Yüzlerce kez translate Portuguese
365 parallel translation
Yüzlerce kez bunu yaptığını gördüm, haksızmıyım, Bill?
Tenho visto ele fazer isto centena de vezes, eh, Bill?
Yüzlerce kez bunu yaptı.
Fez isto uma dúzia de vezes.
Yüzlerce kez yaptığım gibi, evden koşarak çıkıp sokağı geçerdim.
Saía de casa e atravessava a rua, a correr como o fiz centenas de vezes antes.
Daha önce de yüzlerce kez aynı rüyayı görmüştüm.
Já tinha tido esse sonho mais vezes.
Yüzlerce kez böyle görmüştün.
Já o viste assim centenas de vezes.
Sana yüzlerce kez söyledim.
Já lhe disse umas cem vezes.
Yüzlerce kez karşılaştınız.
Você o encontrou um milhão de vezes.
Yüzlerce kez olduğu gibi.
Como jà aconteceu centenas de vezes.
Biliyor musunuz, bunu yüzlerce kez okuduğuma bahse girerim...
Eu já li isto umas cem...
Yüzlerce kez seni aramak için elimi telefona attım. Ama haber programını elinden aldığım için benden nefret ettiğini düşünüyordum.
Procurei um telefone para te ligar umas cem vezes, mas tinha a certeza que me odiavas por te ter tirado do programa de notícias.
Seni tanıyorlar. Emma ve senin aynı sahne için prova yaptığınızı yüzlerce kez anlatmıştın.
Ouviram a história sobre ti e a Emma disputando o mesmo papel várias vezes.
Rising Star ile yüzlerce kez yolculuk ettim. Bu bana savaştan önceki eski günleri hatırlattı.
Viajei na Rising Star centenas de vezes... isto lembra-me os velhos tempos, antes da guerra.
Yüzlerce kez.
Centenas de vezes.
Size yüzlerce kez söyledim, siz birbiriniz için yaratılmadınız.
Já vos disse centenas de vezes, não foram feitos um para o outro.
Edvard yüzlerce kez beni ikaz etmişti. İnsanın kendisini fazlalık olarak kabullenmesi kolay değil!
O Eduard repreende-me sempre, mas não é fácil... admitir que nos tornámos dispensáveis.
Evet ama senden bunun için yüzlerce kez özür diledim.
Já te pedi desculpa umas cem vezes.
Aynı şeyleri yüzlerce kez konuştuk. Çok iyi biliyorsunuz ki o saklanmıyor.
Já passámos por isto umas cem vezes.
Babamla oraya yüzlerce kez gittim.
Estive aqui centenas de vezes, com meu pai.
... yüzlerce kez... 1487 yılındayız...
- Quem não o fez? ... mais de mil vezes... Bem, sempre estamos em 1487.
Tüm dünyadaki şehirlerde yüzlerce kez tekrarlanması gereken bir sahne.
Uma cena que em breve se repetirá em várias cidades, em todo o mundo.
Alf, sana yüzlerce kez söyledim, Eğer birisi seni görürse, geriye teslim edebilirler.
Já te dissemos centenas de vezes, se alguém te vê, podem entregar-te às autoridades.
Sana yüzlerce kez söyledim.
Já te disse centenas de vezes!
Daha önce söyledim. Hem de yüzlerce kez.
Já lhe contei isso uma centena de vezes.
yüzlerce kez.
centenas de vezes.
Peki ya ısırganlarla bana yüzlerce kez vurmana izin verirsem?
Dá-me meia coroa e podes dar-me 100 açoites.
Onu yanımda yüzlerce kez gördün. Neden gelip beni aramadın, seni lanet embesil?
Tu sempre a viste comigo, porque é que não me vieste chamar?
Sana yirmi kez mi söyledim, yüzlerce kez söyledim.
Já disse umas cem vezes.
Yüzlerce kez aynı soruyu duymak biraz sıkıcı oluyor da.
É que já estou cansado de ouvir a mesma pergunta tantas vezes.
