Wheel translate Portuguese
74 parallel translation
Hanover Kraliyet Sarayında bile tekerlek vardır efendim.
Até a Casa Real de Hanover teve a roda ( wheel = poder do Reino Unido ), senhor. - Nunca vi nada assim.
# # Now every wheel of an automobile revolves around the shaft
# # E todas as roda de um automóvel giram em torno do seu eixo
Sonradaki aşağı sokaktaki Vagon Lastiği Bar'a gidelim.
Vamos ao Wagon Wheel Bar.
İlgilenenler için, ben Vagon Tekeri adlı motelde kalıyorum.
É tudo. Estou no Motel Wagon Wheel.
3 : 30'da Çarkı Felek.
Às 15h30, Wheel of Fortune.
Seni aptal
Em que canal é que está a dar a Wheel of Fortune?
Wheel of Fortune! ( Bir Tv oyunu )
Roda da fortuna!
Joe Egan ve Gerry Rafferty "Tekerlek hırsızları" adlı bir düet yaptılar.
Joe Egan e Gerry Rafferty eram o duo "Steeler" s Wheel "
- Öyle değil mi ufaklık?
Ele vai me comprar uma nova Big Wheel, mamãe. Oh, vai?
Sana yeni bisiklet aldım. Hâlâ bana çarpıyorsun.
Comprei pra você uma nova Big Wheel.
- Geçen ay sizi Wheel Well'de izledik.
- Já os vimos no "Wheel Well", há um mês.
Sizin deyiminizle tekerlek var.
Tenho o que se chama uma wheel.
Ben Redman, şu anda elçiliğin üzerindeyim!
Wagon Wheel, aqui Redman. Estou sobre a Embaixada.
Anlaşıldı Redman.
Aqui Wagon Wheel.
The Wheel.
The Wheel.
Bankoda Öfkeli D 3. ve 8.'de ve tam burada Box.
Apostei no D. Furioso para ganhar, no Box a meio e no Wheel na corrida toda.
"Tekerlek bu yöne döner."
"This is the way the wheel goes round"
"Tekerlek döner." "Tekerlek döner."
"The wheel goes round. the wheel goes round"
Sen ve senin tatlı büyük tekerleğin.
Bem, isso e a tua querida Big Wheel.
Plak koleksiyonunu temizlerken "Heart Like A Wheel" albümü vardı.
Na colecção de discos dele, havia uma cópia do "Heart Like A Wheel".
Asleep at the Wheel çalıyor.
Ver o "Adormecido ao Volante".
Asleep at the Wheel " i görmek isteyen başka biri var mı?
Alguém mais quer ir ver o "Adormecido ao Volante"?
Acele edersek, Eye-Wheel'e binebiliriz.
Sim.
Bu gece "Spinning Wheel" de görüşürüz.
Vemo-nos no Spinning Wheel logo à noite!
Carrie Underwood'un "Jesus Takes The Wheel" şarkısı.
"Jesus Takes The Wheel" da Carrie Underwood.
Eyalet panayırında dönme dolaba binmiştim. Onu çalıştıran genç, bir tur daha dönebileceğimi söylemişti.
Estava a andar na Ferris Wheel de State Fair e a adolescente disse que podia dar mais uma volta.
İstendiği gibi dört tekerlekten çekiş, zırhlı.
All-wheel drive e blindado.
Onunla 20 yıl önce daha "koca teker" ime binerken tanışmıştım.
Conheci-o há duas décadas, a conduzir o meu "Big Wheel".
Hayati bir bilgi, eğer Wagon Wheel ile Rolex arasında seçim yapacak olsan, her defasında Wagon Wheel kazanacaktır.
Muito importante, entre Wagon Wheel e o Rolex, o Wagon Wheel ganha sempre.
- Wagon Wheel ne?
- O que é um Wagon Wheel?
Sabah 11.00'de çikolatamı yiyip Freddie'nin beklediğini söylemeye gittim.
Comi o Wagon Wheel das 11 : 00 e fui dizer-lhe que o Freddie estava à espera.
* Buharlı geminin çarkları dönüyor *
* Big wheel keep on turning *
* Buharlı geminin çarkları dönüyor * * Dönüyor *
* Big wheel keep on turnin'*
* Buharlı geminin çarkları dönüyor * * Dönüyor *
* Big wheel keep on turnin'* * Yeah *
"Wagon Wheel Watusi."
"Wagon Wheel Watusi."
İkinci dans, "Wagon Wheel." Budur.
No segundo número, Wagon Wheel, usas isso.
Batıya sür yeter. Old Wagon Wheel çıkışında.
É só conduzir em direcção a oeste e sair na velha roda da carroça.
Bizimkiler Wagon Wheel'e gitmişti.
Bem, os nossos filhos estiveram na Wagon Wheel.
Wagon Wheel'dakiler bayılmış size.
Adoraram-te na Wagon Wheel.
Wagon Wheel bizi kabul etmiş.
- Wagon Wheel quer-nos.
Anladım. Ama Wagon Wheel sizin için yer ayırmaz, söyleyeyim.
Só para que saibas, acho que a Wagon Wheel não vos vai guardar a vaga.
Big Wheel'ın üstü hariç her yerde yapıyorum.
A mesma coisa que tu excepto para cima do carrinho do puto.
Kopenhag tekerinin gereksiz olmaması bir kenara bunları satmak hayatımda aklıma gelen tek yasal ve iyi fikir olabilir. Haksız mıyım, Shane?
Não só a Copenhagen Wheel não é foleira, como vendê-la pode ser a única boa ideia legítima que tive na vida.
Beyler, size Kopenhag tekerini sunarım.
Meus senhores, permitam-me apresentar a Copenhagen Wheel.
Hit dizim "Hırsız Polisleri" nin setine giderken Kopenhag tekerini kullanıyorum.
Uso a Copenhagen Wheel para me deslocar para as filmagens da minha popular série dramática Força Policial de Crime de Assalto.
Kopenhag tekeri sayesinde havalara sıçrı- -
A Copenhagen Wheel dá-me vontade de saltar...
Kopenhag tekeri ucuz da.
E a Copenhagen Wheel é surpreendentemente barata.
- Tamam mı?
Deve querer uma nova Big Wheel.
Eye-Wheel'i boş verin.
O quê?
Beni dinleyin!
Se formos rápidos, podemos chegar ao Eye-wheel.
Wagon Wheel'i sevmiştim ama.
Mas eu gostava da Wagon Wheel.