Zenginlikte translate Portuguese
85 parallel translation
Gün ışığında ve gece karanlığında zenginlikte, fakirlikte, iyi günde, kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ve...
À luz do dia e na escuridão da noite, na riqueza e na pobreza, na tristeza e na alegria, na doença e na saúde e...
Zenginlikte, yoksullukta.
Na riqueza e na pobreza.
Bu günden sonra ona sahip çıkacağıma iyi ve kötü günde, zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta.
Para compreender e defender a partir deste dia, no melhor e no pior, na riqueza e na pobreza, na saúde e na doença.
Güç zenginlikte değil
A força não está Na riqueza
Gerek zenginlikte, gerek fakirlikte, gerek iyi günde, gerek kötü günde, gerek hastalıkta, gerek sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar seni seveceğim ve üstün tutacağım.
Na riqueza e na pobreza, nos bons e maus momentos, na saúde e na doença, prometo amar-te e respeitar-te até que a morte nos separe.
Biz ve başkent yer değiştirelim, toprağın aynı zenginlikte ürün... vermesi için en az 50 yıl geçmesi gerekir.
Sem nós e sem o nosso capital... passarão 50 anos antes que a terra possa produzir a mesma riqueza de qualquer outra forma.
Sen, Richard Ernesto Gassko... Deborah Julie Thompson'u bugünden itibaren birlikte olarak iyi ya da kötü günde, zenginlikte ve fakirlikte sağlıkta ve hastalıkta, ölüm sizi ayırıncaya kadar karın olarak kabul ediyor musun?
Você, Richard Ernesto Gassko, aceita Deborah Julie Thompson como sua legítima esposa, a partir deste dia, para o bem e para o mal, na doença e na saúde, até que a morte vos separe?
Zenginlikte ve fakirlikte.
"Na riqueza e na pobreza".
Zenginlikte ve katillikte. Hastalıkta ve ölümcül hastalıkta. Ölüm bizi ayırıncaya kadar.
Na abundância e no horror na doença e no sigilo até que a morte nos separe.
"gözleri zenginlikte"
"Estão todas loucos pela riqueza"
Siz, Esteban Trueba Clara Del Valle'yi hastalıkta ve sağlıkta zenginlikte ve yoksullukta ölüm sizi ayırana dek sevip koruyacağınıza... yemin eder misiniz?
Aceitas Esteban Trueba a Clara del Valle. como tua legítima esposa. para amar e respeitar na doença e na saúde na riqueza e na pobreza até que a morte vos separe?
Ve siz, Clara del Valle Esteben Truebe'yı hastalıkta ve sağlıkta zenginlikte ve yoksullukta ölüm sizi ayırana dek sevip koruyacağınıza... yemin eder misiniz?
E tu, Clara del Valle aceitas Esteban Trueba como teu legítimo esposo para amar e respeitar na doença e na saúde na riqueza e na pobreza até que a morte vos separe?
Bugünden itibaren iyi günde, kötü günde zenginlikte, yoksullukta, hastalıkta ve sağlıkta seni sevip sayacağıma söz veriyorum.
Prometo amar-te e respeitar-te... todos os dias da minha vida... na alegria e na tristeza... na riqueza e na pobreza... na saúde e na doença.
"Marge Homer'ı zenginlikte ve fakirlikte -" "Fakirliğin" altı çizilmiştir sağlıkta ve hastalıkta ya da jet maymun tarafından kontrol edilen alkali plastiklerin patlamasında ve böyle devam ediyor
"Aceitas, Marge, o Homer na riqueza e na pobreza..." "Pobreza" está sublinhado. "... na doença e na saúde na calma ou a atravessar planícies álcalis num avião pilotado por um macaco? "
Ondan ayrılmayacağına, sevip sayacağına hastalıkta ve sağlıkta, zenginlikte, yoksullukta...
Para cuidar e apoiar, amar e honrar na doença e na saúde, na riqueza e na pobreza...
Sen, Leo, şu andan itibaren iyi ve kötü günde zenginlikte ve yoksullukta birlikte olmak sevmek ve değer vermek üzere Sarah'yı karın olarak kabul ediyor musun?
Leo, aceitas Sarah como tua esposa, para manter e preservar de hoje em diante, para o bem e para o mal, na riqueza e na pobreza, para amar e acarinhar?
Diane, Anthony'i bugünden itibaren... onu sevip sayip... iyilikte, kötülükte, zenginlikte, fakirlikte, hastalikta ve saglikta... ölüm sizi ayirana dek kocan olarak kabul ediyor musun?
Diane, aceitas Anthony como teu marido para respeitar e amar, para o melhor ou pior, na pobreza e na riqueza, na doença e na saúde, até que a morte vos separe?