Adamım, bunu daha önce yüzlerce kez gördüm.
Já vi isso acontecer centenas de vezes.
Yüzlerce kez tekrar tekrar yazdığım bu aşk mektubunun yanına koyduğum ruhumu, döküverdim sadece bu satırlara.
"Esta carta de amor que na minha cabeça fiz e refiz cem vezes, até ficar como está, e que pondo a minha alma ao lado da folha... só tenho de a recopiar"
Lütfen. Gizli şifremizi unutmuşsun. Her gün yüzlerce kez kullandığımız kelimeleri.
Esqueceste a nossa palavra secreta, a palavra que usávamos 100 vezes por dia, o nosso nome especial para cada um?
Yüzlerce kez kendime itfaiyeci olmak istemediğimi söylemişimdir.
Disse a mim próprio milhões de vezes... que nem sequer queria ser bombeiro.
Bu adam bunu yüzlerce kez yaptı. Onsuz devam etmeliyiz.
Já nos fez isto tantas vezes, vamos continuar sem ele!
Buradaki herkes doğrudan, ya da dolaylı olarak... sadece hayatta kalabilmek için, yüzlerce kez... birilerini ya öldürdü, ya da ihanet ettti.
Directa ou indirectamente todos eles mataram ou traíram centenas de vezes para sobreviver.
Ama ikimizde biliyoruz ki Fred, okulundaki kalın kafalılardan yüzlerce kez daha zekidir.
Mas ambas sabemos que o Fred é cem vezes mais esperto do que os idiotas que tem na sua escola.
Yüzlerce kez röntgenini çekmemiz gerekti.
Teríamos de lhe fazer raio-x umas cem vezes.
Bir kez daha Missoula Kütüphanesi'nin basamaklarında duruyordum. Gece geç vakitte, o basamaklara oturmuş, çocuklara daha önce yüzlerce kez dinlemiş oldukları o hikâyeyi anlatıyordum.
Sentado mais uma vez nos degraus da Biblioteca de Missoula, tarde da noite, a contar histórias aos mesmos rapazes a quem já as contara mil vezes, nestes mesmos degraus
Prosedüre yüzlerce kez tanıklık etmiş olmalıyım.
Eu devo ter assistido o procedimento centenas de vezes.
Bütün numaraları yüzlerce kez aradım.
Liguei para esses números mais de mil vezes.
Biz bunu yüzlerce kez okuduk.
Lemos este livro cem vezes.
Bunu sana zaten yüzlerce kez anlattım.
Já te a contei mais de cem vezes.
Yüzlerce kez.
Uma centena de vezes.
Ülkenin her yerinde. Yüzlerce kez.
Por todo o país, dúzias de vezes.
Sana yüzlerce kez söylemekten dilimde tüy bitti yaptığın iş çok riskli.
Fartei-me de te dizer que tinhas uma profissão perigosa.
Bana verdiğin yüzüğe, her gün yüzlerce kez bakıyorum.
" Uso o anel que me deste, e olho para ele talvez uma centena de vezes por dia.
İstediğin gibi saldır bana vur beni, bıçakla, yüzlerce kez öldür yine de dövüşe devam ederim.
Podem vir com o que quiserem... disparem, apunhalem-me, matem-me de cem maneiras diferentes... e eu continuarei a lutar.
Yüzlerce kez bunların içinde oldun.
Quando o inimigo não tem rosto.
Ivy bir kez söylemedim, sana yüzlerce kere söyledim.
- Ivy, já lhe disse cem vezes :
Sormama izin ver, Şehirli biri olarak, yüzlerce, binlerce kez güvercin görmüşsündür, değil mi?
Deixe eu Ihe perguntar algo... você que vem da cidade... viu centenas de pombas, certo?
Kendime yıllar önce söz vermiştim, tüm o yıllar boyunca yüzlerce, binlerce kez ve şimdi davet edildim.
Jurei a mim mesma, durante anos, centenas de vezes, milhares, e finalmente fui convidada.
Buraya yüzlerce kez geldim.
Estive aqui centenas de vezes.