Yok canım translate Portuguese
1,916 parallel translation
Yok canım.
Não!
Yok canım!
Com o inferno que é!
Yok canım ne hanımefendisi!
Não precisas de me chamar madame.
Yok canım. İyi akşamlar.
- Não é verdade.
Yok canım, ben söylerim.
Bela tentativa. Eu é que digo ao neurologista.
Gerek yok canım.
Não precisas, querida.
Yok canım, kötü bir espri işte.
Não. Estava a brincar.
Yok canım, fena bir adam değilsin bence.
Não. Eu acho que você é um tipo muito fixe.
Yok canım.
Oh, oh, oh, meu...
Yok canım!
Uma treta!
Yok canım.
Não nesta vida.
Yok canım, görevimiz.
Shucks, é apenas o meu dever.
Yok canım, gerçekten mi?
A sério?
- Yok canım.
- Não.
Yok canım, mikrodalgayı kardeşim bozmuş olamaz.
Não, querido, o meu irmão não avariou o microondas.
Yok canım, bir şey değil.
Não, nada de mais.
- Yok canım, hat gitmiştir.
- Não, acho que o sinal caiu.
Yok canım. Önemli değil, dostum.
Não, está tudo bem.
Yok canım! Bu kredi geçmişinle sana su bile vermezler.
Céus, não, não com o seu historial de crédito.
Yok canım.
Não.
Yok canım.Yalnızca... Yeğenime hediye alıyordum.
Eu estava a comprar uma prenda para a minha sobrinha.
Bir şey yok canım.
Não faz mal, minha querida.
Yok canım, çok beğendi.
Vá lá, foi óptimo. Ela gostou.
Yok canım. Yazın çok serin olurdu. Mutfaktaki büyükannemin ayak seslerini duyardım.
Era muito bom ficar ali no verão, podia ouvir a avó a andar pela cozinha, a fazer comida e a falar com as pessoas.
Çizik yok canım.
Não tem nenhum risco, querida.
Yok canım daha neler.
Sem hipótese.
Meyus mu? Yok canım.
Sem hipóteses.
- Böyle bir şey yok canım.
- Oh, querido, isso não existe.
- Yok canım.
- Inferno, não.
- Yok canım.
- Sim.
Yok canım, hayır.
Não. Não.
- Yok canım.
A sério?
- Yok canım. - Sikeyim.
A sério?
- Hayır, yok canım. Gel bakayım.
- Não, não pensei.
Yok canım, harika.
Não! Isto está bom.
Yok canım.
Oh, não.
- Bir şeyi yok, canım.
Nada, querido.
Yok, canım.
Não.
Önemi yok, canım.
Não, querida.
Değerlendirmelerim bu hâldeyken bugün canımı sıkmana imkân yok.
Não com críticas como estas. Ena. Errado.
Bunun için canımızı sıkmaya gerek yok, değil mi?
Não precisamos de nos incomodar com nada disso, certo?
Bu kıza karşı hiç şansım yok, çok can sıkıcı.
É óbvio que não tenho hipótese com ela, o que é desconcertante.
- Yok canım.
- Isso é brincadeira.
Eğer sorumluluklarımızı önceden görebiliyor olsaydık mektuplarımızda milyonlarca kez yazardık, Canım, o zaman bizlerin niye haberi yok?
Bem, se fôssemos responsáveis... pelas coisas que ele escreveu em cartas há milhões de anos, minha querida, o que seria de nós?
Canım gerçekten bak yok işte.
Armando, repara bem por ti mesmo, juro-te, ela desapareceu!
Yok canım.
Não há problema.
- Hayır canım önemi yok.
- Não é nada.
Canım, şuan herhangi bir yetkim yok. Cephe şuan sakin. Savaş olmayacak.
Querida ainda não posso ir, na Fortaleza está tudo calmo.
Yok, annemle babam canımı sıkıyorlar.
Não, os meus pais estão a chatear-me.
Canım bekleyecek vaktim yok.
Não tenho tempo para isto.
Yok canım.
Vá lá.
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19