Zor iş translate Portuguese
1,284 parallel translation
Picasso, Braque ve benzerleriyle uğraşıyor olmak zor iş.
É importante se o penduram ao lado de Picasso e Braque...
Elemanlardan bazılarını değerlendiriyorum, zor iş.
Estou a avaliar algum pessoal e isso é sempre difícil.
- 3 gündür. - Zor iş.
- Tens um trabalho difícil
Gönderebilirsek bende Yüzbaşı Barclay'e yaptığı bu zor iş için ona bir teşekkür notu göndermek isterim.
Nos mantenha à par. Eu gostaria de enviar ao Tenente Barcklay uma pequena nota de agradecimento por seu duro trabalho.
K-Ö-P-E-K Snoop olmak bir nevi zor iş.
Não é fácil Ser como o Snoop Doggy Dogg
Evlilik, bizim yaptığımız en zor iş.
O casamento é a coisa mais difícil que fazemos.
Çok zor iş mi yani geç gelmek?
Este trabalho é dificil?
Atlatmak, zor iş... Ama, ben...
É dificil, mas eu também o sou.
Dawn, bu dünyadaki en zor iş. Burada yaşamayı becermek.
Dawn, a coisa mais dura neste mundo é ter de viver nele.
Bu çok zor bir iş.
Não posso.
Zor degil. Bakın, çocuklar, bu iş yıllarca sürdü.
Ouçam, rapazes, isto funcionou durante anos.
Burada David Crosby'nin organ nakli ile ilgili yaptığı konuşma ile ilgili çok hoş bir kaset var. Gerçekten zor bir iş.
Escreveu ela aquele discurso que o David Crosby costuma debitar, sobre transplantes e coisas...
Zor bir iş değildi.
Não era coisa de atleta.
Eğer bu iş zor olacaksa, olsun.
Se correr mal, azar.
Bu kadar bilgili ve meraklı olmak çok zor bir iş olsa gerek
É muito difícil passar despercebido e silencioso.
Bana da zor bir iş gibi geldi bu ve ben zorlukları severim.
Pareceu-me um desafio e eu gosto de desafios.
- O iş çok zor. Bir oyuncu için çok zor şey, aynı şekilde replik ezberlemek de, değil mi?
Deve ser o que há de mais difícil para um actor, isso e decorar as falas.
Yani bu iş çok zor, hiç denemeyin mi demek istiyorsunuz?
Então só porque é difícil, nós não devemos tentar?
Toplayıcılık kolay bir iş değil, çok zor bir iş.
Respigar não é brincadeira, é trabalho duro.
Bu iş biraz zor. Özel yetenekleri olan birine ihtiyacım var.
Eu preciso de alguém com habilidades especiais como ele.
Bu bölgede iş bulmanız çok zor. Tek söyleyebileceğim bu.
Só posso dizer que pode ter dificuldade em encontrar um emprego cá.
... Şey, bu zor bir iş olacak çocuklar.
Bem, vai ser renhido, meninos.
Ve bu iş ne kadar zor olacak?
Isso é muito difícil?
Yaptığımız iş zaten yeterince zor.
O trabalho já é suficientemente difícil.
Başkan olmak zor bir iş.
Ser presidente é trabalho duro!
Zor bir iş, değil mi?
É traiçoeiro, não é?
Zor iş.
Isto está a correr mal.
Zor bir görevde, çok iyi iş çıkardınız.
Ontem fizeram um bom trabalho. Era uma missão difícil
Bakın, sizinle dürüst konuşuyorum, bu zor bir iş değil.
Darren, tenho que ser sincero. Não é tão difícil.
Yapmam gereken zor bir iş olduğunu biliyorum,... ama sizin yardımınızla, bildiğimi yaparım.
Sei que já tenho a papinha feita, mas com a vossa ajuda, sei duma coisa.
Ve iş zor olduğu için pes eden iri, postlu, ağlayan bir bebeği dinliyorum.
Agora este bebé grande e peludo chora, e quer desistir porque é difícil.
Bu, uzun ve zor bir iş.
Estamos nesta até o fim.
Zor bir iş olacak ama bu sana bir şans verecek.
Vai ser trabalho duro, mas assim terás uma hipótese.
Sanırım artık bir şeyin ne olduğunu söylemek çok zor bir iş.
Hoje em dia as pessoas não querem mais chamar as coisas pelo nome.
Çok kaba. MBA zor bir iş, Naina! Seni meşgul eden bir tek MBA mi?
Emails, cartas, faxes... eu enviei-te tudo e tu não me respondeste a nada... muito mau.
Uzaylı tehlikesine karşı savaşmak zor bir iş olabilir.
Combater a ameaça extraterrestre pode ser um trabalho duro.
- Zor bir iş olmalı.
Deve ser útil.
Sana zor bir iş verecek.
Ele dá-te o trabalho pesado.
Biraz zor bir iş.
Restringe o leque de opções.
Genç Siyah azınlık için iş bulmanın ne kadar zor olduğunu anlıyorum. Ama bak ne diyeceğim?
Eu sei como é difícil os jovens negros arranjarem emprego
Zor bir iş değildir.
Este trabalho não é difícil.
Bizim iyiniyetimiz olmalı iş çok çok zor değilse iyi niyet insanlara yardım eder bu, toplumun temelidir çünkü... bu, en önemli zenginliktir.
Nós precisamos de boa vontade, a boa vontade de ajudar outras pessoas pelo menos quando não for tão difícil, porque esta é a base da sociedade, este é o recurso fundamental.
Hepsi de o kadar zor iş değil.
Estratégias de união.
- Bu iş çok zor ya.
Isto é duro, meu.
- Tanışmamız iyi oIdu, bu zor bir iş ve yardıma ihtiyacımız var.
Mas foi muito bom termo-nos conhecido, não foi? Este ramo é difícil e precisamos de toda a ajuda que pudermos arranjar.
Artık bu tür iş görmek zor.
Já não se vêm trabalhos deste tipo.
Gerçekten çok zor bir iş olacak.
- Vai ser uma tarefa enorme.
Çok zor bir iş olmalı.
Deve ser um trabalho importante.
Bir otel işletiyorum. - Zor bir iş mi?
- Trabalho árduo?
Lütfen şunu anlayın, buradaki amacımız seyircilere ne kadar zor bir iş yaptığınızı göstermek ve "60 Dakika" programının kıçını tekmelemek.
Por favor entendam que nossa meta é lhe mostrar ao público o incrivelmente difíceis que são seus trabalhos e mandar ao diabo a "60 Minutos".
Zor bir iş değil, ama kalbinin doğru yerde olması lazım, annadın mı?
Não é complicado, mas o teu coração tem de estar no sítio certo, topas?
isobel 20
isabella 89
istediğim 46
ister 23
isim 189
işim 71
isabelle 104
işini 16
istemiyorum 1125
isaiah 38
isabella 89
istediğim 46
ister 23
isim 189
işim 71
isabelle 104
işini 16
istemiyorum 1125
isaiah 38
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36