English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yargıçlar

Yargıçlar translate Portuguese

418 parallel translation
Yargıçların soruları ve Jeanne'ın cevaplarından oluşan tüm metinler.
As perguntas dos juizes, assim como as respostas de Jeanne, foram meticulosamente registadas.
Ortodoks teologlar ve güçlü yargıçlar karşısında, kendisini savunan, genç ve dindar bir kadının dramına...
Uma mulher jovem, devota, lutando sozinha contra um bando de teólogos ortodoxos e de juristas experimentados.
Bırakalım da, buna yargıçlar karar versin, öyle değil mi?
Penso que deverão ser os juízes a decidir isso.
Yargıçları bulun!
Ide e chamai os juízes!
Mac Keefer, Sullivan'a neden 100 bin dolar ödedi? Savcılar, yargıçlar ve polis idaresine karşı elindeki politik silah ne?
Por que pagou o afamado Mac Keefer 100 mil dsólares ao Sullivan, e que arma política aponta ele aos corações temerosos de procuradores públicos, juízes e polícias?
Beyler, yargıçlar Fransız olacak, jüri Fransız olacak... mahkemedeki herkes Fransız olacak.
Cavalheiros, o juiz será francês, o júri será francês, todos no tribunal serão franceses.
Majestelerinin yargıçlarından biriyle böyle konuşmaya nasıl cüret edersin?
Como te atreves a falar assim com um dos juízes de Sua Majestade? tola!
Bizim yargıçlar daha iyisini yapamazdı.
Os nossos juízes não fariam melhor.
Altı avukat tutarım, yargıçları rüşvetlerim, ama boşanmam!
Arranjarei seis advogados, suborno os juízes, mas não dou o divórcio!
U.S gezici Yargıçlarına bu topraklara adaleti getirmeleri için gerekli olan üç şey :
Os juízes do condado dos EUA precisavam de três coisas para para trazer a justiça ao país :
O zaman mahkemeye gidelim! Yargıçları çağırın!
convoque-se um tribunal e chame os juízes.
Yargıçları bilirsin, hiç zamanları yoktur. Hem seçimlerde iyice yaklaştı.
O juiz tem andado ocupado com as eleições que aí vêm.
Sanığı suçlu bulmanız halinde,... yargıçlar sanığın affına asla karar veremezler.
Na eventualidade de considerarem o acusado culpado, o tribunal não acolherá qualquer recomendação de clemência.
Beni yargıçlar tutukladı da.
Juízes interessam-me.
Bütün yargıçlar birbirine benzer.
Um juiz age como outro qualquer.
Yargıçları tanıyor musunuz?
Está ligado ao tribunal?
Yüksek mahkeme yargıçları buraya gelir mi? Hayır.
- Juizes, vêm aqui ver você?
Yüksek mahkeme yargıçları kendilerini iyi saklıyorlar.
Magistrado inquiridor! Como será um juiz da Corte Suprema?
- Bu en küçük yargıçların bile en küçüğü. - Elbette öyle.
É o mais baixo dos juizes.
Yargıçlar ona resim yaptırır, çok nüfuzlu birisidir...
Ninguém tem mais influência com os juizes do que Titorelli.
Biz en önemsiz yargıçları tanırız.
Os juizes que conheço, são de um escalão inferior.
Sen onların ışığı olmalısın Peter, yargıçları değil.
Deves ser a sua luz, Pedro, não o seu juiz.
Oh, sizin gibi insanlar, Thompson gibi yargıçlar.
Oh, gente como você, pensa igual a Thompson.
Evet, elbette. Yerel yargıçlar geri dönmem için yalvarıyorlar.
O magistrado implora que eu volte.
Yargıçların hepsi öldü.
Os juízes morreram.
Davadan sonra, yargıçlar ve jüri alçak gönüllü anlatıcınızı, kötü sözlerden sonra 14 yıla mahkum ettiler, 84-F devlet hapishanesinde kokuşmuş sapıklar ve prestupniklerin arasında.
