English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yapma ya

Yapma ya translate Portuguese

995 parallel translation
- Rebelote. - Yapma ya!
Poupem-me.
- Yapma ya?
- A sério?
- Yapma ya? - Sanat bölümüne kapak olmusuz iste.
- Conseguimos a capa da secção de artes!
Yapma ya.
Vamos.
- Yapma ya!
- O quê?
- Yapma ya!
- Aí está!
Yapma ya!
Então.
Yapma ya.
Raios.
Bunları çıkarmanı sana kim söyledi? Yapma ya.
Diga-me quem o mandou retirar esses aparelhos de escuta.
- Yapma ya!
- Que?
Yapma ya!
Não me digas...
Yapma ya, verdi mi?
Quer dizer que ela faz o jeito?
- Yapma ya Çok Etiketli John.
- Vá lá, João Muitas Caras.
Yapma ya...
Isso não se discute...
Yapma ya.
Jura!
Yapma ya. - Evet.
Não me digas.
Yapma ya.
Não me digas.
Yapma ya! Elimin şöyle ufacık bir hareketi ile hemen şuraya dönebiliyoruz.
Só um movimento da minha mão, e a direção muda.
Yapma ya, Bradley!
Não me digas, Bradley!
Yapma ya!
Isso é o que você diz.
- Yapma ya.
- Dizes tu.
Sen yapma ya.
Dizes tu.
- Yapma ya! - Bir süredir Dr Rosenthal'a gidiyorum.
Estou-me a tratar com o Dr. Rosenthal.
Yapma ya! Ben Sal'ın pizzasıyla doğdum, büyüdüm.
Fui criada comendo a pizza do Sal.
- Yapma ya.
- Eh pá...!
Yapma ya, o kadar kötü değiller.
Não são assim tão maus.
Yapma ya?
A sério?
Yapma ya, Sherlock.
Não me digas, Sherlock.
Yapma ya? Dün akşamki çıldırman gibi mi?
- Claro, como a história de ontem.
Yapma ya, sağ ol.
Obrigado.
Şahsen, onun akıldışılıkları ve de saldırıya uğrama korkusu yüzünden onun avukatlığını yapma fırsatını reddettim.
Eu, incapaz de lhe seguir o raciocínio, temendo-lhe a agressividade, recusei ser advogado dele.
- Ama Oregon Avustralya'ya gidecek. - Yapma Teddy.
Mas o "Oregon" vai para a Austrália!
Söyledim ya, görgü tanığı var. Saf numarası yapma bana.
Por que é assim que a testemunha contará a história.
Sorun işgücü aslında. Danimarka'dan İspanya'ya saf çelik ve... betondan oluşan düşmanın kıramayacağı bir tahkimat yapma planımız var.
Os desenhos das fortificações são excelentes - aço e concreto da Dinamarca e Espanha.
Yapma ya.
A sério, está cá assim há tanto tempo?
Bunu size ya da Komisere açsaydım, muhtemelen bunu yapma şansım hiç olmayacaktı.
Provavelmente nunca teria hipótese de fazer esta coisa se tivesse confiado em si ou no tenente.
- Peppe, yapma böyle ama ya.
Pepe, não desanimes.
Sise ve yapma agaçlara harcadik ya.
Gastámo-las em nevoeiro, árvores falsas...
- Yapma ya.
- Por favor...
Böyle yapma, Franco. Isabella'ya sordun mu?
Não seja assim, Franco.
Biliyorum öyle ya da böyle yapacaksın ama yalvarırım yapma bunu. Bunu yapma...
Não faça...
- Sakın yapma. Pahalıya mal olur sana.
- É um preço muito alto!
Artık bir özet yapma zamanıdır, bu vagonda toplananlar arasında kaç kişi ya Armstrong'ları tanıyordu, ya da yanlarında çalışmıştı?
Quem temos agora neste vagão que poderia ter conhecido ou trabalhado com os Armstrong?
Yapma! Peki ya sence ben kaç yaşındayım?
- Não é possível quantos anos me dás?
Ya da form doldururken. "Dürüst ol, hile yapma, bıçak taşıma."
Ou quando preencher o formulário.
Ya şimdi ödesin, ya da yapma.
Ou te paga agora, ou não o fazes.
Yapma, küçük bir bardak seni çılgına çevirmez ya.
Ora, só um copo não vai pô-la "meio maluca".
Yapma Tornavida. Seni müdür yapacağım dedim ya.
Vá lá, já te disse que ias ser o reitor.
- Yapma ya.
Não me digas.
İster yap, ya da yapma.
Ou faz, ou não faz.
Ziggy, Tess'in "evet" dediği dakikada geriye sıçrama yapma şansının yarı yarıya olduğunu söylüyor.
Ziggy diz que há 50 % de hipótese de você saltar no minuto em que ela disser "aceito".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]