Vücudunda translate Portuguese
1,334 parallel translation
Kendini tırmalamadığına göre, çünkü vücudunda böyle bir iz yoktu.
- Ela não se coçou porque não havia marcas ou arranhadelas no corpo.
Yani, vücudunda ya da kutuda telaşlandığını veya dışarı çıkmaya çabaladığını gösteren bir şey yok.
Não havia nada no corpo ou na arca que indicasse que tenha entrado em pânico ou tentado sair.
Onun ne vücudunda bir şırınga izi, ne de sindirim izi var.
Não havia marcas de injecção no corpo e nem sinais de ingestão.
Takımda niçin sadece senin vücudunda DNP bulunmadığını açıklayabilirmisin?
Consegues explicar porque és a única na equipa que não o tem no sistema?
Çünkü sizin elyazınız Griffin Holden'in tüm vücudunda, dairenizin tüm duvarlarında.
Porque é a sua caligrafia no corpo todo do Griffin Holden. Nas paredes do seu apartamento.
Vücudunda herhangi bir şırınga izi falan da yok, .. bu yüzden büyük olasılıkla sıvı halde verildi.
Não havia sinais de injecções no corpo, por isso, provavelmente, foi ministrado no estado líquido.
GCMS, Sleek'in vücudunda bir iz buldu.
A espectroscopia de massa já fez a análise do corpo do Escorregadio. Azeite.
Toksikoloji raporu onun vücudunda yüksek seviyede performans artırıcı ilaç gösteriyor.
Os resultados toxicológicos mostram níveis elevados... de melhoradores de performance. Esteróides?
Ama vücudunda ısırık yoktu.
Mas não havia nenhuma marca no corpo.
Mike vücudunda sendin.
Oh meu Deus era voce naquele corpo.
Vücudunda, çizikler ve morluklar bulmuşlar, bir kaç kırık kemik, akciğerlerinde toprak kalıntıları... ki bunlar, gömüldüğünde büyük ihtimalle hala canlı olduğunun ve çok büyük acılar içinde olduğuna götürüyor.
Encontraram arranhões e hematomas no corpo, ossos quebrados, e terra nos pulmões. O que nos leva a crer que ainda estava viva quando foi enterrada, e provavelmente com muita dor também.
Sadece vücudunda kızarıklıklar çıkmasını istemiyorum.
Só acho que não te devíamos expor a outra possível alergia.
- Ot vücudunda 30 gün kalıyor.
- A erva fica no corpo durante 30 dias.
Tüm vücudunda izini bırakır.
Deixa-a marcada.
Uzun ve zorlu bir ameliyat olacak ; vücudunda büyük stres yaratacak.
Será uma cirurgia longa e difícil, vamos exigir muito do teu organismo.
Enfeksiyon vurulma dolayısıyla vücudunda oluşan gerilimden dolayı ilerlemiş olmalı.
A infecção foi exacerbada pelo stress do tiro.
Kan ve idrar testleri temiz çıktı. Vücudunda uyuşturucu kullandığına dair herhangi bir iz yok.
As análises de sangue e urina estão bem, não há sinal de opiáceos.
Dolaşım sistemine radyoaktif bir izotop enjekte edip vücudunda inflâmasyon olup olmadığına bakacağız.
Vamos injetar um isótopo radioativo na corrente sanguínea para verificar se existe inflamação em algum local do seu corpo.
Bütün vücudunda o yaralardan var Paxton'dakiler gibi, bacağımdakiler gibi.
- Tem cicatrizes no corpo como o Paxton. Como aquelas nas minhas pernas.
Hava kuvvetlerindeki herifin vücudunda 12 simetrik delik vardı.
O tipo da Força Aérea foi achado com 12 buracos simétricos no corpo.
24 saat sonra, bir hava kuvvetleri subayı vücudunda 12 delikle kıyıya vurdu.
24 horas mais tarde, um tenente da Força Aérea apareceu na costa com 12 buracos semelhantes no corpo.
Çok özel bir karışım ve içine işleyip bir daha vücudunda...
É, na verdade, uma fina mistura... e penetra no tecido de uma maneira tal que faz com que o corpo...
Anne, vücudunda çürük var mı diye bakacağım.
Anne, vou ter de ver se tens nódoas negras no corpo.
Alana, tatlım, insan vücudunda 600'den fazla kas var ve şu ana kadar sadece bir tanesini ovabildin.
