Yürüdüm translate Portuguese
621 parallel translation
Bütün gece hastanedeydim. Koridorda bir aşağı, bir yukarı yürüdüm.
Estive no hospital toda a noite, subindo e descendo o corredor.
- Ne oldu? - Galiba biraz fazla yürüdüm.
- Que aconteceu?
Gece boyu sokakta, pencerenin altında yürüdüm. Aynı ilk tanıştığımızdaki gibi. Çıkmak istiyor ama cesaret edemiyordum.
Passei metade da noite na rua, a andar sob a sua janela, como fazia quando a conheci, querendo subir, mas não me atrevendo.
Biraz yürüdüm ve susadım.
Estive a caminhar e tenho alguma sede.
Biraz düsünmek için yürüdüm.
Dei um volta pensar na situação.
- Biraz yürüdüm.
Dar uma volta.
Dietrichson'un evine kadar bütün yolu yürüdüm.
Fui andando até a casa do Dietrison.
Ormanda saatlerce yürüdüm.
Caminhei durante horas pelos bosques. Pois.
Canlı ve neşeli bir şekilde, eve yürüdüm.
Caminhei para casa alegremente.
Sonra, tam kavşaktan önce, palmiye ağaçları, kanalın yanındaki budanmış söğütlere dönüştüler ve bütün aptalca rüyalar yokoldu ve Ketchworth'te inip biletimi verdim ve her zamanki gibi eve yürüdüm son derede ağırbaşlı ve de kanatsız kanatsız.
Então as palmeiras transformaram-se em cartazes junto do canal, antes da passagem de nível, e todos os sonhos disparatados se desvaneceram. E eu saí em Ketchworth...
Onunla otobüse kadar yürüdüm, sonra da tek başıma eve geldim.
Acompanhei-a ao autocarro, e depois voltei para casa sozinha.
- Evet, Hindley'den buraya yürüdüm.
- Sim, vim a pé desde HindIey.
Terasta yürüdüm, evin içine girdim. Senin odana girdim.
Passei pelo terraço, entrei na casa, no seu quarto.
Yürüdüm.
Vim a pé.
Bugün senin keyfine göre yürüdüm, sen de benimkine göre yürü.
Hoje marchei à tua música, agora marchas à minha.
- Biraz yürüdüm.
- Fui só dar uma volta.
Onu son gördüğümde, bir benzincide arabadan çıkıp eve yürüdüm.
A última vez que o vi, saí do carro numa bomba e fui a pé para casa.
Ben koydum. Burada dikildim, oraya yürüdüm ve oraya koydum. Oldu mu?
Pois, fui eu, levantei-me, andei e pu-las em cima do móvel.
Yürüdüm.
Caminhei.
Ben hayatım boyunca yürüdüm ve sen beni geçiyorsun.
Passei a vida a pé e mesmo assim você é mais resistente que eu.
Eve kadar yürüdüm. 9 : 30'da eve varmıştım.
Fui andando para casa e cheguei lá, uma meia hora depois.
- Hayır, yürüdüm.
- Não, eu caminhei.
Ne kadar yürüdüğümü hatırlamıyorum, galiba bütün gece yürüdüm.
Não sei quanto tempo consegui, acho que a maior parte da noite.
Yürüdüm. Kendimi bir yan sokakta buldum.
Dei por mim numa rua lateral.
Çimenlikte tek başımaydım bir şey arıyordum sonra kiliseye doğru yürüdüm sonra karanlık geldi karanlıkta yapayalnızdım karanlığa doğru çekiliyordum, ve uyanmak için savaştım.
Estava sozinha no relvado, à procura de uma coisa. Depois comecei a andar em direcção à igreja, e então as trevas envolveram-me e fiquei sozinha no escuro. A ser puxada para o escuro, e eu lutei para acordar.
Yürüdüm, dolaştım.
Andei e perambulei,
Sanki bir Sibirya kurdu sürüsü tarafından takip ediliyormuş gibi, Esplanade'den Canal Street'e kadar yürüdüm.
De Esplanade a Canal Street... Passei todos os sinais vermelhos.
- Biraz yürüdüm.
- A passear.
- Sonra kalkip suya dogru yürüdüm ve kendimi bogmaya çalistim. - Riggan.
Riggan...
- Bir mil yürüdüm. Almış olduğum yeni giysilerin...
- Fica a dois quilómetros, comprei umas cortinas loucas.
Buraya tam beş haftada yürüdüm, Ruth.
Cinco semanas a caminhar até aqui, Ruth.
Ben sana doğru yürüdüm, ışığa doğru, bitmeksizin.
Eu caminhava para ti, caminhava, sem fim, para a luz.
Tüm hayatım boyunca, gündüz yürüdüm ve gündüz konuştum.
Por toda a minha vida... andei e falei á luz do dia.
Yeteri kadardı. Sonra da yürüdüm.
Disse sò o bastante e depois fui-me embora.
Taksi bulamadım, ben de eve yürüdüm.
Não arranjei táxi e fui a pé para casa.
Orada duruyordu, ben çayırlara doğru yürüdüm, o da çevresine bakınıyordu, ondan 60 metre kadar uzaklaştığımda, çayırın ortasında, onu çağırdım.
Ele estava lá, e foi andando para o campo, e ficava a olhar em volta, e quando estava a 70 mts de distância de mim, no meio do campo, Eu chamei.
Yürüdüm ve suya ulaştım.
Usei as patas traseiras e caminhei até a água.
3300 metre yürüdüm ve Yunanistan'a vardığımda artık yürüyecek halim kalmamıştı.
Andei 3 mil km. Ao chegar á Grécia não conseguia mais andar, e parei.
Tıkıverdiler. 72, Cadde'de herifin tekine yürüdüm...
Roubo. Podes crer!
Kiliseden 15-20 metre uzaklaşıp Approach Road'a doğru yürüdüm. Orada bir karakol vardı. Ve birden "whoosh" gibi bir şey oldu.
E fui para a estrada a pé, a 20 metros da igreja, que era o nosso forte e de repente ouvi...
"Yargıla beni Tanrım, kendi namusumla yürüdüm."
"Julga-me, ó Senhor, pois tenho andado na minha integridade ;"
"senin yolunda yürüdüm."
"e tenho andado na Tua verdade."
- Sonra tekrar yatak odasına yürüdüm.
- Logo voltei para quarto.
Yerden yürüdüm.
Caminhei pelo fundo.
Sadece nehirden geçtim... ve biraz kayalıkların oraya doğru yürüdüm.
Eu só saltei o riacho para me aproximar do rochedo durante um bocado.
Canım sıkılana kadar peşimdeydiler. Atım Bo ile bir dönüş yaptık, dizginleri dişlerimin arasına aldım ve heriflerin üzerine yürüdüm.
Perseguiram-me até eu me cansar, então rodei o meu cavalo, Bo, para trás, tomei as rédeas nos dentes e cavalguei em direcção aos vilões.
Yürüdüm yürüdüm yürüdüm.
E voltou?
Biraz yürüdüm ve düşündüm.
Estive lá, andei por aí a pensar.
Uzun bir süre yürüdüm.
Por fim, estava junto do Monumento à Guerra.
High Street yönüne doğru hızla yürüdüm.
Caminhei rapidamente na direcção da High Street.
Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm.
Os camisas negras são todos iguais!