Anthony, Diane'i bugünden itibaren... onu sevip sayip iyilikte, kötülükte... zenginlikte, fakirlikte, hastalikta ve saglikta, ölüm sizi ayirana kadar karin olarak kabul ediyor musun?
Anthony, aceitas a Diane como tua esposa, para respeitar e amar para o melhor ou pior, na riqueza e na pobreza, na doença e na saúde, até que a morte vos separe?
İyilikte ve kötülükte, zenginlikte ve yoksullukta,
... no melhor e no pior, na riqueza e na pobreza,
Zenginlikte, fakirlikte, hastalıkta sağlıkta ölüm sizi ayırana dek?
... na riqueza e pobreza, na doença e na saúde... ... até que a morte os separe?
Michael Andrew Felgate Gina Maria Vitale'yi yasal eşin olarak alıyor musun? Bugünden itibaren iyi günde ve kötü günde zenginlikte ve yoksullukta hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırıncaya dek sevip koruyacak mısın?
E Michael Andrew Felgate aceita Gina Maria Vitale como sua legítima esposa para amar e respeitar de agora em diante, nos bons e maus momentos na riqueza e na pobreza na saúde e na doença, até que a morte os separe?
zenginlikte utanılacak bir şey yok, canım.
Não há vergonha na riqueza, minha filha.
Susan, Zenginlikte ve yoksullukta, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana kadar Rick'i yasal kocan olarak kabul ediyor musun?
Susan, aceitas o Rick como seu marido, na riqueza, na pobreza, na doença e na morte, até que a morte vos separe?
Rick, Zenginlikte ve yoksullukta, hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana kadar Susan'ı yasal eşin olarak kabul ediyor musun?
Rick, aceitas a Susan como sua esposa, na riqueza, na pobreza, na saúde e na doença, até que a morte vos separe?
Zenginlikte boğuluyorum.
Sufocada pelos ricos.
Zenginlikte, yoksullukta...
- Na fortuna e na desgraça...
Bu yüzükle birlikte, zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek kocan olmayı kabul ediyorum.
Com este anel te desposo. Na riqueza e na pobreza. Na saúde e na doença.
Ve sen Melissa, Marc'ı... iyi günde kötü günde zenginlikte-yoksullukta hastalıkta-sağlıkta, ölene kadar kocan olarak kabul ediyormusun?
E tu, Melissa, aceitas o Marc para ser o teu amado esposo para te ter e apoiar, a partir deste dia para o melhor ou pior, na riqueza e na pobreza na doença e na saúde, até que a morte vos separe?
Bu günden böyle, zenginlikte ve yoksullukta... hastalıkta ve sağlıkta Tanrı sizi ayırıncaya dek?
Aceitas Barnaby Caspian como teu marido para amá-lo e respeitá-lo a partir de hoje na riqueza e na pobreza, na saúde e na doença até que a morte os separe?
Ve sen Julianne, bu adamı ömrünün sonuna kadar iyi günde, kötü günde, zenginlikte, yoksullukta... -... hastalıkta, sağlıkta eşin olarak kabul ediyor musun?
E tu, Julianne, aceitas este homem para teu marido, para amar e apoiar daqui para a frente, no melhor e no pior, na riqueza e na pobreza na doença e na saúde, até que a morte os separe?
Zenginlikte, yoksullukta, hastalıkta, sağlıkta.
Tu disseste : "Na riqueza e na pobreza. Na doença e na saúde."
Rosalie, Jerry'i yasal eşin olarak kabul ediyor, bugünden itibaren onu hep koruyacağına, iyi günde kötü günde, zenginlikte ve yoksullukta, hastalıkta ve sağlıkta onu seveceğine ve ölüm ayırana kadar yanında olacağına söz veriyor musun?
Rosalie, aceitas Jerry como teu marido, a dar e partilhar, para o melhor ou o pior, na riqueza e pobreza, na doença e na saúde, amar e proteger, até que a morte vos separe? - E Jerry, aceitas a Rosalie como tua mulher... - Aceito.
Zenginlikte ve yoksullukta....
Na riqueza e na pobreza.
- Zenginlikte, fakirlikte.
- Na riqueza e na pobreza.
Zenginlikte ve fakirlikte.
Na riqueza e na pobreza.
Hastalıkta ve sağlıkta, zenginlikte ve yoksullukta ölüm bizi ayırana dek.
Na doença e na saúde. Na doença e na saúde. Na pobreza e na riqueza.
Hastalıkta ve sağlıkta, zenginlikte ve yoksullukta, ölüm sizi ayırana dek ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun?
