English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yanar

Yanar translate Portuguese

757 parallel translation
"Her gün ağlar, yanarım yalnızlığıma"
" Abandonado neste mundo para sofrer e chorar
" Yüreğim aşkınla yanar İnan ki taparım sana
" É do coração que estou a falar Para sempre te hei-de adorar
Karşı gelen yanar.
Quem recusar que se acautele.
Bu keresteler çok kuru kağıt gibi yanar.
Esta erva daninha está tão seca que arderá como papel.
Çok mutlu olursan yanarım diye mi korkuyorsun?
Tem medo de se queimar, se chegar bem perto da felicidade?
Yanar.
E arde.
Halime bakar, kaderime yanarım.
E olho para mim E amaldiçoo o meu destino
Birileri destek olsa canın mı yanar?
Não faz mal ter alguém que lhe abra o caminho, pois não?
Ekim'in en karanlık gecesinde, Hindistan'ın her yerinde milyonlarca kandil yanar.
Na noite mais escura em Outubro, acendem-se milhões de luzes por toda a India.
Yoksa canın yanar.
Vai-se magoar!
Biraz daha odun lazım. Ateş daha iyi yanar.
Precisamos de mais lenha.
İçerideki her şey yanar, yangını kontrol edebiliriz... sokaklara maddi zarar vermez.
Queimará tudo lá dentro, e controlaremos o fogo... para termos pouco ou nenhum dano na superfície.
Eğer Başkanımız onu boş yere trenden indirdiğimizi ve bu karışıklığı öğrenirse, hepimiz yanarız.
Se o Presidente se inteirar que a descemos do trem... sem nenhum motivo, estaremos em problemas.
Ama gazeteler çocuğun burada olduğunu duyarsa yanarız.
Não sou alarmista, mas se aprenderem que ele estava aqui...
Bırak kalsın, belki bütün bina yanar.
Deixa isso, talvez arda a espelunca toda.
- yanma dersin yanar.
E quando é para ferver, nao ferve...
Boynun yanar. Adem elman ezilir.
Sentirá uma onda de calor e a maçã de Adão esmagada.
Bu fünye 10 saniye yanar.
O rastilho arde durante 10 segundos.
Bir iki tane kundakçı ile bu eski binalar kağıt gibi yanar.
Algumas bombas incendiárias, e estes edifícios ardem como papel.
"Her gece fener yanar."
"O farol ilumina cada noite."
"Her gece yanar, ama ben çoktan unutuldum."
"Ele ilumina cada noite, mas eu esqueci há muito tempo."
Biri yolumuza çıkarsa, o birinin canı yanar
Ai de quem se lhes atravesse no caminho
Bu gece lambanı yanar vaziyette tutarsan iyi olur.
Esta noite é melhor manter a lâmpada acesa.
Bir transistör patlar, bir kondansatör yanar.
Rebenta um transístor, queima um condensador.
Ruhu merakla yanar, o büyüleyici meraktır bastırılmış görünümünün altında duran.
Tem a grande característica de comportar-se com uma grande suavidade.
Ya yanar yada çılgına döner.
Ou se queima ou fica louco.
Ya yanar yada çılgına döner.
Ou tu te queima ou ficas louco.
Utanç ateşinde yanarım.
Vou morrer de vergonha.
Doğru cevap vermezsen ruhun alevlerde yanar, cevabın nedir? "
"Lembre-se do perigo que corre a sua alma. Qual é a resposta?"
Bu füzyon 10 saniye yanar.
O rastilho arde durante 10 segundos.
Sonsuza dek yanar.
Arde para toda a eternidade.
Onu yakalarlarsa, yanarız.
Se o apanharem, acabou-se!
Vietnam yanar, ben bağırırım bar bar Mao, Mao!
O Vietname arde E eu grito Mao Mao
Önce biraz canın yanar... sonra biraz zevk alırsın.
Está com medo? Nunca o tinha feito assim? Magoa um pouco, mas depois... gosta um bocadinho.
Bu kadar yanar dönersem, neden uzaklaşmıyorsun benden. Orada dikilip durma. Elin ayağın titremesin.
Se sou tão falsa, porque não te vais embora?
Kağıt getir hadi. - Kağıt yanar gider.
- Arranja-me papel.
Çok kolay canım yanar. Elimde değil.
Magoo-me facilmente e não consigo evitar.
Ama Kötü'nün dili elbette yanar.
Mas a língua do Mau transformar-se-ia em fogo.
Eşyalar yanar.
As coisas ardem.
Umarım cehennemde yanar!
Que ele arda no inferno!
Çarparsak, yanarız.
Se batermos, incendiamo-nos.
Bu hakka saygılı ol yoksa kavga devam eder ve gemin yanar.
Honre esse direito, ou a luta continuará e a sua nave arderá.
- Tabi ki yanar.
- Claro que está.
Maymunun kıçı bile yanar.
O suficiente para cozer o rabo de um macaco.
"Majesteleri, maymunun kıçı bile yanar." dedi.
"Está calor suficiente para cozer o rabo de um macaco, Sua Majestade."
-... şimdi bunun aynısından benim evimde de var,... her gün 8 - 10 saat dışarda yanar.
Se for como na minha casa, usa as lâmpadas 8, 10 horas por dia.
İlk yudumda boğazın yanar, ama ikinci yudumdan sonra kanın damarlarından fışkıracak gibi olur.
Depois do primeiro copo ficas cego... e, ao segundo, ficas feliz por estar cego.
Çok zekice bir mekanizma ile patlayıcı iz bırakmadan yanar gider...
Uma coisa muito inteligente, para o explosivo não ser descoberto e ser queimado com a gasolina.
Çalılar çıra gibi yanar.
O pasto vai queimar como como palha seca.
- Ateşle oynayan bir gün yanar.
- Só nos pode ser prejudicial.
Birilerinin canı yanar.
Alguém se irá magoar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]