Vuruyor translate Portuguese
1,090 parallel translation
O, ona vuruyor.
Ele bate-lhe.
İşte vuruyor.
Aqui vai.
Haggard senin ne olduğundan şüphelenmesin diye işi aptallığa vuruyor.
Faz de bobo para o Haggard, tentando distraí-lo de pensar no que tu és.
Bu basit duygu benim içimdeki bir erkeği dışa vuruyor.
Este simples movimento faz de mim um homem.
- Korunmasız bir kıza vuruyor.
- A bater numa miúda indefesa.
Rakibi tüm gücüyle Balboa'ya vuruyor.
O adversário bate forte.
Yine Clubber. Lang sol yumruk vuruyor.
Clubber volta à carga, com uma esquerda.
Somon balığı avcıları onları gördüklerinde vuruyor.
Um pescador de salmão matá-las-ia assim que as visse.
Pencereden güneş vuruyor.
O sol está a entrar pela janela.
Hobbs sol taraftan vuruyor.
Hobbs lança do lado esquerdo...
Topa Olsen vuruyor.
O Olsen bateu na bola.
Vurmak istediği her şeye vuruyor.
Tudo aquilo em que ele quer bater, ele bate.
Bivens sopada. Vuruyor.
Bivens na base principal.
Vuruyor!
Oscila!
Vuruyor! İşte gidiyor!
E bate e lá vai ela!
Atış yapıldı. Vuruyor!
Aqui está o lance.
Hobbs vuruyor!
Hobbs joga!
Sarışın adam Starkiller ve film boyunca uzaylıları vuruyor.
O tipo louro é o Starkiller e passa o filme a matar extraterrestres.
Creed yine bir sol vuruyor ve Drago kaçıyor.
Mais outra de Creed, e Drago desvia-se.
Drago Rocky Balboa'yı sersemleten sıkı bir sağ vuruyor!
E Drago riposta com uma direita que atordoa Rocky Balboa!
Sert bir şekilde kalenin kapısına vuruyor, yerlere kapanıyor ve ruhuna acayip bir şey giren bir kız hakkında tuhaf bir şarkı söylüyordu... Evet.
Batia nos portões do castelo e cambaleava, cantando não sei o quê acerca duma mulher que tinha uma coisa chamada... " "Piu-piu camurça" "?
Pekala. Parsons merkeze doğru uzun vuruyor ve Jacamazzi de geliyor.
O Parsons passou ao central, e lá vem o Jacamazzi.
Köşeden dönüyor, vuruyor ve sayı!
Bate no canto, remata, marca!
Vuruyor, sayı ve kazanıyor.
Remata, marca e vence.
Maverick saldırgan bir manevrayla hamle yapıyor ve düşmanı vuruyor.
O Maverick faz uma manobra agressiva na vertical e abate-o com um míssil.
Şunu dinle 1.98 vuruyor
Olha-me este, vai marcar 198.
- Çocukları vuruyor.Bir polis öldü..
Está com crianças. Um agente foi ferido.
- Polis Giuliano'yu vuruyor.
Mas a polícia deu um tiro ao Giuliano e... Não!
Ne yani ayakkabısı için adam mı vuruyor?
Ele matava pessoas só por não gostar dos sapatos?
-... arabaları alıyor ve birbirine vuruyor. - Enteresan.
Um insecto enorme e pré-histórico, com garras, que esmigalhasse um carro.
O silah görüntü için mi yoksa arada bir birilerini vuruyor musun?
O revólver é só para decoração? Ou dispara nas pessoas de vez em quando?
İşte Decker vuruyor.
Aí vem Decker com o pontapé.
Dönen tekme vuruyor ve sayıyı kazanıyor
E marca ponto num giro!
Dae Han, kasıklarına vuruyor
Dae Han pontapeia a virilha...
Mickey sopasını savuruyor. Ve topa vuruyor.
Mickey bate!
Bu tatlı dilli bir delinin bakışları beynime vuruyor.
- Um louco suado e dentado. Um louco suado e dentado, com um olhar fixo que me tortura o cérebro.
Arada bir sana vuruyor olabilirim, ama yine de ağabeyinim.
Sei que dou umas pancadas de vez em quando mas sou seu irmão.
Ona çok kötü vuruyor.
Dá-lhe com força.
Tanrim, bu adam gerçekten iyi vuruyor Neden onu bir baskasi almadi?
Este tipo bate muito bem. Porque será que mais ninguém o quis?
Atış geliyor, Dorn hazır ve vuruyor top sahanın soluna doğru gitti.
Aqui está a rotação e o lançamento para ele. E acerta! Começa a correr desalmadamente pelo campo.
1 bölüm daha geçtik Jackson yolluyor, Thomlinson vuruyor sahanın derinlerine,
Um homem na nona. Jackson lança. Tomlinson faz o movimento
Bahisler tavana vuruyor.
As probabilidades vão para o diabo.
- Yüzüme vuruyor.
- Está sempre a gabar-se.
- Her şeye vuruyor.
- Está a apanhar com tudo.
Reaktör onu eritiyor ve oksijen dışarı vuruyor.
O reactor derrete o gelo e assim liberta oxigénio.
Bob tekrar öldürmeye yemin ediyor ve Mike da onu vuruyor.
O Bob jurou voltar a matar e o Mike matou-o.
Saçı sırrını açığa vuruyor!
Vê-se pelo pêlo!
Attığını vuruyor maşallah!
- Tem boa pontaria, não tem?
Ama katil iki adamı başlarından vuruyor. - Neden?
Porquê?
Otuzbircinin teki hapisten çıkalı daha altı ay olmadan kafayı çekip, karıştığı kavgada yamultuluyor bunun üzerine eve gidip, bir tabancayla geri geliyor ve adamı vuruyor.
- Quem? Um idiota. Saiu há 6 meses da prisão.
Tamamıyla açığa vuruyor. Norris? Asla blöf yapmıyor.
Al, se sentires uma dor súbita e aguda onde te costumas sentar, é só o teu amigo, o meu pé.