Yalı translate Portuguese
1,943 parallel translation
teğmen, bu ışık takımlarını kampın içine taşıyalım.
Vamos levar as luzes para o interior da base.
Yedek birimin geçen haftayı, hayatta kalma yeteneklerinizi incelemekle geçirmiş. Her birimiz, verilen eksik erzak ve ve sefer takımlarıyla... yalıtılmış mevkilere bırakıldık. Evet.
Passou o fim-de-semana a treinar tácticas de sobrevivência.
City Federal'de bir arkadaşım var, tanıyalı çok olmadı ama bence o daha güvenilirdir.
Tenho um amigo no governo... Acho que é um pouco melhor.
Ve bunu ispatlayabilirsem sen benim taşaklarımı yalıyacaktın...
E se eu provasse que existiam, você teria que chupar as minhas bolas, parece-me...
Kyle taşaklarımı yalıyor.
Kyle está chupando minhas bolas.
Senin yalının arasındaki köprüyüm Oradan buraya koşuşturuyor Karşıya geç ve bana teşekkür et
Eu sou a ponte sobre a ribeira que vai de ti a ti atravessem-me que boa oportunidade
Sana dokunuyor, anlıyorum Senin yalının arasındaki köprüyüm Oradan buraya koşuşturuyor
Eu sou a ponte sobre a ribeira que vai de ti a ti passar por cima de mim que boa oportunidade
Yalılarının arasındaki köprüyüm
Eu sou a ponte sobre a ribeira
Tamam, peki. Hadi birbirimizi tanıyalım.
Vamos lá conhecer-nos.
- Su yalıtımı koydun mu?
Colaste bem, para não entrar água?
Bacağını karısının yaladığını düşünecek, ama aslında köpek yalıyor olacak.
Ele vai achar que é a mulher dele a lamber a perna, mas na verdade vai ser o cachorro. Olha só, olha só.
Tamam, haydi ormana gidelim şu lanet ruhu yakalıyalım.
Ok, vamos à floresta apanhar a alma malvada.
Hay aksi, adamı taşıyalım.
Merda, ajuda-me a levá-lo.
Annen cehennemde penis yalıyor!
A tua mãe faz broches no inferno.
Üst kat ısı yalıtımlı.
O piso de cima tem isolamento térmico.
Isı yalıtımı olmasından, insan kaçakçılığı olmasını umarsınız...
A divisão com isolamento térmico esconde operações de contrabando...
CIR koltuğu özel olarak Madacorp anabilgisayarından yalıtıldı.
A cadeira TIC está especificamente isolada da estrutura principal da Madacorp.
Tekrar bakire olma modası başlattığınızdan beri okuldaki çocukların hepsi avcunu yalıyor.
Nenhum dos rapazes na escola conseguiu algo desde que a revirginização começou a limpar a nação.
Yalınayak mı?
Descalço?
Yalınayak.
Descalço.
Taşıyalım şunu.
Vamos a isto.
Hadi şunları taşıyalım.
Ei, vamos indo.
Bu kış gününde üzerinde gecelikle ve yalın ayakla dışarıda ne yapıyormuş?
Estamos em pleno inverno. O que faz ela na rua, de camisa de dormir e descalça?
Bu şeyler konserve kutusu gibi. Ne ses, ne de ısı için yalıtım yok.
Não existe isolamentos nem protecção de ruído.
- Yalın bir ifade ile H2O, su!
- Apenas "H2O", água!
- Yalınayak doğdum.
- Eu nasci descalça.
- Kötülüğün kökünü kazıyalım mı?
- Vamos cortar o mal pela raiz?
Davayı başka mahkemeye taşıyalım.
Pediremos uma mudança de jurisdição.
Diyorum ki, onu bayıltalım ve dönüş yolunda taşıyalım.
Atordoamo-la e carregamo-la.
Yine cezalandırılacaksın ve yeni durağın.... yalıtılmak.
Pela tua última fuga vais ser punido, outra vez. Ponto.
34 yıl hapiste geçirdi 30 yılı yalıtılmış bir şekilde hücrede.
Passou 34 anos na cadeia, 30 deles na solitária.
Yalıtım malzemeleri eriyen ve birbirlerine temas eden üç tel buldum.
Encontrei 3 fios com o isolamento derretido, praticamente a fazer contacto entre si.
- Yalıtım malzemesinin dış yüzeyi yumuşak bir maddeyle kaplı. Ama iç kısımları temiz.
A superfície externa do isolamento está coberta de fuligem, mas a superfície interna está limpa.
Elektrik tellerinin yalıtım maddesi polimer değil, kauçuktur.
O isolamento eléctrico do fio era de borracha, um polímero.
İçerisi tamamen yalıtılmış durumda, ve soğuk kalması için kapatılmış.
Então, estão completamente isolados e fechados para o frio não sair.
Belki de bir köşede saklanmış, yaralarını yalıyordur?
Talvez esteja estendido numa esquina qualquer, a lamber as feridas?
Arabayı getireyim de şu adamları taşıyalım.
Vou buscar a carrinha para pormos lá estes tipos. Volto já.
Kurbanımızı tanıyalım.
Apresento-vos a vítima.
Neyse, şimdi ekipmanlarımızı tanıyalım.
Bem, vamos conhecer o equipamento.
Şu an o taşakları yalıyorsun...
Estás a estragar tudo.
- Haydi, senin evine taşıyalım. - Pekâlâ.
- Anda, vamos pô-lo em tua casa.
Yalınayaktın.
Estavas descalça.
Peki, görünüşe göre akciğerleri Owens-Corning cam elyaf yalıtım maddesi ile tamamen kaplanmış.
Bem, tem os pulmões completamente saturados de fibra de vidro isolante.
Bedeninin üçte biri Owens-Corning cam elyaf yalıtım maddesi ile kaplanmış.
Um terço da massa muscular é constituída por fibra de vidro isolante.
Ama endişelenmeyin, Owens-Corning cam elyaf yalıtım maddesi sayesinde cehennemde yanmayacak.
Mas não se preocupe, ele não arderá no Inferno, graças à fibra de vidro isolante.
İbikli yalıçapkını yeni yuvası için dişisini tavlamaya çalışıyor.
O greba cristado corteja a fêmea com oferendas de ervas daninhas para seu ninho.
Yalıçapkını dünyada en yüksek irtifalara çıkabilen kuş türlerinden biridir.
Os grebas são acompanhados pelas maiores aves voadoras do mundo.
- Ve ulaştığımız zamanda kıçını yalıyor olacağım. - Evet.
- Certo.
Yalın olsam bile.
Sabia que não podia confiar em ti.
Belki de, en yalın gerçektir.
Talvez seja verdade.
Birbirimizi tanıyalım.
Conhecermo-nos melhor, ganhar o teu coração.