Depois dum julgamento com juízes, júri e algumas duras palavras, sobre vosso amigo e humilde narrador ele foi condenado a 14 anos, no bloco 84F entre degenerados mal malcheirosos e bandidos endurecidos.
St David'den yarın Lanoria'ya seyyar yargıçlar gelecek.
O juiz chega amanhã de Lanoria vindo de St. David.
Sorgulamayı yargıçlar yapıyor.
O juiz leva o interrogatório.
Yargıçlar böyle adamlar hakkında ne bilir ki?
Mas o que sabem os juizes de gente como ele?
Örneğin, bana dediklerine göre sizin ülkenizde yargıçlar ya da polisler satın alınıyormuş.
Por exemplo, ouvi dizer que é frequente os vossos juízes e polícias aceitarem subornos.
Yargıçların bazılarıda öyle.
Assim como alguns juízes.
Tüm yargıçları ve politikacıları cebinde toplamıştır, ama onları paylaşmayı reddeder!
Tinha todos os juízes e políticos na palma da mão. E recusou-se a partilhá-los.
Eğer, Don Corleone New York'daki tüm yargıçları ve politikacıları elinde tutuyorsa, onları paylaşmak zorundadır... Ya da başkalarının kullanmasına izin vermelidir.
Se Don Corleone tem tantos juízes e políticos, deve partilhá-los ou deixar que outros os usem.
Ama ben adaleti ve yargıçları anlamıyorum!
Não entendo à justiça nem aos juízes!
Bahse girerim, Bruno, Venedik yargıçlarıyla alay ederkenki kadar, -.. hiç kimseyle eğlenmemiştir.
Aposto que Bruno nunca se divertiu tanto na vida, como com os juízes venezianos.
Papa ile direkt görüşme konusundaki ısrarın yargıçların üzerinde sadece rahatsızlık yaratıyor.
A tua insistência em falar directamente com o Papa, é só motivo de irritação para os teus juízes.
Filmlerdeki yargıçlar gibiydi.
Parecia um daqueles juízes dos filmes.
Ticaret, yargıçlar, avukatlar... belediye, hatta polis.
Comércio, juízes, advogados, governo local e até a polícia.
- Bizler Luton Yargıçlarıyız.
- Somos os juízes de Luton.
Artık Luton yargıçlarının o ikisine hangi yetenekleri verdiğini biliyoruz.
Agora já sabemos que poderes os Juízes deram a dois deles.
Önsezim beni yanıltmıyorsa... az önce yargıçlar tarafından onlara verilen üçüncü yeteneği de keşfettik.
Se o meu palpite estiver certo descobrimos o terceiro poder que os juízes de Luton lhes deram...
Luton Yargıçları... onu kurtarırsanız, aşağıya onun yanına ineceğim.
Juízes de Luton... Libertem-na... - E eu aproximo-me dele.
Siz Luton Yargıçlarısınız.
Vocês são Juízes de Luton...
Savaş sırasında iletişim kurmamıza... izin vermek, Luton Yargıçlarını hoşnut ediyor.
Os Juízes de Luton gostam que falemos na altura do combate.
Çabuk gidelim, komiserler, askerler, polisler, yargıçlar, hakimler, işkenceciler, cellatlar.
Depressa, comissários, arqueiros, agentes de Justiça, juízes, torturadores e carrascos.
Bütün yargıçlar bu olayla ilgilenmek istiyor, eğer paramı bulamazlarsa adaleti mahkemeye vereceğim.
Todos os magistrados querem tratar desta questão, e se não encontrarem o meu dinheiro, irei exigir justiça para a Justiça.
Kendilerini sizin yargıçlarınız olarak görenler.
Aqueles que se dizem vossos juízes.
Bu sizin aranızda olan bir şey, kızın ve yargıçların arasında.
Isso é entre si, a sua filha e o tribunal.
Siz yargıçlar can sıkıcısınız! Suçluları bulmak için kendimizi paralıyoruz...
Vocês, os juízes, irritam-mel Matamo-nos para encontrar o culpado e...
Yargıçlar bırakıyor.
Os juízes soltam-nos.
"Yeryüzünün yargıçları hiç bir şeydir."
Torna vãos os juízes da Terra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]