English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zemin

Zemin translate Portuguese

1,273 parallel translation
Zemin çok parlak, kıçını gördüm avanak.
O chão está mesmo porreiro, consigo ver o teu traseiro.
Gelecek hafta Hawaii 50 maratonunun sonuna vardığında... asit zemin kaplamalarını eritmiş olur.
Na próxima semana, pela altura que chegar ao final aquela maratona " Hawaii Cinco-O'", o acido já deve ter corroído o soalho.
- Zemin titriyor!
- Terramoto!
Burada tur yok ve altındaki zemin birden çöküverdi.
Estávamos a cavar no solo e descobrimos uma coisa magnífica.
Bu zemin... rengi.
É este chão, esta cor.
Zemin kat. Sadece Filipinli hemşireler ve staJyerler var.
Primeiro piso, so ha enfermeiras filipinas e alguns internos.
Zemin gerçekten de sert -
A terra é tão sólida como...
Kolay değil, çünkü zemin boru ve kablolarla dolu.
Não é nada fácil porque o caminho está cheio de tubos e cabos.
Zemin aniden düzleşti.
O terreno ficou instável muito rapidamente.
Düz zemin boyunca süründüm.
Eu rastejei através daquele chão raso, e comecei a atravessar de barriga para baixo.
Zemin kilometrelerce uzundu ve çok kötüydü.
São quilómetros e mais quilómetros e sobre um terreno acidentado.
Hepsi bu, güvenlik, bina planları, zemin.
Isso é tudo. Segurança, impressões, passado.
Zemin kattaki, iki odalı ara daireler.
Os B ficam no rés-do-chão, no centro e têm dois quartos.
Hayatın boyunca kredisi tükenmiş gerzeklerle zemin paspası... pazarlığı yap.
Dou-te emprego no stand. Podes passar a vida a regatear tapetes gratuitos... com cretinos sem crédito.
Hızlandırılmış 75 dersin ardından bir sinagogun zemin katında,
Nessa noite, na cave de uma sinagoga, após 75 aulas intensivas.
- Zemin aşırı sert, O'Neill.
- Teal'c? - O solo e muito firme, O'Neill.
Zemin zayıf!
O soalho está frágil.
- Kaygan zemin, bayım.
- Terreno escorregadio, senhor.
Ben de zemin katı alıyorum.
Eu vou examinar a cave.
Prens Char bu zemin üzerinde yürümüş!
O Príncipe Char caminhou neste chão!
Tek ihtiyacı yeni bir zemin.
Só precisa de um chão novo.
Pek sağlam zemin kalmadı.
Já não resta muito do piso.
Zemin katta olanlar öldü.
Os que moravam no rés-do-chão morreram.
Şef, zemin çöktü. Bilmiyorum. Kötü durumdayım.
Estou bem aleijado.
Zemin çöktüğünde 12. kattaydım.
Eu estava no 12º andar
Zemin katta olmak için oldukça heyecan verici bir zaman.
É um momento excitante para se estar no palco.
Islak zemin.
Espere! Chão molhado!
Islak zemin.
Chão molhado! Chão molhado.
Evlerimizin kumlu zemin üzerine kurulmasında bir sakınca var mı?
O problema aqui não estará em as nossas casas terem sido construídas sobre areia?
Zemin bizi canlı canlı yiyecek.
Esse chão vai comer-nos vivos.
Kumsallarda zemin sağlam olacak.
As praias agüentarão.
Zemin kat C'de santralin kafeteryası var.
No sub-nível C é a cantina da fábrica.
Zemin katı,... iki yatak odası, ve tekerlekli sandalye girişi.
Um apartamento T2 num Rés do chão com acesso a cadeira de rodas.
Zemin kata inmek için en kısa yol, batı kanadındaki merdiven. Önlemler nasıl?
Parece que a escadaria a oeste é o acesso mais directo aos pisos inferiores.
Kaygan bir zemin ve avukatımın hazır bulunmasını isterim.
É um assunto delicado. Quero a minha advogada presente.
Asla bilemezsin ki. Cesedin bulunduğu zemin, adamın epey bir mesafe sürüklendiğini gösteriyor.
Pelo estado do corpo a água levou-o numa grande viagem.
Oh, bakın, Ben zemin ve alçıpan döşüyorum.
Olhem só, eu instalo chãos e paredes.
Dre', Cube, Eminem ve Jermaine Dupri gibi adamlar için zemin hazırladılar.
Eles abriram caminho para tipos como Dre, Cube Eminem e Jarmaine Dupri.
Olay yeri, bodrumdan zemin kata doğru genişliyor.
A cena do crime estende-se da cave ao andar principal. Grande caso!
Her aramaya cevap bu zemin içinde bulunabilir.
As respostas que cada uma de vocês procura estão neste local.
Piper, bu olursa olsun ne zemin mükemmel olacak.
Piper, vai ficar perfeito, seja qual for o fundo.
Ve zemin de. Ah hadi ama!
- O chão também.
Zemin yapılmış, eve gitme vakti, hayatım.
Os soalhos estão prontos, é altura de ir para casa, querida.
Zemin mükemmel olmuş.
O soalhos está perfeito.
Zemin seviyesindenmiş.
Não, foi a nível do chão.
- Ama sadece zemin katta.
Mas só no rés-do-chão.
Hayır, sadece... bilirsin zemin arıyorum.
Não, eu não tenho um interesse específico.
- Zemin bunu bizim yerimize yapacaktır.
- O chão vai fazer isso por nós.
- Zemin radarı.
- Radar penetrante de chão.
Zemin katta bir gece kulübü var.
Tem um clube nocturno no Rés-do-chão.
Ve ikinci zemin katta kişisel bir sanat galerisi var.
Tem uma galeria de arte pessoal no piso - 2.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]