Irás obedecer-lhe e servi-lo, amá-lo, honrá-lo e permanecer junto dele na doença e na saúde? e abandonar todos os outros até ao fim das vossas vidas?
" fakirlikte zenginlikte,
" na riqueza ou na pobreza,
Sen Teresa Scott, Jonathan Davenport'u iyi günde kötü günde, Zenginlikte, fakirlikte hastalıkta, sağlıkta Ölüm sizi ayırınacaya kadar Kocan olarak kabul ediyor musun?
E você, Teresa Scott, aceita Jonathan Davenport para amar, honrar e respeitar, na alegria e na tristeza, na riqueza e na pobreza, na saúde e na doença, até que a morte os separe?
Ve "Zenginlikte ya da fakirlikte" diye ettiğimiz yemini hatırlıyor musun?
" Amor... lembras-te dos votos... quando dissemos'na riqueza ou na pobreza'?
Seni her zaman, iyide ve kötüde zenginlikte ve fakirlikte...
Para ter e manter... para o melhor ou para o pior... na riqueza... ou na pobreza...
Bu günden sonra seni her zaman iyide ve kötüde zenginlikte ve fakirlikte hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana kadar sevip gözeteceğime söz veriyorum.
Para ter e manter, de hoje em diante... para o melhor ou para o pior... na riqueza e na pobreza, na doença ou na saúde... para amar e respeitar... até que a morte nos separe.
Hastalıkta, sağlıkta, zenginlikte, fakirlikte. Seninle olduğum sürece tam olacağım.
Na doença e na saúde, na riqueza e na pobreza, sempre que estiver contigo, estarei completa.
İyi ya da kötü günde, zenginlikte ya da yoksullukta, hastalıkta ve sağlıkta... seni kayıtsız şartsız seveceğime, ölüm bizi ayırana dek, sana hürmet edip, saygı duyacağıma söz veriyorum.
no melhor e no pior na riqueza e na pobreza, na saúde e na doença... prometo amar-te incondicionalmente honrar-te e respeitar-te, até que a morte nos separe.
Öyle mi? İyi ve kötü günde, zenginlikte ve fakirlikte hastalık- -
Jura-me que vais estar na riqueza e na pobreza, nos bons e nos maus momentos?
Yüce Tanrım, bu adamı zenginlikte, fakirlikte ve ölüm gölgesi vadisinde yürürken almanı istiyorum.
Louvado Senhor, peço-te que recebas este homem, na riqueza e na pobreza, enquanto caminha pelo vale das sombras da morte.
Ve sen Diana, bu adamı iyilikte ve kötülükte zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek kocan olarak kabul ediyor musun?
e tu, Diana, aceitas casar com este homem, para o bem e para o mal, para a riqueza e para a pobreza, para a saúde e para a doença, ama-lo e respeita-lo até que a morte vos separe?
Onu sayacağına, rahat ettireceğine hastalıkta ve sağlıkta, yoksullukta ve zenginlikte ve her ne olursa olsun, ölüm sizi ayırana kadar onu sevmeyi kabul ediyor musun?
Promete amá-lo, confortá-lo, honrá-lo e respeitá-lo, na saúde e na doença, na riqueza e na pobreza, e ser fiel em todos os dias das vossas vidas?
Onu sayacağına, rahat ettireceğine koruyacağına, hastalıkta ve sağlıkta, yoksullukta ve zenginlikte ve her ne olursa olsun, ölüm sizi ayırana kadar onu sevmeyi kabul ediyor musun?
Prometes amá-la, confortá-la honrá-la, protegê-la, na doença e na saúde, na riqueza e na pobreza, ser fiel em todos os dias da vossa vida?
Ve sen Jerry, Rosalie'yi yasal eşin olarak kabul ediyor, bugünden itibaren onu hep koruyacağına, iyi günde kötü günde, zenginlikte ve yoksullukta, hastalıkta ve sağlıkta onu seveceğine ve ölüm ayırana kadar yanında olacağına söz veriyor musun? Evet.
Aceito.
Ben, Samantha Jane Lockwood seni, Clayton Beresford Jr'ı bu geceden itibaren iyi günde, kötü günde zenginlikte, fakirlikte hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana kadar sevip korumak için kanuni kocam olarak alıyorum.
Eu, Samantha Jane Lockwood... "aceito-te a ti, Clayton Beresford Jr..." aceito-te a ti, Clayton Beresford Jr...
zengin 148
zenginlik 21
zenginsin 20
zengin mi 32
zenginim 27
zenginiz 44
zengin olduk 48
zengin olacağız 55
zenginlik 21
zenginsin 20
zengin mi 32
zenginim 27
zenginiz 44
zengin olduk 48
zengin olacağız 55