Walk translate Portuguese
202 parallel translation
# Yürürüm sokaktan aşağıya #
" We'll walk down the lane...
Possum Yolu'ndan aşağıya doğru indiler.
- foram pelo Possum ´ s Walk.
# Eskiden yalnız yürürdüm #
I used to walk alone Eu costumava andar só
12 : 30'da River Walk'da.
12 : 30 no Passeio do Rio.
* İstiyorum uzaklaşmak *
I want to walk away
* Uzaklaşmak istiyorum bu savaş alanından *
I wanna walk away from this battleground
Gezmeye.
Walk.
Roxanne you don't have to put on the red light you walk the streets for money don't care if it's wrong or right
Roxanne não precisas de acender a luz vermelha andas nas ruas por dinheiro tanto te faz se é bom ou mau
And I can't just walk away.
E não posso fugir a isso.
Fillmore Walk'daki Pizzeria'da.
A Pizzaria, em Fillimore Walk.
I don't want to walk without you
"Eu não quero ficar sem ti!"
Walk without my arm about you
"Andar sem o meu braço à tua volta."
I don't want to walk
"que eu não quero andar..."
Don't want to walk without you
"eu não quero andar ti."
Bir taraftan dev bir buji taşırken "You'll Never Walk Alone" u söyleyişini dün gibi hatırlarım.
Eu lembro-me de a ver a cantar "You'll Never Walk Alone"... e a carregar uma vela gigante.
Nerede yaşıyorsun?
- Dune Walk.
# Buluşabilirsek bebeğim, sadece yürü, yürü yeaa!
# If we should meet, just walk, walk on by, yeah!
"Bir Erkek Gibi Yürü" şarkısını söyleyelim.
Canta Walk Like a Man.
- "Bir Erkek Gibi Yürü" mü?
- Walk Like a Man?
You can walk away from him or stand behind him, but don't ever try and get in his way.
Pode ir à frente dele ou ficar atrás, mas nunca tente meter-se no seu caminho.
Yeraltındaki büyük değişiklikleri gösteren ilk film Byron Haskins'in ilgi görmeyen "I Walk Alone" filmiydi.
Só há uma forma de lidar contigo. - Matar-me? - Se tiver de ser, faço-o.
Küçük bir çocukken "A walk in the sun" isimli filmi izlemiştim. - O filmi izledin mi?
Quando eu era miúdo vi um filme "Um passeio ao sol".
¶ It's a short little walk bound for eternity
É um pequeno passeio Até à eternidade
# Take my hand and we'll walk sis land togeser # #
Segure minha mão, vamos caminhar por esta terra juntos
- Çekip gitme, - Sen haklıydın, ben yanlış,
Don't just walk away
Müdür Snyder'ın aklına "Walk Like an Egyptian" şarkısı takıImıştı.
O Director Snyder tem "Walk Like an Egyptian" na cabeça.
Sana söyledim, o Jeter denen herif bir keresinde kaçtı, ve bir keresinde de serbest bırakıldı.
Estou a dizer-te, o Jeter fez um home run, dois doubles e um walk.
Dinle, serbest bırakıldı dedim.
Ouve, um walk.
Ve umursamazmış gibi yürüme
And don't you walk like you just don't care
Peki ya Kit Carson'a ve Long Walk'ta bir Navajo'ya yaptıklarına ne dersin?
E o Kit Carson, e o que foi feito aos Navajo durante a Longa Caminhada?
People walk by, their gazes may bite...
As pessoas passam, e dizem mal
Just a closer walk with thee
Caminhando junto a Ti...
- City Walk değil mi yani?
- O quê? Isto não é City Walk?
* Herkesi selamlayarak yürümem *
# I won't walk with my head bowed #
* Aşıkların yürüdüğü yerde dikkat edin * senin aşkın kalabalık yerlerde yürür *
# Be on caution where lovers walk # # your love walks where three's a crowd #
* Aşıkların yürüdüğü yerde dikkat edin *
# Be on caution where lovers walk #
* aşıklar yürür, aşıklar birbirleriyle uğraşır *
# Lovers walk Lovers scramble #
* Aşıklar yürümez aşıklar koşar *
# Lovers don't walk Lovers run #
* * Aşıkların yürüdüğü yerde dikkat edin *
# Be on caution where lovers walk #
Walk er topu çaldı!
E aí está um roubo pelo Walker! "
yürü. yürü.
Walk, walk, walk
- Yalnızca Thee'yle yakın bir yürüyüş.
- Just a closer walk with Thee
Ben gittiğim sürece - tatmin olacak.
I'll be satisfied as long - As I walk - 705. - Let me walk close to Thee
Thee'yle yalnızca daha yakın bir yürüyüş. Thee'yle yalnızca daha yakın bir yürüyüş.
Just a closer walk with Thee
Dolaşırım etrafta yüz kişi gücünde...
I walk around with the strength of a hundred men
Yürü yanımda, hadi, yürü yanımda...
Walk with me, come on, walk with me
Hadi, yürü yanımda, hadi, yürü yanımda...
Come on, walk with me, come on, walk with me
Hadi, yürü yanımda, hadi, yürü yanımda...
Come on, walk with me, walk with me
* Benimle yürü Joshua *
Walk with me, Joshua
# Everyone can see we're together # # - As we walk on by
Anthony Cortino mudou de opinião e tornou-se uma prova do Estado.
! THEY WiLL WALK! !
Caminharão sem desfalecer!