anímica irá sair daqui ao volante de um moderno veículo.
Ayakta kalan son yarışmacı arabayı evine götürür.
a última pessoa a desistir, sai daqui ao volante deste híbrido.
Foss sorhoş olarak araba sürüyordu.
O Foss estava bêbedo e ia ao volante.
Direksiyona geç ve eğer ellerimi başımın arkasına koyarsam,
Põe-te ao volante.
Ellerinizi direksiyonun üzerine koyun.
Ponha as mãos no volante!
Ellerinizi direksiyonun üzerine koyun. Şimdi!
Ponha as mãos no volante, agora!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]