Elana, querida, dos 600 músculos do corpo inteiro, até agora, só me massajou um.
Yani, vücudunda alkol ve seni yere serecek kadar diazpam'la bu kanallarda dolaşmaya çıktın.
Vai passear nestes canais com álcool e diazepam no seu sistema para o derrubar.
İnsan vücudunda kaç litre kan vardır, biliyor musun?
Sabe quantos litros de sangue tem o corpo humano?
- Vücudunda bir patika var.
- Ele tem um caminho no corpo.
Kendilerini başka birisinin vücudunda hapsolmuş hissederler.
Eles sentem-se sendo alguém preso no corpo de outra pessoa.
Retrovirüs umduğumuz gibi vücudunda yok olmuyor.
O retrovírus não está a enfraquecer o seu sistema, como esperávamos que acontecesse
Kolaylıkla tam tersi olabilirdi, Rodney, sen onun vücudunda sıkışmış kalabilirdin.
Podia ter sido o contrário, Rodney. Podia estar preso dentro do corpo dela.
Tiroit hapı alırdı ve sonra vücudunda bulunamazdı.
Tomou aqueles comprimidos da tiróide, e, depois, ninguém os encontrou.
Sana haydi Vücudunda birkaç mürekkep lekesi ağzında sigara gördün diye onu hemen kınıyorsun.
Vês um pouquinho de tinta num corpo e um cigarro e imediatamente a condenas.
Her insanın vücudunda on kutu kibrit yapacak miktarda fosfor ve kendini asmaya yetecek miktarda çivi yapmak için de demir vardır.
Até as pessoas tinham fósforos suficientes para fazer 10 caixas de e ferro suficiente para forjar um anel capaz de o suster... Boa noite.
Bir insanın vücudunda on litre işkembe çorbası yapmaya yetecek kadar su vardır.
Uma pessoa também tem agua suficiente para fazer 10 litros de sopa. Tenho fome!
- Vücudunda acılar hissetmeye hazır ol!
- Prepara-te para severos danos corporais!
Sana böyle mi ödeme yapıyorlar? Vücudunda bir kurşunla mı?
É assim que te pagam pelo chumbo no corpo?
- Vücudunda da mı?
- E no corpo, também?
Philippe Neuville'in cesedi vücudunda 2 mermiyle çöp tankında bulununca herkes Gonzales'ten şüphelendi.
Quando o filho do Neuville foi encontrado numa caçamba de lixo com duas balas no corpo, Gonzales foi o primeiro suspeito.
Vücudunda hiç yara izi yoktu.
Nenhuma ferida foi encontrada no corpo.
Cinayetlerin zanlısı olan şahıs bu kadının vücudunda.
O suspeito de assassinato... está no corpo dessa mulher.
Onları vücudunda hissettin mi?
Sentiste-os a tua volta?
Bunda da saf D-Tubocurarine, yani DTC var ki bu onun vücudunda bulabildiğimiz tek şey.
E neste tinha D-tubo curare puro, DTC. Que só encontrámos vestígios nele.
Dondurma yediğin zaman, dondurmanın içindeki yağ, vücudunda yağa dönüşür.
Quando se come gelado, a gordura do gelado torna-se gordura no teu corpo.
Bu vücudunda ki tüm basıncı durdurabilir ve prostatını unutmana izin vermez.
Podes começar a acumular tensões. Sem esquecer da tua próstata.
" Gün ışığı tıpkı şimşek gibi vücudunda dans etti
A luz do sol dançava-lhe no corpo, enquanto os relampagos passavam.
Ama çarpmanın etkisiyle vücudunda birçok yara oluştu.
Mas ela tem a cara muito inflamada e o corpo...
insan vücudunda 36 nokta olduğunu biliyormusun eğer doğru vurulursa
Tu sabias que há 36 pontos no corpo humano que se atingidos da forma certa
'DON'vücudunda olan bütün yaralar ve izleri Sende yapılmalı. kesinlikle.
Todas as marcas e cicatrizes que estavam no corpo do Don precisam ser feitas em ti.
Virüsler ve bakteriler insan vücudunda bulunan- -
Virus e bactérias são os mais poderosos inimigos...
Evet, ama vücudunda tek damla bile yok.
- Sim, mas não tem uma gota de sangue no corpo.
Eğer kahya kadının vücudunda kesik yoksa, onun bir suç ortağı olmalı.
Se a empregada não tiver um corte no corpo, pode ter um cúmplice.