Çatı translate Portuguese
14,911 parallel translation
Aynı çatı altında yaşadığımızı... -... ve haber kamyonlarıyla kuşatıldığımızı düşünürsek- - - Bunun için özür dilerim.
Bem, já que estamos a viver debaixo do mesmo teto e rodeadas por carrinhas das notícias...
Birkez senin çatının altından çıkarlarsa, artık sana içlerini dökmezler.
Quando deixam de estar sob o nosso teto, não há forma de saber o que fazem.
Ombudsmanlık çatışmayla ilgili geniş bir soruşturma yürütmek isteyecektir.
O oficial da Procuradoria vai querer liderar toda a investigação acerca das circunstâncias que levaram ao tiroteio.
Çıkar çatışması olur, seni zaten temsil ediyoruz.
Isso seria um conflito de interesses, representamos-te a ti.
Benim davama karşı bir sorumluluğum var ve bu ikisi çatışırsa sadece biri galip gelir.
Sou responsável pela causa, e se ambos conflitam, sempre haverá só um vencedor.
Sonra Genoa'dan payımı alıp şehre döneceğim ve belki kendime bir çatı katı falan ayarlarım.
Depois pego na minha parte de Genoa, volto para a cidade, e instalo-me numa "penthouse".
Metal fabrikasında seninle birlikte Ukraynalı gangsterlerle çatışmıştık.
Estivemos num tiroteio juntos contra os gangsters ucranianos.
Doğrudur, bir çatışmaya girdim.
Correção. Eu estive num tiroteio.
Bir miktar fikri çatışması olmadan Philadelphia olmaz, değil mi?
Não seria Filadélfia sem uma certa oposição, certo?
Şu binanın çatısına çıkmam gerek.
Preciso de acesso ao telhado daquele prédio.
Anlamanın zor olduğunu biliyorum ama benim geldiğim yerde, yani geldiğim zamanda 2166 yılında sen ve bu çatıdaki herkes sadece birer kahraman değil efsanelerdiniz.
Sei que é dificil para ti acreditares nisto, mas onde... de onde eu venho, do ano 2166, tu e todos neste telhado não são só considerados heróis... Vocês são lendas.
Çatışma sırasında Şüphelilerden biri ciddi şekilde yaralandı ve hastaneye getirildi Şu anda öldüğü bildirildi.
Durante a perseguição, um dos suspeitos ficou gravemente ferido, e foi transportado para o hospital onde foi declarado o óbito.
İç çatışmalarım had safhadaydı.
Há muito conflito interno.
Neden bilmiyorum ama beş ya da yedi yaşlarındayken iç çatışmalara dayanan bu karakter beni büyülemişti.
E, sabem, quando tinha cinco anos, não sabia porquê, ou aos sete não sabia porquê, mas sentia-me cativado por esta personagem que era baseada no conflito interno.
İki farklı kültürden gelen, İranlı bir baba ve Amerikalı bir annesi olan bir çocuk olarak Spock'ta da aynı çatışmayı görüyordum.
Como alguém que era de duas culturas, pai iraniano, mãe americana, via no Spock esse mesmo conflito de : " Qual é que eu sou?
Ayrıca yine o zamanlarda ikimizin arasında çok fazla çatışma vardı.
Foi também por esta altura que houve muitas desavenças entre nós os dois.
Çatı katı antlaşmamızı bile imzalamadı.
Ela nunca assinou o nosso acordo do loft.
Cece'ye çatı katı anlaşmamızı imzalattır. Nick yazdı sonuçta.
O Nick escreveu-o, por isso ele vai gostar disso.
Çatı katı ev arkadaşlığı antlaşması. 2005 yılında Lordumuz tarafından oluşturuldu.
O acordo de colegas de quarto de loft foi formado no ano 2005 do Nosso Senhor.
Kendimle çatışıyorum.
Começar a trabalhar por minha conta.
Ama evinizde bir menfaat çatışması yaşanıyor.
Tem um conflito de interesses na sua própria casa.
Çatı katlı otel odaları kiralıyor.
Aposto que ela aluga as "suites" do último andar, em hotéis de cinco estrelas.
Bir çatıda.
No telhado.
Çatıdan çatıya.
De telhado em telhado.
Amma çatışmaydı be.
Aquilo foi um faroeste.
- Çatıya çıkalım mı?
- Podemos ir para o telhado?
- Çatıya çıkalım.
- Vamos para o telhado.
- Çatıya çıkalım hadi.
- Vamos para o telhado.
- Çatıya.
- Para o telhado.
Lanet olsun, muhtemelen çatıdaki patlamadandır.
Provavelmente, foi da explosão no telhado.
Çatışabilirim.
Eu sei combater.
İşbirliğinde belediye başkanıyla Çatı çökmeye başlamış
Em conluio com o presidente da Câmara O telhado está a desabar
Seni bir daha görürsek yemin ederim şuradaki çatıya çıkartır arkadan becerir, bıçaklar, köpek boku yedirir ve seni o çatıdan atarım.
E na próxima vez que vos vir, juro por Deus que vos vamos levar ao cimo do telhado, enrabar-vos, esfaquear-vos, mutilar-vos, obrigar-vos a comer merda de cão e atirar-vos do telhado.
Çık yukarı merdivenden Çatıya
Sobe a escada para o telhado
Çık yukarı merdivenden Çatıya
Sobe a escada Até o telhado
Çık yukarı merdivenden Çatıya
A escada Para o telhado
Çatıya kurarsanız, Sezarlar gelir.
Se montares no telhado, os Caesars vão lá estar.
Dostumuz çatıda onu düzdü. Seslerini duydum.
Ele comeu-a no nosso telhado.
Tüm çatıyı mı yok edeceksiniz?
Vão destruir todo o telhado?
Yeni bir çatı yaptırabiliriz ama Nate'le zamanımızı asla yeniden yaşayamayız.
Podemos arranjar outra chaminé, mas este tempo com o Nate não volta.
Sen ve çüksüz dostun silahlı bir çatışmaya dahil olmamı mı teklif ediyorsunuz?
Tu o teu parceiro sem pila desafiam-me para um duelo de armas?
İşte bu yüzden şirketin burada çıkarımızın çatışmasına ihtiyacı var.
É por isso que a empresa precisa de aumentar a nossa participação neste sítio.
Buraya gelen herkes heyecan ve çatışma ister.
Toda a gente que vem aqui anseia por excitação ou conflito, e tu estás
- Çatı katı 3 numara.
- "Penthouse" 3.
Hooli kartımı atmasam da ara sıra gelip arkadaşlarla çatıda takılsam olur mu?
Posso ficar com o meu cartão para vir ter com os meus amigos ao telhado?
Çatıya çık.
- O quê?
İşe gitmezse Cat onu kovacakmış.
A Cat irá demiti-la caso não apareça no trabalho.
Galaksiler arası silahlı bir kuvvette seçkin bir ajanım. Cat Grant'le başa çıkabilirim.
Sou um agente de elite de uma força paramilitar intergaláctica, acho que posso lidar com a Cat Grant.
Cat'le işim bitince DEO'da görüşürüz.
Vemo-nos no DOE, depois que eu lidar com a Cat.
- Cat Grant'le nasıl geçti?
- Como foi com a Cat Grant?
Tüm bu duman çatıdan mı geliyor?
Este fumo vem do telhado?