English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zombiler

Zombiler translate Portuguese

520 parallel translation
Etrafından dönüp dolanan bu zombiler de kim?
Quem são estes zombies que o seguem sempre? Vamos!
Bu adalarda, garip efsaneler - voodooism, zombiler - yüzyıllardır vardır.
Nestas ilhas,... lendas fantásticas ritos do vodu, zombies rondam durante séculos.
Queens'ten Coney Adasına, zombiler heryeri ele geçirmiş durumda.
Os zombies estão em todos os lugares. O Governador declarou estado de Emergência... e pediu ao presidente imediata assistência.
Zombiler.
Zombies.
Zombiler, patlayan beyinler ürkütücü korkunç ve bir parti buluşması.
Zumbis? Cabeças que explodem? Coisas rastejantes e um encontro para uma festa?
Zombiler, hatırladın mı?
Zombies, lembra-se?
Hayallerimin kadını, zombiler kraliçesi, uzun saçlı Debbie.
Certo. A do cabelo longo... rainha zumbi, a minha fantasia.
"Siktirin gidin, yaşayan ölüler, sizi zombiler, sizi orospu çocukları."
seus filhos da puta.
Zombiler memleketi, sanırsın.
É uma nação cheia de zombies.
Bu roman, gecekondularda zombiler gibi yaşayan insanların hayal kurmasına yardımcı olamaz.
Não, obrigada. Quem sonha com pessoas que vivem num bairro miserável, gente com reforma antecipada, autênticos mortos vivos?
- Zombiler hakkında ne bilirsin?
- O que sabes sobre mortos-vivos?
Şu biyonik zombiler mi?
Esses zumbis biónicos de que falou?
Ya ejderhalar, dev örümcekler, mumyalar, zombiler ve hayal gücümün diğer ürünleri?
E se aparecerem dragões, aranhas gigantes, múmias, mortos-vivos e outras invenções da minha imaginação?
- Zombiler gibi.
- Como zombies.
"Zombiler" daha doğru.
Zombies.
Zombiler yaşayanların etini yemez.
- O quê? Os zombies não comem a carne dos vivos.
Şimdi, zombiler gelmeden önce içeri girin.
Agora venham para aqui antes que aqueles zombies vos apanhem.
- Zombiler, çocuklar.
- Zombies.
- Ama zombiler geliyor.
- Os zombies estão a chegar.
- Burada zombiler var.
- Há aqui zombies.
Diğer zombiler de normale dönerler.
Todos os outros zombies vão voltar ao normal.
Zalim bir sisteme teslim olan kafasız zombiler.
Zombies irracionais rendendo-se a um sistema opressor.
Yani siz öç almak için cehennemden kaçan, et yiyen zombiler mi, oldunuz?
A questão é : Vocês, zombies carnívoros, voltaram do inferno para se vingar?
Burada pek çok tuhaf olay oluyor. " - Zombiler!
"Muitas coisas estranhas acontecem aqui."
Eveeet, gelin de alın Zombiler.
Zombies! Juntem-se a festa!
Zombiler saldırıyor.
Acção mortos-vivos.
Hayaletler ve zombiler bizim bastırılmış cinsellik ve yamyamlıkla ilgili korkularımızın ve arzularımızın birer yansımasıdır.
Os mortos-vivos são projecções dos nossos desejos canibais e sexuais.
Dinazorumsu bir şey mi, zombiler mi, vampirler mi, ne?
Lagartos, ou zumbis, ou vampiros, ou o quê?
Yahudi Zombiler parti veriyormuş. Geliyor musun?
O morto vivo Chanucá vai dar uma festa na B'nai Brith.
Lanet zombiler!
Raios partam, Ghouls!
- Zombiler topluluğu!
- Que cambada de molengas inúteis!
Hayaletler sana dokunamaz. Zombiler bir anda kaybolamaz. Neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyorum.
Mas não percebo, os fantasmas não nos podem tocar e os zombies não desaparecem, por isso, eu não sei...
Uzaylı zombiler dünyaya saldırıyor.
Zombies alienígenas estão a atacar a Terra.
Hey, uzaylı zombiler, gidip şu yüzükten yüklenin!
Zombies alienígenas, vejam bem aquele anel!
17. yy'da, Ching Hanedanı döneminde Çin'in kırsal kesimlerinde insan eti yiyen zombiler dolaşıyordu. Bu korkunç huy onları vampire dönüştürdü.
Na China rural do século XVII, durante a dinastia Ching, os mortos-vivos vagueavam pela terra, alimentando-se de carne humana, um hábito horrível que os transformou em vampiros.
Bu zombiler, yaşamak ve en sonunda vampire dönüşmek için öldürdükleri canlıların etiyle beslenirler.
Os mortos-vivos alimentam-se de carne viva, destruindo a vida para viverem e acabam se transformando em vampiros.
Onlar gerçekten var mı? Yoksa zombiler mi?
Existem ou são assombrações?
Evet. Yumurta kafaları kırmadan üniversite yapamazsın. İçinde deli saçmalıkları olmadığı sürece "Zombiler" diye bir kitap yazamam.
Não se pode erguer uma Universidade sem incomodar alguns intelectuais, e... eu não podia escrever um livro intitulado "Assombrações"... sem arriscar que o tomassem por delírios de um louco.
Michael, eğer şimdi korktuğunu düşünüyorsan, zombiler dışarı çıkana kadar bekle!
Michael, se pensas que tens medo agora, espera que os zombies saiam!
Bunlar beyin yiyen zombiler.
Estas coisas são zombies comedores de cérebros.
Koca duvarlar, asit yağmurları, zombiler.
Paredes gigantes, chuva ácida, zombies.
Zombiler ağır hareket ederler ve insan eti için deli olurlar.
Zombis são lentos, maus e gostam de carne humana.
- Zombiler.
- Zombis.
Zombiler kıçımı yesin.
Zombis, uma ova.
Önünüzde zombiler var.
Zombies à frente.
Peki ya Zombiler.
E zombies a sério?
Korkunç zombiler.
Zombies assustadores.
Hepsi sülük gibi TV'ye yapışmış durumda... Zombiler gibi izliyorlar. Mutluluklarını kaybetmiş haldeler.
Todos colados à televisão... a ouvirem zombies que falam de uma felicidade há muito perdida.
Zombiler!
Zombies.
Zombiler.
Loas... zumbis.
- Zombiler ve yaratıklar.
- Monstros e alienígenas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]