English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zorlamayın

Zorlamayın translate Portuguese

210 parallel translation
Hayvanları fazla zorlamayın!
Não os detenhas.
İhtiyarı zorlamayın.
Näo obrigue o velho.
Beni zorlamayın!
Não me force.
Beni zorlamayın!
- Não me force!
Onu zorlamayın.
- Não a force.
- Fazla zorlamayın.
- Devagar com ele.
Kendinizi zorlamayın,... ben beklerim.
Deixe sair, eu espero.
Lütfen beni onu kaldırmaya zorlamayın.
Não me faça mudá-lo de sítio.
- Kendinizi unutuyorsunuz. - Sabrımı zorlamayın.
Tenha calma, Ned!
O halde gücünüzü zorlamayın.
Então, não exagere o seu papel.
Şimdi yapmaya zorlamayın.
Não me obriguem a fazê-lo agora.
Zorlamayın, çocuklar.
Não se precipitem, rapazes.
Beni savaşa zorlamayın. Benim yöntemlerim hiç hoşunuza gitmez.
Não me obrigue a lutar, porque não gostará da minha forma de lutar.
Lütfen söylemeye zorlamayın. Ben- -
Por favor, não me faça contá-lo.
Size de aynı muameleyi göstermeye zorlamayın beni!
Não me obrigue a dar-vos a ambos instalações semelhantes.
Şansınızı zorlamayın. Sadece peşlerinden gidin.
Não corram riscos, sigam-nos apenas.
Lütfen beni anlatmaya zorlamayın, zaten yapamam.
Agora, por favor não me faça explicar isto, porque não posso.
Beni bunu yapmaya zorlamayın. Neye zorlamayayım?
- Não me obrigue a fazê-lo.
Beni, Parral'ı General Huerta'ya vermeye zorlamayın.
Não me faça entregar Parral ao general Huerta.
Sabrımı zorlamayın!
A minha paciência tem limites.
Sabrımı zorlamayın!
- A rapariga está aí consigo?
Sabrımı daha fazla zorlamayın.
Para vosso bem, não abusem da minha paciência.
Kendinizi fazla zorlamayın.
Leva que näo te faz mal!
Oh, Bay Durk... "... sahnede zamanını tüketir! " Nicky fazla zorlamayın.
Sr. Durk, não seja demasiado severo com o Nicky.
Lütfen beni zorlamayın. - Tanrım!
Está a aleijar-me o braço!
.. ama beni herkesin önünde tövbe etmeye zorlamayın, .. Çünkü bu sadece, üzerime giydiğim kıyafetin şerefini lekeler.
Suplico-lhes que me seja dado um castigo até grave, para não ser exposto à abjuração pública, que só traria desonra ao hábito com o qual me visto.
Onu zorlamayınız!
Não! Não a empurrem!
- Unutmayın, tahtayı zorlamayın, ona nazik olun. - Evet, tabi.
Lembrem-se, não forcem a madeira, tratem-na com gentileza.
Sizi dışarı atmaya beni zorlamayın, Bayan Hart.
Não me force a empurrá-la, Menina Hart.
Bunu kanıtlamaya beni zorlamayın.
Não me obriguem a prová-lo.
Şimdi, beni polisi aramaya zorlamayın.
Não quero ser obrigado a chamar a polícia...
- Lütfen, beni zor kullanmaya zorlamayın.
- Por favor, não me obriguem a fazer algo.
Lütfen, beni bir daha evde kalmaya zorlamayın. Okula gitmek istiyorum. Haziranda mezun olmalıyım ve ben...
Por favor, não me obriguem a ficar em casa outra vez.
Beni kurallarınızla hareket etmeye zorlamayın.
Não me atire as suas regras.
Beni, sizi çöpe atmaya zorlamayın.
Serei forçado a bater-lhe.
- Onu zorlamayın.
- Não o desafiem.
- Bizi aramaya zorlamayın.
- Não nos obriguem a procurá-lo.
Lütfen sesimi zorlamayın. - Dr. MacKee?
Por favor, não me faça forçar a voz.
Ne olur beni işbirliği yapmaya zorlamayın.
Não me obriguem a rastejar na lama.
Şey onu zorlamayın.
Bem, não pressionem.
Açılın. Kuvvet kullanmaya zorlamayın.
Não me obriguem a cumprir com o meu dever.
Size itaat edecek ; fakat onu çok fazla zorlamayın.
Obedecerá, mas não a pressione muito.
Bunu kullanmak için beni zorlamayın.
Não me obrigue a usar isto.
Şansınızı zorlamayı kesmelisiniz.
Deixe de forçar a sua sorte, está a abusar.
Zorlamayın, penseyi kullanın.
Não forces.
Eski düşmanın dedektif Pladder'ı bu işte, zorlamayı düşünmüyor musun?
Não quer dificultar o trabalho do seu inimigo, o inspector Plodder da Scotland Yard? Oh, "monsieur" Paupare!
Beni gerçekten sevseydin ve bu kadar bencil olmasaydın seninle evlenmem için beni zorlamayı denemezdin.
Se me amasse realmente, e não deste modo egoísta, não tentaria obrigar-me a casar consigo.
Bir seçim yap! Böyle bir seçime zorlamayın beni.
Faca a escolha!
Şansınızı zorlamayın, Bay Rhoades.
Rhoades.
Kendinizi çok zorlamayın, efendim,
Não passe a noite em claro.
Ve siz, bayım... Kardasyan halkının sabrını zorlamayı denemeyin
E o senhor não provoque a paciência do povo cardassiano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]