Watson translate Portuguese
2,402 parallel translation
Ben Morello ve o da Watson.
Eu sou a Morello e esta é a Watson.
Watson, Bresnahan ve Diaz. Yatak atamalarınız için danışmanlarınıza görünün.
Watson, Bresnahan e Diaz, dirijam-se ao orientador para a atribuição de beliche.
Watson, Bresnahan ve Diaz.
Watson, Bresnahan e Diaz.
- Evet, Bayan Watson'ın fikriydi.
- Sim, foi ideia da Sra. Watson.
Kim bu Bayan Watson?
Quem é a Sra. Watson?
Watson için kemik getirdim.
Eu tenho um osso para o Watson. Pode ser vinho branco?
- Bayan Watson dedi ki ilk çeyrek notlarımın hepsi 5 imiş.
A Senhora Watson disse que... tive média de 18 este semestre.
Emma sinirlenip gitti ve Bayan Watson beni eve bırakacaktı ama hatırladığım tek şey, tek başıma eve doğru koşuyor olmamdı.
A Emma zangou-se e foi embora e a Miss Watson ia dar-me boleia, mas a última coisa que me lembro é de vir a correr sozinho até casa.
Biraz domates sosu seni öldürmez Watson.
Um pouco de marinara não a vai matar, Watson.
Bir karara vardım Watson ortaklığımız bittikten sonra da derslere devam etmeliyiz.
Decidi, Watson. As lições podem continuar mesmo terminado o seu trabalho.
Teklifin için minnettarım Dedektif. Ama şimdi hatırladım. Watson'la birlikte yapmam gereken bir şey var.
Agradeço o convite, detective, mas acabei de lembrar-me que a Watson e eu temos um compromisso.
Bayan Watson mısınız?
É a Mna. Watson?
Seni uyarmalıyım Watson.
Tenho de a avisar, Watson.
Görüntülerdeki kişilerin ne yaptığı önemli değil Watson, ne söylediği önemli.
Não é o que as pessoas estão a fazer, Watson, é o que estão a dizer.
Neler oluyor Bayan Watson?
O que se passa, Mna. Watson?
Gururumun okşandığını söylemeliyim Watson.
Devo dizer, Watson, estou lisonjeado.
Sevgili Watson, ne zaman olmadım ki?
Minha querida Watson... quando é que não estou?
Sana söylememin zamanı geldi Watson,
Não, só temos de esculpir o tempo para falar.
Konuşmalarına aşırı önem veriyorsun.
É altura de lhe dizer, Watson, dá demasiada ênfase à fala.
Aslında, Watson, Eğer yardıma ihtiyacım olursa istediğim son şey bu olur.
Na verdade, Watson, a sua ajuda é a última coisa de que preciso.
Watson, tam şu an çok sessiz olmana ihtiyacım var.
Watson, preciso que fique muito sossegada.
Ben kalıyorum.
Watson. Eu fico.
Daha açık nasıl anlatabileceğimi bilmiyorum Watson.
É difícil imaginar que pudesse ter sido mais claro, Watson.
Anladığını sanmıyorum Watson.
Acho que não está a perceber, Watson.
Eğer ki zorunda hissediyorsan, yap Watson.
Faça que o entender, Watson.
Üzgünüm Watson, yalan söyledim.
Desculpe ter-lhe mentido, Watson.
Alo, Joan Watson. New York'tan arıyorum.
Olá, fala a Joan Watson, a ligar de Nova Iorque.
Bayan Watson.
MNA. WATSON, RECEBI A SUA MENSAGEM,
Watson, ne oldu?
Watson, o que foi?
Derek Watson'dan önce uzaya gittiğime inanamıyorum.
Nem acredito que fui ao espaço antes do Derek Watson.
- Derek Watson kim?
Quem é o Derek Watson?
Jessica. Watson, Klyman, Gallo, Goldberg, Specter.
Watson, Klyman, Gallo, Goldberg, Specter.
Yapan Watson.
É a porra da Watson, minha.
- Watson, lisenin rekor kitaplarına doğru koştun.
Bem, Watson, tu apenas correste sozinha para o livro dos recordes da universidade.
Watson.
Watson.
O yüzden Watson ve ben evin geri kalanını inceledikten sonra gidiyoruz.
- É por isso que me vou embora. Logo que a Watson e eu terminemos de analisar a casa.
Tutarlı olmaya çalışmak küçük beyinlerin korkulu rüyasıdır, Watson.
A consistência é o papão das mentes tacanhas, Watson.
Onu besili bir hale getirmezsek Clyde'tan çorba yapamayız, Watson.
Não posso fazer uma boa sopa com o Clyde, enquanto não o engordar bem.
Ben tanıştığım herkesten daha zekiyim, Watson.
Sou mais inteligente que todos os que conheço, Watson.
Bu da Joan Watson.
Esta é a Joan Watson.
İtiraf etmeliyim, Watson. Dairenden vaz geçmemen kafa karıştırıcı.
Confesso, Watson, acho a sua insistência em manter a sua própria casa preocupante.
Evet. Bu Joan Watson.
Esta é Joan Watson.
Bayan Watson haksız sayılmaz, Yüzbaşı.
A Mna. Watson pode estar certa, Capitão.
Güzel bir evin var, Watson.
Tem uma casa linda, Watson.
Watson.
Watson!
Acıktın mı, Watson?
Está com fome, Watson?
Beni bilirsin, Watson.
Conhece-me, Watson.
Bayan Watson, iyi misiniz?
Senhora Watson, sente-se bem?
Seninle çok gurur duyuyorum Watson.
Estou orgulhoso de si, Watson.
Altı haftalık birlikteliğimiz neredeyse bitti Watson.
As nossas 6 semanas juntos estão quase a acabar, Watson.
Sanırım Bayan Watson sizi bırakıyor, değil mi?
Falta você, Mna.