Zannetmiyorum translate Portuguese
1,635 parallel translation
Zannetmiyorum Shane!
Não me parece, Shane.
Bunu yapabileceğimizi zannetmiyorum.
Não vamos poder ir.
Burada zayıf olduğumuzu zannetmiyorum.
Não acho que estamos vulneráveis.
Zannetmiyorum.
Bem me parecia.
Yürüyebileceğimi zannetmiyorum.
Eu não penso eu posso mover.
Zannetmiyorum.
- Não me parece.
ve şu anda okula gitmek zorunda olduğumu zannetmiyorum.
Além disso tudo, aparentemente, tenho de ir para a escola.
Bunun bir sorun olacağını zannetmiyorum.
Acho que isso não vai ser um problema.
Hayatımın geri kalanında, ben bebeğe bakarken senin bira içmeni izlemek istediğimi zannetmiyorum.
Não tenho a certeza de te querer ver a beber uma cerveja enquanto eu pego no bebé para o resto da minha vida.
Kesinlikle gurur okşayıcı ve kimseye bahsedeceklerini zannetmiyorum...
É lisongeador e acho que eles não iam dizer a ninguém...
Zannetmiyorum, bovling topu.
Acho que não, bola de bowling.
Yok canım zannetmiyorum!
Duvido.
Dahası, artık bunlara inandığımı zannetmiyorum.
Principalmente, porque deixei de acreditar nisto.
Susuzluktan ölmek istediğini zannetmiyorum.
Não creio que ele queira morrer de desidratação.
Yakın zamanda olacağını zannetmiyorum.
- Não faremos isso tão cedo.
Eğer ve ne zaman dönersek, burada olacağınızı zannetmiyorum.
Se voltarmos, e quando o fizermos, não creio que aqui esteja.
Ama böyle sıkı kural olduğunu falan zannetmiyorum.
Mas não me parece que haja uma regra para isso.
Bu tayinin olacağını zannetmiyorum.
A transferência não vai dar certo.
- Kafesi sıkıştı. Uçaktan çıkabildiğini zannetmiyorum.
A gaiola ficou presa, eu.. eu não acho que ele tenha saído.
Bunu hiç zannetmiyorum.
Acho que não.
Hiç zannetmiyorum.
Não vou entregar a arma.
Hiç zannetmiyorum.
Não me parece.
Zannetmiyorum. - Hayır.
Acho que não.
Zannetmiyorum.
Não me parece.
Annenin geçen sefer getirdiklerimden hoşlandığını hiç zannetmiyorum.
A tua mãe não gostou da que eu levei da outra vez.
Kimsenin birşeyleri düzenleyeceğini zannetmiyorum.
Eu penso que nada deveria ser regulado por ninguém.
Ama şimdi önemi olduğunu zannetmiyorum.
Mas agora já não importa.
Bunun büyük bir sorun olduğunu zannetmiyorum.
Não creio que isso seja grande problema.
Bunun bir zam olduğunu zannetmiyorum.
Suponho que não seja um aumento.
Yarısı için sizi suçlayabileceğimi zannetmiyorum.
Suponho que também não os posso denunciar pela metade.
Anladığınızı zannetmiyorum, efendim.
Acho que não percebe, Sr.
Anladığını zannetmiyorum.
Acho que não percebeu.
Eğer kot pantolon giyersem, "merhaba" bile diyebileceğimi zannetmiyorum.
Visto umas calças e nem consigo dizer olá como deve ser.
Kötü bir şey olacağını zannetmiyorum.
Nada de mal, eu acho, mas...
O kadar uzun süreceğini zannetmiyorum.
Acho que não leva tanto tempo.
Şu anda pek bir şey hissettiğini zannetmiyorum.
Não me parece que ela sinta grande coisa, neste momento.
Ona ihtiyacımız olduğunu zannetmiyorum.
Acho que não precisamos dele.
Arama emrin olduğunu zannetmiyorum?
Tem um mandado? Trabalho com o FBI.
Bununla herhangi bir alakası olduğuna zannetmiyorum.
Não acredito que tenha algo a ver com isto.
Onun pek kalabalık olcağını zannetmiyorum.
Duvido que tenha muita gente.
Bunu kötü manada dediğini hiç zannetmiyorum.
Acho que para ele não é uma coisa má.
Biliyorsun... Lauren kanserinden kimseye bahsettiğini zannetmiyorum.
Sabes, acho que a Lauren não contou a ninguém sobre o cancro.
Sorun şu ki, bir çocuğu olduğunu bildiğini zannetmiyorum.
Oh, o problema é que nem sei se ele sabe que tem um filho.
- Zannetmiyorum.
- Não me parece.
- Hayır, zannetmiyorum.
- Não, não me parece.
Beyannamenin sizden onay alması gerektiğini zannetmiyorum.
Não me apercebi que o senhor tinha de perceber o conteúdo.
Doğruyu söylemek gerekirse Doktor, seçim hakkım olduğunu zannetmiyorum.
Para ser honesta, Doc, já me tinha habituado à ideia de não ter opção.
Tekrar göreceğimi zannetmiyorum.
Acho que não o verei outra vez.
- Tümör olduğunu zannetmiyorum.
- Acho que não é um tumor.
- Zannetmiyorum. - Önemi yok.
- Não me parece.
- Zannetmiyorum.
Muito improvável.