English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zihinsel

Zihinsel translate Portuguese

1,422 parallel translation
- Zihinsel problemli olanlarla
Com problemas mentais.
Pekala, Charles Manson diğer adıyla İsa Mesih, sonsuz ruhun soyu ve mahkumu bu teklifi Mesih Manson adına sunar ve der ki şerif beni, yasalara aykırı ve insan ya da Tanrı katında hükmü olmayacak bir biçimde beni, bütün ruhsal, zihinsel, fiziksel ve moleküler özgürlüğümden yoksun bırakıyor bu yüzden hemen şimdi salıverilmemi teklif ediyorum.
Charles Manson também Jesus Cristo, prisioneiro, e a familia da alma infinita preenchem esta moção em nome de Manson Cristo acusando o xerife de me privar de toda a minha liberdade espiritual, mental, fisica e molecular de forma inconstitucional, fora da lei do Homem ou de Deus pedindo para ser libertado desde já.
Ailenizde daha önce zihinsel rahatsızlık geçiren var mı?
Há alguma história de doenças mentais na sua família?
Peki sizin zihinsel durumunuz ; nasıl tanımlarsınız?
E como descreveria o seu estado psicológico neste momento?
Annen, zihinsel bir sorunun olduğunu düşünerek mezara girdi.
A tua mãe foi a enterrar achando que eras maluca.
Zihinsel olarak bedelini ödüyorum.
Psicologicamente afectou... Afectou-me bastante, e estou muito preocupado com ele.
Bu yüzden, zihinsel uyarıcı uygulanmış bir dizi çalışma yaptı... ve bunu mikroskobun karanlık alanıyla fotoğrafladı.
Ele então realizou vários estudos onde aplicou estímulos mentais e fotografou-os com um microscópio de anti-matéria.
O birine faydası dokunabilir. Onun zihinsel engelli olduğunu biliyorsun, Glenn.
Mesmo sabendo que resistirias, a polícia poderia interrogar-te e forçar-te a revelar o que eu te contasse.
Ama Anayasa Mahkemesi zihinsel engelli insanları idam etmenizi yasaklamıyor mu?
O pouco que me resta. Vamos falar a sério.
- IQ'su 80. Teksas'da zihinsel engel sınırı 70'dir.
E poderia transferir propriedades para teu nome sem pagar impostos.
İlk ( zihinsel ) çöküntülerinden birini 1884 de yaşadı ama yüzyılın sonuna doğru bu nüksetmeler giderek daha sık olmaya başladı.
Certo. Mas por volta do virar do século, estas recaídas da sua doença mental tornam-se cada vez mais frequentes.
Pek çok insan zihinsel hastalığının uğraştığı inanılmaz derecede soyut olan matematik problemleri nedeniyle tetiklendiğini söylemeye çalıştı.
Muitas pessoas tentaram dizer que a sua doença foi de certa forma desencadeada pela matemática incrivelmente abstracta com que lidava.
Ama yine de klinik bulunmak için güzel bir yerdi - rahat, sessiz ve huzurlu. Ve Cantor burada geçirdiği zamanın genellikle ona araştırmalarına devam edebilecek zihinsel gücü verdiğini düşünürdü.
Ainda assim, a clínica era um bom sítio para se estar, confortável, serena e pacífica, e, muitas vezes, Cantor achava que o tempo que aqui passava lhe fornecia a força mental para continuar a sua exploração do infinito.
Fiziksel ölümden önce zihinsel bir ölüm oluşacak.
Terá uma morte cerebral antes de da sua morte física.
- zihinsel kapasiteye sahip değildi?
- de ser feliz sem o senhor?
Kaptanın zihinsel durumunu doğrulayana kadar geciktirmek zorundasın.
Tem de a atrasar até verificarmos o estado mental do Capitão.
Zihinsel disiplinimiz acıyı bastırmamıza olanak sağlar.
A nossa disciplina mental permite-nos reprimir a dor.
Değildi, sadece zihinsel engelliydi.
Era só atrasado mental.
Zihinsel işlevlerini hızla yitiriyor.
Deterioração progressiva do estado mental.
Zihinsel yetenekleri üzerindeki etki geçici. Konuşamaması gibi.
O estado mental alterado vem e vai, assim como a fala.
Doktorlar, sende zihinsel rahatsızlık olduğunu söylemiş.
Os médicos disseram que tinhas uma deficiência mental.
Zihinsel stresten dolayı Yıldız Geçidi programını terk ettin ve ayrıca benimle ve bir çiftlik dolusu kokan hayvanla beraber olmak istedin.
