Çingeneler translate Portuguese
203 parallel translation
Çingeneler gibi.
É uma espécie de viagem cigana.
Çingeneler.
Ciganos.
Bütün Çingeneler yakılıp kılıçtan geçirilmeli.
Todos os ciganos deviam ser destruídos pelo fogo e pela espada.
Hazreti Meryem, Çingeneler oradan oraya nasıl savruluyor sen biliyorsun.
Mãe de Deus, sabes como os ciganos são cruelmente escorraçados de terra em terra.
Çingeneler çok konuşur, az öldürür.
Os ciganos falam muito e matam pouco. Vou buscar vinho.
Çingeneler böyle hilelerle hava atarlar.
Os ciganos fazem-no para se fazerem de importantes
Bu lanet çingeneler.
Estes malditos ciganos!
Biliyor musun, üçünü de çingeneler kaçırdı sanmıştım.
Até pensei que podiam ter sido raptados por ciganos.
Çingeneler gideli bir hafta oluyor.
Há uma semana que se foram.
Ne at bulundu ne de çingeneler.
Nunca apanharam o cigano. Nem o cavalo.
Bırakalım, Çingeneler kendi işlerini kendileri halletsinler.
Exactamente. Vamos deixar os ciganos em paz.
- Çingeneler.
- São gitanos.
Çingeneler.
São gitanos.
Çingeneler arabistandan geliyor, Mısır'dan.
A palavra "cigano" vem de "o modo do Egipto".
Bu çingeneler Madero'ya gidiyorlar.
Os ciganos estão a caminho de Madero.
"Çingeneler seni kapı ağzına bırakmış."
"Não és meu. Foste deixado na porta por ciganos."
"İçimizde şeytanlar var ; komünistler, liberaller, Yahudiler, çingeneler."
"Há demônios entre nós." "Comunistas, liberais, Judeus, Ciganos."
Pazar yeri soytarıları, sizin ülkenizdeki Çingeneler gibi.
Artistas de rua. Como os ciganos no seu país.
Bir zamanlar çingeneler kadar hürdüm
Em tempos fui livre como um cigano
Seninle bu gece tanışmamız tesadüf değil. Seni çingeneler yolladı.
Podes não acreditar, mas o nosso encontro não foi acidental.
Çingeneler mi?
Os ciganos mandaram-te. Ciganos?
Bu kazıkçı çingeneler bize yol gösteremiyor!
Isto não nos ensina!
Bu kazıkçı çingeneler bize yol gösteremiyor!
Isto não nos ensina! A tua liberdade não nos alcança!
Görüyorsunuz ya Caesar, deminki gibi çingeneler ve baldırı çıplaklar bile evliliğin ve bir aile yaşamının erdemini nasıl da benimsiyorlar!
Vede, César, agora até vagabundos e saltimbancos como aqueles reconhecem as virtudes do casamento e da vida familiar.
Ama hayır! Çingeneler gibi olmayı tercih ediyorsunuz! Lütfen git buradan!
Mas não, preferem tornar-se ciganos.
Hayır, nişanlım ve orada dolaşan bazı çingeneler haricinde kabul etmiyor.
Nenhuma, a não ser as do meu noivo e as de uns ciganos errantes.
Çingeneler mi?
Ciganos?
Şunlara bir bak, gerçek çingeneler.
Veja só, ciganos a sério!
Çingeneler gibi yaşıyoruz!
Vivemos como ciganos.
Çingeneler, kırma köpekler gibiler.
Os ciganos são como cães rafeiros.
Gaby'i bize leylekler ya da çingeneler getirmiş olsa bile umurunda olmaz onun.
Que importa a ela se a cegonha trouxe a Gaby ou a roubamos?
Çingeneler!
Ciganos!
Bekleyin beni çingeneler!
Esperem por mim, ciganos!
Lütfen devam edin Müfettiş. Açık konuşmak gerekirse Holmes, bu adamı Çingeneler, onu en değerli mallarından mahrum edilmek kastıyla taciz etmiş, onun ceplerini boşaltırlarken de, onun taşıdığı bir fotoğrafı da almışlar.
Os meus pensamentos... pensava numa antiga lenda Klingon sobre..... uma criatura espacial preta gigante que era capaz de devorar naves inteiras.
Ahmet gelmiş, çingeneler şeyhi!
É Ahmed Dida, o campeão.
Şu çingeneler konusunda yani.
Refiro-me a esta história dos ciganos.
Ayaklı hırsızlar, Çingeneler.
Ladrões à séria.
Bundan yaklaşık 1000 sene önce, hâlâ bilinmeyen nedenlerden dolayı çingeneler Hindistan'ın kuzeybatısından ayrılıp,
Do noroeste da índia, há aproximadamente mil anos atrás por razões ainda desconhecidas,
Biz çingeneler, böyleyiz, göçebeyiz.
Nós partimos.
Ama beyler, Yahudiler, çingeneler, zencilerden vs. söz ediyorsunuz.
Cavalheiros, referis-vos a judeus, ciganos, negros e por aí em diante.
Sırada Çekler ve sonra Polonyalılar var. Çingeneler ve Yahudiler'den bahsetmeye gerek bile yok.
A seguir serão os checos e os polacos... já para não falar nos ciganos e nos judeus.
O konuşma da neyin nesiydi? Yahudiler ve Çingeneler'miş.
Que discurso foi aquele dos judeus e ciganos?
- 6, 7 milyon Yahudi... Çingeneler, zihinsel engelliler ve sakatlar için de kurşun.
- Sim, 6 milhões de judeus... balas também para os ciganos, os malucos e os deficientes.
O çingeneler bize ellerini süremez.
Lá os rafeiros não nos atacam.
- Çingeneler para kazanmazlar.
- Os ciganos não ganham dinheiro. - Roubam-no.
Çingeneler savaşta ne yaparlar?
E o que fazem os ciganos na guerra?
Çingeneler genelde yalan söylerler ama, o ıslanmış bir kediye benziyordu.
Ele parecia um gato afogado.
Hey, anaları fahişe çingeneler, sizi bugün boka sokucaz.
Mafiosos, aldrabões!
Çobanlar, işçiler, çingeneler... Onları denizden kurtardık. Ayrıca öğrenciler,
Recolhemo-los no mar durante a noite, que também existem estudantes, decerto perseguidos injustamente pela polícia.
Ah, çingeneler gibi.
Uma vida de ciganos.
- Bakın, Yüzbaşı. Çingeneler.
Os ciganos vivem fora da ordem normal.