English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Vücudun

Vücudun translate Portuguese

1,643 parallel translation
Evet, vücudun emme şansı olmadan biri seni öldürmezse.
Isso, se não morrer antes do corpo ter hipótese de o absorver.
Yani mermi vücudun içinden geçmiş.
Temos aqui um tiro que entrou e saiu
Merminin hızını, vücudun içinden geçerken hız kaybettiğini de göz önüne alarak ayarlayacağız.
Ajustando a diminuição de velocidade por ter atravessado dois corpos
Hiç duymamıştım. Bu, ruhun, vücudun içine girmeden onu kontrol edebilmesidir.
Basicamente, é quando um espírito controla um corpo sem sequer entrar nele.
Vücudun buna kanıp hala gündüz sanıyor.
Isso faz o teu corpo pensar que ainda é dia.
Vücudun her yerinde yüzlerce delik izi var.
Há pequenos furos, centenas, em todo o seu corpo.
Kurşun bir başkasına çarpmadan vücudun içinde kalıcak mı?
As balas não atravessam o corpo, podendo atingir outra pessoa?
Zamanı geldiğinde vücudun bize haber verecektir.
O teu corpo dir-nos-á quando chegou a altura.
Vücudun tümöre yanıt vermesi sonucu paraneoplastik sendrom gelişmiş olabilir bu da kalp bloğuna neden olmuştur. Sonunda!
A reacção do organismo ao tumor provoca a síndrome paraneoplásica, que conduz ao bloqueio cardíaco.
Vücudun istemediği bir şeyi yapması semptomun tarifidir.
O corpo fazer uma coisa que não deve fazer é a definição de sintoma.
Kedi benim. Bu iğrenç vücudun içinde hapis kaldım.
Lo siento, Princesa, mas eu sou o Gato, preso dentro deste corpo hediondo.
Mor vücudun enerjisini açığa çıkarır.
O roxo abre as energias do corpo.
Ama, diğer kısmı vücudun REM uykusunda ürettiği hormonlardan oluşuyor bu da hormonların bir çeşit metabolik reaksiyonda katalizör olarak kullanıldığını ve sonra da atıldığını gösteriyor.
Mas a outra percentagem são hormonas que um corpo produz quando entra num sono REM, o que sugere que as hormonas do sono agiram como catalisador numa qualquer reacção metabólica, sendo depois expelidas como dejectos.
Bu küçük vücudun için çok cesurca, değil mi?
És bem arrojado para quem não passa de um rapazola, não és?
Vücudun sana...
É a forma que o teu corpo tem para te dizer que...
Bir çizime bakarak oradaki vücudun ölü mü yoksa uyuyor mu olduğunu söyleyebilir misin?
O meu também. Nós somos o povo do vento. Que está sempre a soprar em direcções contrárias.
Vücudun?
- Para podermos voltar.
Çok güzel bir vücudun var.
É apenas o teu corpo. Tens um corpo bonito.
Dudaklarından adı dökülürken vücudun gevşiyor mu?
O teu corpo ficará leve, enquanto os teus lábios balbuciam o nome dele?
Tüm vücudun katı, sert ve ağır.
Todo seu corpo fica rígido, duro e pesado.
Çok çirkin bir vücudun olduğunu söyledi.
Ele diz que tu tens um corpo feio.
Senin vücudun çürüyor ve omuzların çöküyor.
O teu corpo envelhece! E o teu show emperra!
Sırf kendine ait vücudun yok diye başka kimsenin Nijerya Kralı olmasını istemiyorsun.
Lá por não teres um corpo, não queres que mais ninguém seja príncipe da Nigéria.
Hermes! Vücudun!
Hermes, o teu corpo.
İşin aslı seninle o seksi patates vücudun için evlenmiştim ama artık seksi patates kafan için kalıyorum.
Verdade seja, casei-me contigo pelo teu corpo sensual de batata, mas vou ficar contigo por causa da cabeça sensual de batata.
İşte, vücudun yeni gibi oldu.
Aqui tem, o seu corpo está como novo.
Vücudun eski haline dönünce belki yaramaz kayıtlar da yaparız.
Quando recuperares a boa forma, talvez possamos fazer uns filmes sem vergonha. Percebes o que quero dizer?
Seni vücudun için seviyorum.
Gosto de sentir o teu corpo.
Vücudun tuhaf ve farklı geliyor mu?
Seu corpo anda meio estranho?
Iskalayamam, çünkü ayıdan iri vücudun var!
Não sentia a tua falta mesmo que me esforçasse por seres tão gordo!
Bilmiyorum aklı yönlendiren vücudun ruha önderlik etmesi gibi bişey...
Não sei... algo sobre o corpo guiando para a mente, guiando para o espírito...
" Belli belirsiz çığlığım, titreyen vücudun.
"O meu choro ofegante, o tremer do teu corpo."
Umuyorum ki o iğrenç vücudun, buradan şimdi def olup gider.
Gostava de ter tomates para saír desta merda agora mesmo.
Eee, çok güzel bir vücudun varmış.
E, é um grande corpo que tu tens aí.
- Tüm vücudun tekrar.. .. hayat bulması üzerine de çalışıyor.
- Estava a testar a ressurreição de todo o corpo.
Vücudun şu aralar pek çok değişikliğe uğrayacak- -
O seu corpo vai passar por muitas mudanças.
Ayrıca vücudun yumurta üretmeyi falan durdurabilir.
E que o teu corpo possa parar de produzir óvulos.
Vücudun bir harf şeklinde. Bu D harfi mi?
O teu corpo está com o formato de uma letra.
Mükemmel bir vücudun var.
Tens um corpo maravilhoso.
Vücudun böyle olmasaydı seni kesinlikle kabul ederdi.
Podias ser aceitável para ela se não fosse esse corpo.
Vücudun en güçlü kası, kalptir.
O coração é o músculo mais forte do corpo.
Vücudun...
É o organismo...
Vücudun üst kısmını alt kısımla birleştirmek için birçok yöntem geliştirdiler!
Eles tem novos procedimentos que podem atar os topos às partes de baixo agora!
Vücudun kalan küçük kas ve dokularını canlandırmak için elektriği yeterince güçlü şekilde iletmek...
... Ser capaz de transmitir impulsos eléctricos suficientemente fortes para dar vida a alguém. Literalmente, os restos mortais dos corpos devem ensinar-nos...
Senin vücudun olsa iyi olurdu.
Era o teu corpo. Soube bem.
Sana kas gevşetici vereceğim böylece vücudun kasılmayacak.
Eu sei. Vamos medicá-lo para que não tenha convulsões.
Wegener vücudun kendisine saldırmasına neden olur.
A doença faz o corpo atacar-se a si próprio.
Vücudun daha çok protein üretmesine yardım ediyorlar bu da kas yapımını artırıyor böylece daha uzun ve daha çok çalışabiliyorsun.
O corpo produz mais proteína que, por sua vez, aumenta a massa muscular, passando os treinos a serem mais longos e mais duros.
Senin yaşında olduğum dönemi hatırlıyorum her şey değişir vücudun, düşünme şeklin hissetme şeklin.
Sabes, lembro-me de quando tinha a tua idade. Está tudo a mudar... com o teu corpo, o que pensas e o que sentes.
Yani vücudun...
Quero dizer, tu tens um...
Tıp bilimi bunu bir mucize, vücudun ve bedenin direnişi olarak açıklıyor.
A literatura médica descreve, um fenômeno chamado,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]