English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zevksiz

Zevksiz translate Portuguese

188 parallel translation
Harika bir yıldızın, bir artistin bu kadar zevksiz olması.
Como pode uma grande estrela, uma artista, ser tão inartística?
Son derece zevksiz bir etki.
O mais desagradável.
- Bu çok zevksiz bir şey.
- É vulgar.
Zevksiz mi?
Näo tem gosto?
Zevksiz bir şeydi.
Foi de mau gosto.
Mae, pirinçten tahtına oturmuş, o zevksiz arabayla anacaddeden geçerken gülümseyerek herkese selam veriyor ve bütün serserilere öpücük dağıtıyordu.
Sentada no trono a desfilar naquele carro alegórico piroso, a sorrir, a acenar e a mandar beijinhos ao povinho.
Biraz zevksiz.
É um pouco severo...
Zevksiz değil.
Não.
Bu zevksiz, nezaketsiz adamdan burada sözleşmeli çalışırken de hoşlanmazdım.
Nunca gostei deste homem rude e cruel, quando aqui trabalhava...
İç çamaşırlarında çok zevksiz.
E que roupa interior!
Onu o zevksiz hayatından kurtarıyoruz.
Não vai passar o resto da vida a lavar a louça duns velhos.
Münasebetsizliğini zevksiz ve korkunç buluyorum.
Acho a tua frivolidade de mau gosto e macabra.
Mobilyalar çok kötü. Çok zevksiz.
- A mobilia deles é uma lastima.
O da diğeri gibi zevksiz olacaktır!
Não sei o que seria mais desagradável.
Bence çok zevksiz.
Acho que isso é de muito mau gosto.
Kalleşçe, İngiliz'e yakışmaz ve çok zevksiz yapılmış.
Não é desportivo, não é inglês, e é de muito mau gosto.
Bu çok zor ve zevksiz bir iş olacak. Bunu yapmak için zorlu ve zevksiz biri gerekecek.
Vai ser uma missão muito violenta e desagradável, que exigirá um homem muito violento e desagradável.
- Yapma Henri, çok zevksiz.
Ora, Henri, é de mau gosto!
- Gerçekten zevksiz biriymişsin. - Ne?
- Você é mesmo um filisteu, não é?
Sigorta şirketini dolandırmak için yapılan küçük, zevksiz bir plan mı?
Uma conspiração suja para defraudar a companhia de seguros?
Planı zevksiz bulduğun için üzgünüm.
Lamento que ache a conspiração suja.
Eski zevksiz bir swansea yapboz testi belasına ne dersin?
Que tal destruir aquele jarro quebra-cabeças?
Onu mezartaşının altında, aşırı ve zevksiz bir şekilde süslenmiş paraphernal'inin arasında buldular.
Encontrou-a deitada sob a lápide numa abominável parafernáli...
Senin gibi zevksiz bir dolandırıcının yaptığı iki paralık, kıçı kırık, ucuz bir yapımda oynamayı mı?
Entrar numa produção de meia-tigela, contratada por um trapaceiro de segunda, como você?
Zevksiz pijamana bakmak zorunda kalmam.
Não terei de olhar mais para o teu pijama horrível.
Şu zevksiz eski şeyi lokantaya götürmeye karar verdi.
Ela decidiu levar isto ao restaurante.
Çok zevksiz.
Que desleixado.
Bunu yapmak zorundayız, ne kadar zevksiz birşey olsa da.
Temos de fazê-lo, por mais repugnante que isto seja.
- Şu zevksiz şeyden kurtuluyoruz.
Estamos nos libertando dessa roupa terrível
- Ben bu zevksiz şeyi seviyorum.
Acontece que eu gosto... desta roupa...
Çok zevksiz giyiniyorsun.
Vestes-te como um vadio.
Sen bu paspal, zevksiz takımla tarzımı bozarken... ben kendimi nasıl bir iş adamı diye satarım, Jackson?
Como posso fingir que sou um homem de negócios se dão cabo do meu estilo com estas roupinhas foleiras?
Çok zevksiz.
- Aquele é repugnante.
Sadece, zevksiz alt sınıf insanların alışveriş yapacağı ucuz ve şatafatlı mallarla dolu bir sürü dükkan.
Apenas lojas a vender coisas baratas e vistosas que só atraem o mau gosto dos consumidores da classe baixa.
Bay Nixon hakkında çok zevksiz bir parodi yaptı.
Fez uma paródia indecente ao sr. Nixon.
Zevksiz.
Chato.
Zevksiz.
Aborrecido.
Bu, ucuz, zevksiz paçavra.
É uma porcaria vulgar e de mau gosto!
Déjà vu hissi yeniden içimi kapladığında hâlâ, bir insanın, nasıl Chuck kadar zevksiz olabildiğini anlamaya çalışıyordum.
Eu ainda tentava entender como alguém pode ser tão insensível quanto Chuck quando a sensação de déjà vu atacou de novo.
Zevksiz.
Que falta de classe.
Zevksiz bir şeyler yapmak. Kaba, yavan...
Fazer uma coisa crua, suja, grosseira.
- Sevmiyorsun. Roy Dillon, zevksiz palyaço resimleri seven pazarlamacı, bunların hepsi numara.
Roy Dillon, quadros de palhaços, comissões de vendas...
Çok zevksiz!
Detestável.
Böyle cahil ve zevksiz bir adamın ellerinde olmaları ne yazık!
Como é que este filisteu as tem em seu poder?
Çok zevksiz giysilerin yanı sıra nadir güzelliklerin insanı şaşırttığı anlar da yaşanacak.
Haverá imensas faltas de bom gosto, mas também maravilhosos momentos de rara beleza.
Zevksiz bir erkek olduğu kesin.
É, sem dúvida, um homem sem bom gosto.
Zevksiz ve ahmakçaydı.
Foi sem graça e grosseiro!
Tıpkı bu gecenin zevksiz masalındaki adam gibi.
Mais ou menos como o homem do nosso conto de hoje.
Zevksiz, tek gecelik bir ilişki istediğimi düşünüyorsun.
Você acha que estou interessado em algum romance de uma noite.
Çok zevksiz.
É horrível.
En zevksiz işlerimi yaptım.
Fiz as tarefas todas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]