Çanlar translate Portuguese
2,951 parallel translation
Kutup sıçanları yıl boyunca aktif yaşarlar. Soğuk tarafından korunan yiyeceklerin olduğu odalar arasındaki küçük koridorlarda dolaşırlar.
Os arganazes permanecem activos durante o Inverno, movendo-se entre bolsas de alimento bem refrigerado numa rede de túneis.
Kutup sıçanları, dışarıdaki dondurucu soğuğa rağmen kış boyunca kar altında aktif yaşarlar.
Os arganazes permanecem activos durante o inverno sob a neve, apesar da temperatura ser congelante acima.
Altın çanların çalındığı bu mekanda...
Quando soarem essas campainhas de ouro
Büyüleyici, sıçanlar için değil.
Fascinante, se não fossem as ratazanas.
Bir adadaki sıçanları nasıl uzaklaştırırsın?
Como se tiram ratazanas de uma ilha?
Hindistan cevizi için gelen sıçanlar varilin içine düşüyordu.
As ratazanas iam atrás do coco e caíam no barril.
Bir ay sonra tüm sıçanlar yakalanmış oluyordu.
Um mês depois, tínhamos apanhado as ratazanas todas.
Kimseye haber vermeden Montreal'e bilet almanın bazı çanları çaldıracağını beklemen gerekirdi.
Devia saber que comprar um bilhete para Montreal sem dizer a ninguém, activaria alguns alarmes.
Öyle mi? Benim çanlarımdan da bazıları çalmaya başladı, tamam mı?
Sim, tenho alguns alarmes meus a soarem, está bem?
Bu sıçanlar aynı eskisi gibi yamyassılar.
Aqueles ratos estão espalmados como sempre estiveram.
Tavşan Ve Sıçanlar
Cabeça de coelho, e a cabeça do rato.
Beyaz sıçanlar, bir düşün.
Porquê "ratos"? Pensa nisso.
Evet, hamile sıçanlar.
Sim, "ratos" grávidos.
Rus hamile sıçanların büyük satışı.
Uma venda massiva de "ratos" russos grávidos.
Ölü sıçanlar!
"Ratos" mortos!
Evet, ölü sıçanları stoklamaya küresel sağlık tehdidi denir.
Sim, uma ninhada de "ratos" mortos, chamada ameaça à saúde global.
Temizlikten sonra, sıçanlar gibi aşağıda saklanıyorlardı.
Têm-se escondido aqui como ratazanas desde a Purga.
ve başarılı olursam, kilise çanları yeniden özgürce çalacak, kızlarımız, dini eğitimlerine devam edebilecekler.
E se eu for bem sucedido, os sinos da igreja tocarão novamente livres, e nossas meninas, poderão continuar o catecismo delas.
Kilise çanları yakında yeniden özgürce çalabilecekleri için.
Os sinos das igrejas estarão a tocar livremente muito em breve.
Roma'nın kutsaması ile, kilise çanları bir ay içinde yeniden çalmaya başlayacaktır.
Com a bênção de Roma, os sinos da igreja poderão tocar novamente dentro de um mês.
21 Haziran 1929'da anlaşmalar tamamlanarak sonunda Meksika'da kilise çanları yeniden özgürce çalmaya başladı
A 21 de Junho de 1929, os acordos são finalizados e os sinos da Igreja tocaram livremente mais uma vez por todo o México.
Portakallar ve limonlar çanları söylüyorlar.
Laranjas e limões, dizem os sinos de...
Bana beş çeyrek peni borçlusun dedi Aziz Martin'in çanları.
Você me deve cinco asses dizem os sinos de S. Martinho.
Ne zaman ödeyeceksin dedi Londra Merkez Ceza Mahkemesi'nin çanları.
Quando você vai me pagar? , dizem os sinos de Old Bailey.
Çanlar çalsın, bu en güzel günde.
Toquem os sinos Neste dia de festa!
Kaçın sıçanlar, kaçın!
Fujam, ratazanas, fujam!
Çok yüksek bir kilise kulesi ve çanları.
Uma torre da igreja muito alta, com sinos.
Evet, bu canlarını yakmış olmalı.
Devia ter-te avisado. Pois, deve doer.
Para peşinde koşan nice canlar gördüm.
Já vi muitos que vivem pelo dinheiro. Não és nada como eles.
Canlarına okuyacağız.
- Vamos dar-lhes.
Onlar buradan gidene kadar da canlarına okumaya devam edeceğiz.
E vamos continuar a dar-lhes, até que desapareçam.
Lester, canları yanacak.
Lester, eles vão-se magoar.
Bütün o minik canların sana muhtaç olduğunu düşününce hiç korktuğun olmuyor mu?
Não te mete medo às vezes ter aqueles tipinhos todos a depender de ti?
"Bakın, canlarım" demiş ihtiyar Bayan Tavşan bir sabah.
" Meus queridos, disse a velha Sr. Coelha, uma manhã,
- Bedelini canlarıyla ödediler zaten.
Já pagaram com as suas vidas.
Canlarını alman, sana hiçbir şey kazandırmaz.
Tirar-lhes as vidas, não te faz ganhar nada.
Bu gece canlarına okuyacağız!
Esta noite, vamos dar uma tareia aos cabrões!
- Canları cehenneme.
- A sorte deles...
Elemanlarımın hepsi bu ülkede oldukları için memnun. Canlarına okuyabilirsiniz.
Sabem, todos os membros da minha equipa tem sorte de estar neste país, tão a vontade para abusar deles.
Altınları bize verin, biz de canlarınızı bağışlayalım belki bize katılmanızı isteriz ve kasabamızda krallar gibi yaşarsınız.
Vocês dão-me o ouro, e eu deixe-os viver. Quiçá, nos possamos unir e viver como reis aqui na nossa aldeia.
Üç beş uzaylının buraya gelip....... canları istedikleri gibi davranmalarına izin vermeyeceğiz.
Não vamos permitir que um bando de aliens entre por aqui... e faça o que lhe der na gana.
- Canlarım.
- Oh querida.
Canlarına oku Kaptan Korsan.
Apanhe-os, Capitão Pirata!
Diğer patlıcanları ona verebiliriz.
Poderíamos dar-lhe a outra beringela.
Pekâlâ canlarım, uzun bir gece uçuşu bizi bekliyor.
Queridos, parece que esta noite voamos.
Lanet olası sıçanlar!
Merda, ratos!
Canlarına okuyun!
Abordagem!
Gelin canlarım, gelin...
Por aqui, meus queridos.
Ama Marcy'e katılmak zorundayım.Canları cehenneme.
Mas tenho de concordar com a Marcy. Eles que se lixem.
Canlarım burada bir tehlike yok.
Meus caros, não existe aqui qualquer perigo.
Bu yüzden diğer çocuklar için çok tehlikelidirler,... ama esas olarak kendi canları için.
Isso torna-os muito perigosos para os outros mas principalmente para si mesmos.