Há um ano, deixaste o programa Stargate, devido ao stress mental e porque querias estar comigo numa quinta com animais mal cheirosos.
Bazı Kadim teknolojileri, çalışmak için zihinsel bileşen kullanıyor.
Alguma da tecnologia dos antigos utiliza um factor mental.
Zihinsel hastalık, yani...
Doente mental...
Nasıl bir zihinsel hastalık bu?
Até que ponto é perigoso?
- Hayır. Jeffy zihinsel engelli. Hatırladın mı?
O Jeffy mentalmente desajustado.
- Zihinsel özürlü taklidi yapıyorum böylece Özel Olimpiyat'lara fesat karıştırıp... bundan para kazanabileceğimi düşündüm.
Tenho estado a fingir ser mentalmente desajustado para aldrabar as Olimpíadas Especiais e ganhar dinheiro com isso.
Senin zihinsel özürlü olduğunu sanıyor!
Ela acha que és atrasado mental.
Ben zihinsel engelli değilim.
Não sou mentalmente desajustado.
Bunu zihinsel olarak yap
Fá-lo tua mente.
Hareketli görünüyor, devamlı zihinsel çaba gerektiren bir çalışmaya
Parece agitado. Evita dislexias...
Ben senin gerçekte zihinsel sindirim güçlüğünün ızdarap olmaksızın bundan deneyim kazanıp yemen için gönderdim.
E então te mando comer por mim. Então tenho que experimentar. Sem ter de sofrer uma indigestão mental.
Bir insanın zihinsel özellikleri ile kendisine düşen yemek miktarının ne alakası alabilir ki?
como pode ser isso organizado tem haver com número de pessoas?
bitmek bilmeyen yemek ve su yoksunluklarıyla, fiziksel ve psikolojik işkencelerle yapılan tıbbi deneyleri kapsıyor. Zihinsel dengesizliklere yol açan, enfeksiyonlara, ve daha bir çoğuna...
privação de comida e bebida, torturas físicas e psicológicas, que resultam num desequilíbrio mental, infecções e assim por diante.
Kötü k omedi tarzın sadece zihinsel gelişmemişlere hitap etmiştir.
O teu tipo de comedia baixa sempre apelou à mentalidade adolescente.
Artık hem sağır, hem kör, hem de zihinsel engelli.
Agora, além de cega e surda, é também retardada.
Zihinsel engelli değil!
Não está mentalmente retardada!
- Zihinsel travma geçirmiş 17...
- Está mentalmente traumatizada...
Zihinsel tedavi diye bir şey duymadın mı?
Nunca ouviste falar de tratamento psicossomatico?
Zihinsel bir yolculuk, tamam mı?
Uma expedição mental, está bem?
Tüm Echoların yanı sıra Foxtrotlar, Gammalar ve Hilolar olmak üzere birbirini izleyen her nesilde aynı zihinsel kalıbı gördük.
Detectámos as mesmas funções neurológicas em todos os Ecos, e em todas as gerações seguintes : Foxtrots, Gamas e Hilos.
Şunu belirtmeliyim ki, bayım, her ihtimale karşı, bir sorun çıkarsa diye sizin zihinsel haritanızı çıkarıyorum.
Devo dizer-lhe senhor, que lhe estou a tirar uma fotografia mental. Só em caso de surgir algum problema...
Bu yüzden, O gerçek bir gören göz fahişesi değil... ve ayrıca zihinsel özürlü.
Por causa disto, ela não é uma verdadeira cadela guia... e também é mentalmente desarranjada.
O zihinsel özürlü!
Ela está demente!
Hiçbir akıl hastanesini veya zihinsel hastalıklar hastanesini ziyaret ettiniz mi?
Alguma vez visitou um manicómio ou um hospital de doenças mentais?
O zaman ailenizde zihinsel rahatsızlık geçmişi var, öyle mi?
Há então uma história de doença mental na sua família?
Efendim, sokağın köşesinde birini böcek yerken görseniz o kişinin zihinsel hasta olduğunu söyler misiniz?
Então se vir alguém a comer insectos numa esquina diria que essa pessoa estava mentalmente doente?
İlaç, onu ayinin hedeflediği psiko-zihinsel şoka bağışık yaptı.
O medicamento imunizou-a ao choque psico-espiritual que o exorcismo pretende provocar.
Sen zihinsel özürlü müsün?
És atrasado ou quê?
Zihinsel özürlü olmamı mı isterdin?
Querias que eu fosse atrasado?
"Symptomus Moronicus" - Jeffy'nin yüksek derecede zihinsel gelişme bozukluğu var.
Deficiente ao nível do desenvolvimento altamente funcional.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]