English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yemeyeceğim

Yemeyeceğim translate Portuguese

299 parallel translation
Yemek yemeyeceğim.
Não vou almocar. ,
Yemeyeceğim.
Não vou comer nada.
Fazla yemeyeceğim Charles.
Só tenho tempo para comer um petisco, Charles.
Onu yemeyeceğim, merak etme. Francesco, senin ne işin var burada?
Briguei com minha irmã, não volto mais para lá.
- Yemeyeceğim.
Não quero comer.
Bu akşam yemek yemeyeceğim.
Não cearei eu esta noite.
Bu çamuru yemeyeceğim.
Não vou comer essa porcaria.
Vallahi bir daha dana eti yemeyeceğim.
Escuta Marguerite, juro-te uma coisa. Acredita-me. Nunca mais comerei carne.
Üzgünüm, ben bir şey yemeyeceğim.
- Desculpe, não tenho fome.
Bu akşam yemeyeceğim.
Acho que esta noite não vou jantar.
- Elini yemeyeceğim ki.
- Não vou comer.
Hayır, siz yiyin. Ben yemeyeceğim.
Não, vocês prossigam, eu não...
Senin gibi konuşan biriyle yemeyeceğim.
Não vou comer com alguém que fala comigo como tu falas.
"Sınıfta yemek yemeyeceğim." yaz.
"Não comerei em classe"
Söz veriyorum, "F" ile başlayan hiçbir yemeği yemeyeceğim.
Não como comida que começa com a letra "F".
- Yemeyeceğim.
- Não vou comer!
- Asla domuz eti yemeyeceğim.
- Nem nunca comerei porco!
Bir şekilde? O tabaktakini yemeyeceğim, sorduğunuz buysa. Durun!
Não vou comer essa, se é a isso que se refere.
Bir daha asla balık yemeyeceğim.
Nunca mais vou comer peixe.
Virginia'dan ayrıldığımda yemin ettim. Yaşadığım sürece asla başka sincap yemeyeceğim.
Quando deixei a Virginia, jurei que não comia outro esquilo enquanto vivesse.
Ben yemeyeceğim. AI bakalım Rob.
Não quero isso.
Dayak yemem ve yemeyeceğim.
Ninguém consegue vencer-me.
Teşekkür ederim. hiçbir şey yemeyeceğim.
Não consigo comer.
Teşekkür ederim, gerçekten yemeyeceğim.
- Obrigado, mas não.
Yemiyorum ve yemeyeceğim.
Não estou comendo, e vocês não podem me obrigar!
Öfkesini yatıştırırım. Evet! Bu sefer dayak yemeyeceğim.
... bem, vou falar claramente.
Yemeyeceğim.
Não quero.
- Bunu yemeyeceğim.
- Não pense que vou engolir isto.
Umarım mutlusundur, Peg bir daha asla pasta yemeyeceğim.
Espero que estejas satisfeita, Peg. Nunca mais como bolo.
Bir daha hiçbir şey yemeyeceğim.
Nunca mais volto a comer.
Yemek yemeyeceğim.
Não posso almoçar.
Bir daha asla balık yemeyeceğim.
Nunca mais como peixe na vida.
Yemeyeceğim.
Vou comer.
Ben yemeyeceğim.
Eu não vou comê-lo.
Ama müebbeti de boşuna yemeyeceğim!
Não vou apanhar a perpétua à toa!
Bunu ben yemeyeceğim!
Não vou comer isto!
Bu evde olduğum sürece hiçbir şey yemeyeceğim!
Enquanto estiver nesta casa, não comerei mais nada!
Onu yemeyeceğim!
Não vou comê-lo!
- Bir daha hiç burada yemeyeceğim. - Evet.
Nunca mais cá como!
O kadar fazla yemeyeceğim.
Não vou comer tanto!
Köpek boku yemeyeceğim!
Eu não como caca de cão!
Yemeyeceğim.
Não consigo comer.
İstediğin kadar balık alabilirsin, ben yemeyeceğim!
- Compre o peixe, mas eu não o comerei.
- Ben yemeyeceğim.
- Prometo que não as comerei todas.
- Bu b.. ku daha fazla yemeyeceğim.
Não vou aguentar isto por muito mais tempo.
Üzerinde saç olan bir pasta yemeyeceğim.
Não vou comer um bolo com um cabelo.
Yemeyeceğim.
Não comeria isto.
Bir daha öğle yemeğinde, Meksika dürümü yemeyeceğim.
Nunca mais como tacos ao almoço.
Bu ton balığını yemeyeceğim!
Não como isto!
Ben yumurta yemeyeceğim, sağ ol. Güzel olmuş.
Estás bonita.
Bir daha Benihana yemeyecegim.
Nunca mais vou comer ao Benihana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]