West point translate Portuguese
218 parallel translation
West Point'ten kovulmuş. Çok hızlı.
Foi expulso de West Point.
West Point'ten kovulduğunuzu duydum. Ve Charleston'da kimse size itibar etmiyormuş.
Soube que foi expulso de West Point, Sr. Rhett Butler e que em Charleston nenhuma família o recebe.
Kim olursa olsun, hiçbir öğrenciyi törenle karşılamayız.
Não se diz, "Bem-vindo a West Point", nem se forma a guarda por nada.
Hoş geldiniz.
Bem-vindo a West Point.
West Point'e hoş geldiniz.
Bem vindo a West Point.
Bana West Point'deki hainler hakkında doğru bilgi verilmiş.
Vejo que fui bem informado sobre a existência de traidores na Academia.
West Point'de beyefendiler var sanırdım!
Pensei que West Point era um sítio para cavalheiros!
West Point'deki en kötü notları almışsın.
Sabe que tem o pior cadastro... -... que West Point já viu, há anos?
Sivil veya değil bir Akademi öğrencisinin sokakta yumruklaşması çok yakışıksız.
Bom, Fuzileiro ou civil... ... é intolerável um cadete de West Point estar envolvido em rixas.
Sanki West Point'e aşık olmuşsun.
Parece que te apaixonaste... ... por West Point.
West Point'te nasıldınız?
Como se saiu em West Point?
Laf aramızda delikanlı, West Point sınavlarını gördüm.
Confidencialmente, jovem, eu próprio vi os exames de West Point.
Soytarılıkla mezun oldun ama burada kurallara uyacaksın.
Ele tem. Pode ter tido sorte em West Point, mas aqui é que vamos ver.
West Point'e geldiğin gün heykellerden söz etmiştin.
Lembra-se daquele dia em que chegou a West Point... ... e me falou das estátuas?
West Point'ten yeni mezun olduğundan Bay O'Rourke ordu yönetmeliğini unutmamış.
Chegado há pouco de West Point... o Sr. O'Rourke não esqueceu os Regulamentos do Exército.
West Point'a nasıl girdi?
Como conseguiu ele chegar a West Point?
West Point'ten, albayım.
Preparação de West Point training, Coronel.
Sam West Point'a eğitmen olarak tayinini istedi. Bilmiyordum.
Sam solicitou uma transferência para West Point, como instrutor.
Yüzbaşı Robert E. Lee'nin West Point'teyken yazdığı makaleyi hatırlıyor musun?
Lembra-se do artigo que o Capitão Robert E. Lee escreveu... quando estava em ( West ) Point?
West Point mezunusun ve dokuz yıllık hizmetin var.
Formou-se em West Point e tem nove anos de serviço.
West Point'de matematikten kaldı. Onu akademiden attılar.
Não passou a Matemática em West Point e tiraram-no da Academia Militar.
West Point'te başaramadığını kabul et.
Provaste-o ao não entrares para West Point.
Jeff West Point'ten atılınca bir çocuk gibi utandı.
Para mim não. O Jeff ficou envergonhado quando foi expulso de West Point.
West Point'te başarısız oldum.
Não consegui entrar para West Point.
Lex Kearny'i uzun süredir tanırım. West Point'te onun gözetmen subayıydım.
Conheci-o a West Point.
Savaşın ilanından önce West Point'te öğrenciyken doğduğu eyaletin açıkça sempatizanıydı.
Em West Point, antes da guerra, simpatizou com este Estado.
Bu en bilinen hikayelerinden biridir albayın... Süvari stratejilerini kim öğretiyor okulda.
Era uma das histórias favoritas do Coronel Mays... que ensina tácticas de cavalaria em West Point.
Okullu bütün delikanlılar bunun gibi.
E todos os outros jovens de West Point são bravos como este.
Kırık El de torununun West Point'de askeri akademiye girmesini görecek kadar uzun yaşadı.
Mão Quebrada viveu até ver seu neto... ingressar na academia militar de West Point.
Benimle West Point'te bulunan adamlara bir bak.
Repara nos homens que estiveram comigo em West Point.
Unutma eğer senin de West Point'lere işin düşecek olursa emrine âmâdeyim.
Se precisar de algum serviço que vocês, rapazes de West Point, não possam fazer, contem comigo.
Ben West Point mezunuyum, bilirsin.
Eu sou um homem de West Point.
West Point için bütün hazırlıklar yapılmıştı. Sahneye konulacak olan bir oyunda oynamamı isteyen bir öğretmen vardı.
Eu ia fazer os testes para o West Point e houve um professor que me fez participar numa peça teatral lá da escola.
Her neyse, birden West Point'e gitmek istemediğimi anladım. Onunla ilgili bir şey yapmak istemedim.
Seja como for, de repente perdi a vontade de me alistar no West Point, não queria ter qualquer envolvimento com essa gente.
Okula annem geldi ve bana : "Aynen baban ve büyükbabanın yaptığı gibi senin West Point'e gitmeni istiyoruz." dedi.
A minha mãe veio visitar-me à escola e disse-me "Esperávamos que fosses para West Point como o teu pai e o teu avô."
Bana tam olarak gelip "West Point'e gitme." diyemezdi ama ben anlamıştım.
Ela não teria coragem de dizer "Não te alistes no West Point", mas sei o que é que ela quis dizer.
Sadece yüzüme baktı ve bana "West Point'e gitmek istemiyorsan, gitme."
Ele olhou para mim e disse "Se não queres ir para West Point, não vás."
West Point'e gitmen için seni nasıl zorladı?
Como é que ele te forçou a ires para West Point?
Sonra o Texas'a geri döndü ve ben de West Point'e gittim.
Ele voltou ao Texas e eu fui para West Point.
Sana bir şey söyleyeceğim, Mike West Point'e gittiğim için bir an olsun pişmanlık duymadım.
No entanto, digo-te o seguinte, Mike. Jamais me arrependi de ter ido para o West Point.
West Point'lidir ve çok serttir.
Ele é de West Point, muito duro.
- Siz ordu mensubusunuz, değil mi?
- Você esteve em West Point, não?
Ordu eğitimi seni mahvetmiş.
Com o treino todo que tens de West Point.
En iyi arkadaşιn seni savaş akademisine soktu.
O melhor amigo que teve foi quem o mandou para West Point.
Aralarında bir general olduğunu söyle, peşimde dolaşmasın.
Diga-lhe que um deles é general, diga-lhe o que quiser, desde que esse menino de West Point não chateie.
- Bu West Point akademisi için.
- Esta é por West Point.
Virginia'daki West Point Askeri Akademisi'ne girmiş.
Foi educado no Colégio Militar da Virgínia e em West Point.
Ben West Point hatırlıyorum
porque fez isso?
Efendim, oğlunuz Morgan'ı West Point Akademisi'ne götürmeye geldim.
Sim, senhor, gostava de recrutar seu filho Morgan, para West Point.
West Point'den mi?
É de West Point?
Tamam, Harry, bak.
Harry, veja, eu não estive em West Point.