English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zorlamalar

Zorlamalar translate Portuguese

47 parallel translation
Annemi belgeleri imzalamaya zorlamalar. Sence de...
Obrigar a minha mäe a assinar um papel...
Ve bu psikolojik zorlamalar birleşerek bir tür duygusal yoksunluk yaratıp sevme ya da sevilme kabiliyetini engellemiş.
E penso que essas forças psicológicas se combinam para criar um vácuo emocional no qual te sentes incapaz de amar ou ser amada.
Alice, seni tekrar toparlamak için ilk iki hafta biraz zorlamaları gerektiğini söylediler.
Alice, diz que te presionan... as primeiras dois semanas, assim logo te podem recobrar.
Çok geç olmadan seni Glassman Klinik'e gönderecek zorlamalar.
Do tipo que te obriga a voltar para a clínica Glassman, antes que seja tarde demais.
İkisini de üstlenmeyi kabul ederse senden de çifte risk zorlamaları gelmezse, 30 yıl.
Se ele se declarar culpado de ambos, nada de julgamento duplo da vossa parte. Trinta anos.
Ortaçağa ait güvenlik zorlamaları... içten yanmalı sistem ölümcül oranda karbon monoksit üretmekte.
Medidas de precaução medievais... sistema de combustão interna produzindo níveis letais de monóxido de carbono.
Ed Deline'nın usulsüz zorlamaları olmadan mı?
Sem coação excessiva de Ed Deline?
Zorlamalarını ve herkesin geçmesini istediğin o aptal psikolojik testlerini anlamıyor.
As suas tácticas ridículas e os treinos, e aqueles testes psicológicos estúpidos que obriga toda a gente a fazer.
Zorlamalar gibi.
Mais como irritações.
Nazilerin, Gettoları nasıl idare ettiğine dair en rahatsız edici örneklerden biri de Yahudi liderlerini, yaşam ve ölüm kararlarını vermeye zorlamalarıdır.
Um dos aspectos mais perturbadores na forma como os nazis dirigiam os guetos, era a maneira como forcavam os líderes judeus a tomarem muitas decisões de vida ou de morte -
Kendisine en iyi şekilde davranılmalı. Zorlamalar, kötü muameleler skandallar yok.
Há que tratá-los bem, sem assédios nem torturas, nada de escândalos...
Yarı beslenilenlerin büyük bir kısmının zaten öldüğünü biliyoruz. ... vücuttaki zorlamaların komplikasyonları sonucunda.
Sabemos que uma grande parte daqueles que sobrevivem à... alimentação parcial morrem de uma forma ou de outra, devido à complicações do resultado do esforço do corpo.
Ölüm-kalım ciddiyetinde zorlamalar mı? Yani, önüne çıkan herkesi öldürüyor.
Compulsão é literalmente vida ou morte, se alguém interfere, ele mata.
Engizisyonun zorlamaları karşısında tarikat üyeleri yer altına çekildiler.
A Inquisição obrigou os membros do culto a passarem à clandestinidade.
Hayır, hayır. Seni zorlamalarına izin verme.
Não os deixes dominar-te.
Sence, tüm bu zorlamalar ve takıntılar altında... Jared Addison farklı birimiydi?
Achas que à parte de todas as compulsões e obsessões dele, o Jared Addison era uma pessoa diferente?
Bunu başarmaları için, banka soyguncularının kuantum fiziğinin sınırlarını zorlamaları gerekir. Bu teknolojinin maliyetinin bir düzine bankadan ancak sağlanabileceğini söylememe gerek bile yok.
Para realizar isto, os teus assaltantes precisariam de conhecimentos de ponta sobre física quântica, para além de tecnologia que custaria mais do que uma dúzia de bancos poderiam conter.
Beni aptal gibi görünmeye zorlamalarına izin vermeyeceğim.
Não vou deixá-los obrigarem-me a parecer estúpido outra vez.
Düne kadar yasa dışı olanların inançlarına, gelenek ve göreneklerine bizi zorlamaları hoşumuza nasıl gitsin ki?
Devemos tolerar que nos obriguem a acreditar na fé e nos costumes daqueles que até há pouco tempo eram proscritos?
Bunlar günü geçmiş, antika zorlamalar.
- leis superadas e pudicas?
Senelerce babamın zorlamalarına maruz kaldım.
Eu sofri uma vida inteira ameaças do meu pai.
Aşık iki insanın aile olmaları şerefine, insanları dans etmeye zorlamalarıdır.
São duas pessoas apaixonadas, que obrigam os amigos a dançar "We are family".
Zorlamalarıma karşı direnen birisini görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Já fazia algum tempo desde que alguém conseguia resistir à minha imposição.
Federal hükümetinin zorlamaları ne kadar güçlü olsa da bizler adalet için zorbalığa karşı mücadele edeceğiz.
