Zielinski translate Portuguese
22 parallel translation
- Zielinski, efendim.
- Quem és tu? - Zielinski.
- Zielinski benim yaverim.
- É o Zielinski, a minha ordenança.
Al. Bu Zielenski'den.
- O Zielinski enviou-te isto.
Sayın hakim, yavşaklık bir suç olsaydı Bay Zielinski'yi hapse atın derdim.
Meritíssima, se ser idiota fosse crime, diria para prenderem o Sr. Zielinski.
Sayın hakim, elimizde Bay Zielinski'nin bir kaydı var.
Meritíssima, temos uma gravação do Sr. Zielinski.
Bay Zielinski'nin kameralar kayıtta değilken nasıl biri olduğunu gösteriyor.
É assim que o Sr. Zielinski fala quando acha que as câmaras não estão a filmar.
- Zielinski'nin elinde bunlar yok.
- O Zielinski não tem estes dados.
- Bay Zielinski -
- Sr. Zielinski...
Zielinski bu konuda dürüst olabilir.
E o Zielinski pode ter alguma integridade.
Ben Zielinski gibiyim sen de Solis.
- Eu sou o Zielinski, tu o Solis.
- Olabilir. Ama Zielinski'nin kaynağının kim olduğunu buldum.
Talvez, mas já sei quem é a fonte do Zielinski.
Zielinski'nin çektiği bir video kaydının parçasını buldum ekibi hazırlanırken o arka planda Ruben Hernandez ile ateşli biçimde konuşuyordu.
- Como assim? - Encontrei imagens dum segmento que o Zielinski gravou nos treinos enquanto a equipa se preparava. Ele está a ter uma conversa bastante intensa com o Ruben Hernandez.
Ne olmuş? Zielinski bir spor muhabiri.
O Zielinski é jornalista desportivo.
Ya da öyle yaklaştı çünkü Zielinski gördüğüm o kayıt tarihinden bir hafta sonra suçlamalara başladı.
Pelo menos, abordou-o. As acusações do Zielinski começaram uma semana depois dessas imagens.
Hernandez'in söylediklerini araştırması için yeterli bir zaman.
E o Zielinski pode investigar o que o Hernandez lhe disse.
O hilelerinden birine ihtiyacımız olacak çünkü Zielinski'nin kaynağı açıklanmazsa bize bir yararı olmaz.
- Mas vais precisar do que sabes. De que nos servirá a fonte do Zielinski se não falar publicamente?
Tony Zielinski'yi temsil ediyorum.
Represento Tony Zielinski.
Yaptığında ise ben de onlara Zielinski'nin kaynağının kulübün içinden... -... olduğunu söylerim.
E contarei tudo sobre a fonte do Zielinski na sua casa de campo.
Hayır, imkanı yok. Zielinski Ruben'i açıklamak isteseydi şimdiye kadar yapardı.
Se o Zielinski fosse abdicar do Ruben, já o teria feito.
- Yaparsan Zielinski adını bir daha anmayacak.
Se o fizer, o Zielinski nunca mais falará de si na televisão.
Bay Zielinski seni istedi... daimi görev.
O Sr. Zielinski requisitou-te para um trabalho permanente.
Bay Zielinski... ben zenci bir kadınım.
Sr. Zielinski, sou uma mulher negra.