Mesmo diante da força de todo o governo federal, iremos resistir à tirania em nome da justiça!
Bu kadar zorlamaları çok fena.
Não é horrível quando eles se dedicam tanto?
# Bu zorlamalar iradene boyun eğdirmeyecek..
- Vamos! # Esse continuo empurrar - - não se curvará à tua sua vontade -
- Seni buna zorlamalarına izin veremezsin.
- Eles não podem forçá-la.
Böylece ne yapmak istediğine karar vermek için zaman kazanırsın. Seni zorlamalarına izin verme.
E ganha um tempo para decidir, não deixes que te pressionem.
İlginç olan tek nokta rahibelerin ceza niyetine onu enstitüde restorasyon atölyesi olan bir adamla çalışmaya zorlamalarıydı.
A única parte interessante é que as freiras castigavam o rapaz ao obrigá-lo a trabalhar com o restaurador, que tinha lá a oficina.
Ve başarılı insanları birleştiren şey idealleri için kapasitelerini zorlamalarıdır.
E a única coisa em comum nos grandes homens o que alcançam sempre excede as suas expectativas.
Umarım bu miras, bizden sonra gelenlerin ; keşfetmeleri, sorular sormaları sınırları zorlamaları, gerçekten zor soruların cevaplarını aramaları için ilham kaynağı olmamız olur.
Espero que seja que seja uma inspiração para aqueles que virão depois de nós para continuar a explorar, para continuar a questionar continuar a pressionar os limites, para continuar a procurar respostas para aquelas questões realmente difíceis...
Çocuğumuz olması için zorlamalarından dolayı biz de seks yapmaya başladık.
Começámos a fazer sexo quando nos pediram para conceber.
Sonra Hannah ile tanıştım. Olmadığımız kimselere bizi zorlamalarıyla birbirimize bağlandık.
Então conheci a Hannah... e ligamo-nos por sermos forçados a fazermos coisas que não eram da nossa vontade.
Başlıklılar'ın saldırıları sadece finans sektöründeki kişileri silah zoruyla Glades'deki mal varlığını dağıtmaya zorlamalarıyla sınırlıydı.
Os ataques dos encapuzados restringem-se a pessoas do sector financeiro, tentam redistribuir, através da força, a riqueza no Glades.
Sendika olarak, eyaletin buraya gelip zorlamalar yapması ve en kötüsü de istasyonları kapatmasını konuşalım.
Vamos falar como nós, enquanto Sindicato, estamos a permitir que o Estado venha aqui, delegue mão de obra, e pior, feche batalhões.
Onun kırbacına köle olmanın ne demek olduğunu biliriz. Zorlamaları boktan yevmiyeleri dayanılmaz geri zekalılığı...
Sabemos como é ser escravos dos seus caprichos, da sua violência, dos seus salários de merda, da sua intolerável estupidez!
Bu sorunlarla başa çıkmak için fazla genciz ama onlar, sorunları üzerimize fırlatmaktan vazgeçmiyorlar bir çözüm bulmak için bizi düşünmeye zorlamalarına dek.
Somos demasiado jovens para lidar com estes problemas, mas eles continuam a confrontar-nos, até que, por fim, somos obrigados a pensar numa solução.
Çalışanlarımı sınırları zorlamaları konusunda teşvik ederim. Yeni ve denenmemiş formüller denemelerini desteklerim.
Incentivo o meu pessoal a inovar, a experimentar fórmulas novas e por testar.
Çocuğu kendi annesiyle evlenmesi için zorlamaları hoşuma gitmiyor gerçi.
Mas odeio quando obrigam aquele pobre rapaz a casar com a mãe.
Bizi aptalca karar vermeye zorlamaları gibi bir trajediye de olanak vermemeliyiz.
Mas também não podemos permitir que a tragédia nos obrigue a tomar decisões precipitadas.
Ama gündüz kapı zorlamalar?
Mas um acto destes em pleno dia?
Zorlamalarıma tatlı bir Arap gibi karşılık veriyor, başa dönüp duruyorum... hafif sola bir manevra, yavaşlamak için küçük bir dokunuş.
Ela responde à pressão como uma doce árabe, um pouco para um lado, um pouco para o outro.
Kralımız yitirdiği aşkı ve baronların zorlamaları ile mücadele ediyor.
O nosso rei está no meio de amor perdido E persuasão baronial.
Konuşabildiğim kadarıyla konuşup üyelerini halka ilişkiler komiteme bağış yapmaya zorlamaları için ikna ettim.
Falei com quantas pude, para intimarem as suas associadas a doar para o meu PAC.
Sayın Yargıç, Profesör Gerard'ı bunu imzalaması için zorlamaları kuvvetle muhtemeldir.
Meritíssima, há boas hipóteses de ele ter coagido este Professor Gerard a assinar isto.
Seni zorlamalarına izin verme.
Não deixes que te obriguem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]